CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ ÇUBUK’TA ŞUBE AÇTI

CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ ÇUBUK’TA ŞUBE AÇTI

Cumhuriyet Kadınlar Derneği Çubuk şube açtı.

Şuayip YAMAN

Açılışa; Cumhuriyet Kadınlar Derneği Genel Sekreteri Zulkufe Gültekin, Çubuk Şube Başkanı Raziye Şengül, yönetim kurulu ve diğer üyeler ile birlikte,     CHP Çubuk İlçe Örgütü Başkanı Vural Çokcan ve yönetim kurulu üyeleri, MHP Çubuk İlçe Başkanı Adem Kisecik ve yönetim kurulu üyeleri, İşçi Partisi Çubuk İlçe Başkanı Zülfikar Tuncay ve yönetim kurulu üyeleri ile katıldı.  

İlçe Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan açılışa çelenk gönderdi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhuriyet Kadınları Derneği Çubuk Şubesi Başkanı Raziye Şengül yaptığı açılış konuşmasında, “ Cumhuriyet kadınları Derneği yurdumuzun birçok il ve ilçesinde etkin bir şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir. 

Böyle etkin bir oluşumun ilçemizde de faaliyet göstermesi için çalışmalar yaptık. Bu çalışmada çok sayıda bayan arkadaşımız görev aldı. 

Ülkemizdeki yönetim sisteminden dolayı kadınlarımız geri planda kalmıştır. Kadınlarımız sosyal hayattan uzaklaştırılmıştır. 

Kadınların yolunu ancak örgütlü olmak açar. Bundan böyle kadınlar örgütlü olmak ve istismara maruz kalmamak için Atatürk ilkelerinden laikliği birinci planda tutmak zorundadır.

İnanıyorum ki hem kadın haklarını hem de Türkiye’nin bütünlüğünü sağlamak tek çıkar yoldur.   

Laik bir toplumda öncelikle dinden arındırılması gereken siyasettir. Halkın inançları istismar edilerek politik bir malzemeye dönüştürülmüştür. Laiklikten uzaklaşan toplum; Bilimden, aydınlanmadan, çağdaşlaşmadan kopar. Bu yüzden toplum ne kadar çağdaş ise o kadar laiktir.

Biz Cumhuriyet Kadınları da;

Atatürk’ün istediği gibi aydın, çağdaş, bilgili, özgüvenli kadınlarımızı bir araya getirip onların daha örgütlü ve güçlü olmasını istiyoruz.

Sizlerinde bize destek vereceğinizden eminiz ve bekliyoruz. Bizleri bu açılışta yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ederiz.”

Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Sekreteri Zulkufe Gültekin, “Derneğin adı Cumhuriyet Kadınları Derneği'dir. Genel Merkezi Ankara'dadır. Dernek yurtdışında ve yurtiçinde il, ilçe ve beldelerde, şubeler ve temsilcilikler açabilir. 

Cumhuriyet Kadınları Derneği, Ulusal Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimleri ile kazanılmış olan ekonomik ve siyasal bağımsızlığın, özgürlük, demokrasi ve aydınlanmanın korunması, savunulması, ülke ve halk yararına geliştirilmesi için çalışan bir sivil toplum örgütüdür. 
Cumhuriyet Kadınları Derneği, 15 Şubat 1997 yılında gerçekleştirilen o dönemin en büyük kadın mitingi ‘Şeriata Karşı Kadın Mitingi’nin ardından kuruldu. Dernek yönetimi, kuruluş başvurusunu, kadınların seçme seçilme hakkının kazanışlarının yıldönümü olan 5 Aralık 1997 tarihinde yaptı. ‘Cumhuriyet kazanımlarının korunması, savunulması ve kadın lehine geliştirilmesi’ amacı ile kurulmuştur.
Derneğimiz 2 Kasım 2005 yılında gerçekleştirilen ‘4 Kasım Cumhuriyet İçin Halk Yürüyüşü’nden başlayarak, Cumhuriyet Mitingleri’nin önderliğini yaptı. Memleket sorunları ile kadın haklarını birbiri ile ilişkili kabul eden Dernek, aynı zamanda kadınların yasal hakları için mücadele etti. 
4320 sayılı ‘Ailenin Korunması Yasası’ndan başlayarak, Medeni Yasa, TCY ve İş Yasası değişikliklerinde kadın platformları ile ortak çalışmalarda etkin rol oynadı. 
Bir kadın derneği olmasına ve kuruluşunun üzerinden henüz kısa sayılabilecek bir süre geçmesine karşın dernek, yaptığı çalışmalarla kadınlar arasında özenilen bir yapıya kavuştu.
            “Atatürk ve Kadın Hakları”
Atatürk’ ün Kadın Hakları Konusundaki Görüşleri ve Gerçekleştirdikleri, bugün dünya aydınlarının ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın yaymaya çalıştığı kadın hakları ile ilgili görüşler, Atatürk tarafından çok önceleri dile getirilmiş ve çoğunlukla da uygulama alanına sokulmuştur. Atatürk, Cumhuriyet’ in ilanından dokuz ay önce Şubat 1923 ‘de şöyle demiştir:
“Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir.
Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü olan bu sözleriyle kadının toplumdaki yerini belirlemiştir. Atatürk’ ün Türk kadınına beslediği sevgi ve saygı, Kurtuluş Savaşı’ndaki gözlemleri ile iyice perçinleşmiştir. 1923 yılında Konya’ da yaptığı bir konuşmada, bu hissiyatını büyük bir içtenlikle şöyle dile getirir:
“Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim, diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr, o ilahi Anadolu kadını olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim.”
Demokrasi halkın kendi yönettiği sistemdir. Bu sistemin iyi işlemesi için biz kadınların ülke yönetimine katılması gerekliydi. 
Atatürk bu amaçla Türk kadınına siyasi haklar verilmesi için çalıştı bu çabalar sonunda Türk kadınına:
1930 yılında belediye seçimlerinde seçme,
1933 yılında çıkarılan Köy Kanunuyla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme,
 5 Aralık 1934’te Anayasada yapılan bir değişiklikle “Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı”  verilmiştir.

Siyasi haklar Türk kadınına birçok Avrupa ülkesinden önce verilmiştir.
 Türk kadını, yüzyıllardır özlemini çektiği haklarına sahip olmada; en azimli, inançlı ve güçlü desteği Atatürk’ ten almış ve çağdaş ülke kadınlarının önüne geçmiştir. Örneğin; İtalya’ da kadınlar ancak 1948 yılında seçimlere girebilmişler. Japon kadınları ise seçim haklarını ancak 1950 yılında alabilmiştir. Medeni Kanun’ ları aldığımız İsviçre’ de ise, kadınlar haklarını 1971 yılına kadar alamamıştır.
Ayrıca ATATÜRK, hukuk alanında da Türk kadını için düzenlemeler getirmiştir. Bu kanun ile yani 1926 Türk Medeni Kanunu ile Türk kadınına temel haklar verilmiştir. Bu haklar şunlardır:
Erkeklerin çok kadınla evliliği yasaklanmıştır.
Tek eşlilik hükmü getirilmiştir.
Boşanma konusunda karar yetkisi mahkemelere verilmiştir. Boşanmada kadın erkekle eşit haklara sahip olmuştur.
Evlilik işlemleri resmi kayıtlar dahilinde, evlendirme memurlarınca yapılması öngörülmüştür.
Kadının vasiliği yasal güvencelere alınmıştır. Kadın mirasta eşit haklara kavuşmuştur.
Kadınlara, erkeklerle aynı işlerde çalışma ve eşit ücret alma hakkı tanınmıştır.

Kadınlarımız Atatürk sayesinde demokratik haklara kavuşmuştur. Türk kadınları özellikle yüce Atatürk'e ne kadar dua etseler azdır...
Atatürk, yaşadığı dönemde kadının adı bile yokken, 'O' bir erkek olarak kadını kadınlardan daha çok düşünerek aslında ne kadar ulu bir kişiliği olduğunu gözler önüne sermiştir... Bunu göremeyenlerin sadece gözü değil insanlıkları da kör olmuştur.

1946 yılında Türkiye kadın hakları yönünden dünyada ikinci sırada yer aldı.

Biz 1995 de, gericiliğin ayak sesleri varken bir araya geldik. Şeriata karşı kadın yürüyüşümüzü gerçekleştirdik. Cumhuriyet devrimi ile ortaya çıkan haklarımıza sürekli sahip çıktık. Bunun için hep ayaktayız.

Şu anda Cumhuriyet ve kazanımlarının ne hallere düştüğü ortada.. Cumhuriyet Devrimi ile kazandığımız haklara sahip çıkmazsak, ülke bölünür ve parçalanır.

Şimdilerde ise şiddete maruz kalan kadınlarımızın oranı yüzde 38’lerde seyretmektedir. Dünya ikinciliğinden buralara geldik.

AYRICA;

Kadınlarımızın; ekonomik özgürlükleri ellerinden alındı.
Kadınlarımızın kaç çocuk yapacağına başkaları karar veriyor.
Kadın evleri kapatılıyor.

Bugün Türk kadını İmparatorluk devrinde olduğundan daha ileri bir statüye ulaşmıştır.     
Türk kadını kendisine verilen hakları koruyabilmek ve çağdaş yaşam düzeyine ve şartlarına ayak uydurma mücadelesi devam etmektedir.
Halen bazı akımlarla tekrar çağdışına döndürülmek istenen Türk Kadını, Yüce Atatürk’ün yolunda emin ve kararlı adımlarla bilinçli bir mücadele ile haklarının savunucusu olmak zorundadır. Aksi halde telafisi çok zor olan bir açmazın içine düşebilir ve bu açmazdan kurtulmak yine uzun zamana mal olan çabaları gerektirir. 
Bizler Mustafa Kemal’in yetiştirdiği insanların çocukları ve torunlarıyız.

Kendimiz için, onurumuz için, tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi ayakta dimdik durmalıyız.” Dedi.

ADD Çankaya İlçe Yönetim Kurulu Üyesi ve emekli Öğretmen Seher Yıldırım, “Sabiha Gökçen” adlı şiiri okudu.

Raziye Şengül başkanlığındaki Cumhuriyet Kadınları Derneği Çubuk Şubesi yönetim kurulu üyeliklerinde ise, Zeliha Zühre Yuva, Neriman Özcan, Sezgi Taşçı ve Badegül Aksoy yer almaktadır.

Açılış sonrası katılımcılara ve misafirlere, kadınların evlerinde hazırladıkları pasta ve kurabiyelerden oluşan çeşitli  ikramlarda bulunuldu.

umhuriyetvert.jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum