Çubuk Çayında Gondol Sefası

Çubuk Çayında Gondol Sefası

Dünyada insan için imkansız yok demiş büyüklerimiz. Venedik belki uçuk bir örnek ama hemen şuracıkta Eskişehir’de gerçekleştirilen Porsuk Çayı projesi örnek alınarak benzer bir proje Çubuk’a da uygulanabirdi diyor bazıları.


Kim istemezki yaşadığı bölge'nin güllük gülistanlık olmasını,Dünyada herşey insanlar için değilmi?,Hayaller umutlar,rüyalar,sevgiler,muhabbetler.İşte tam bu noktada Mehmet efendinin rüyası giriyor devreye.Şimalhaber köşe yazarı Emrullah Kılıç Geçen haftaki köşe yazısın'da Mehmet efendinin rüyasına yer verdi.Zaman'da kısa bir yolculuk için mehmet efendinin rüyasını Emrullah KILIÇ'tan dinleyelim.

MEHMET EFENDİ'NİN RÜYASINDAKİ ÇUBUK

Alacakaranlık şehrin üzerine henüz yeni inmişti.

Herkesin eve dönmekten başka bir şey düşünmediği yenilgi saatleriydi.

Yılgın suratların arasında yol alıyordum..

Mekânım otobüsün arka koltuğu.

Zaman yaşlı otobüsün motor sesine ayarlı!

Yorgun bedenimi dinlendirmek için zihinsel bir yolculuğa çıktım, emek kokan bedenler arasında..

Hep hüzünlü olacak değil ya manzaralar…hep umutsuzluk saçacak değil ya…

Yol alırken umutsuz sesler arasında bir anda tebessümler oluştu yorgun yüzümün halkalarında.

Mevlanalar, Yunuslar gelmiş, muhabbet dağıtıyorlardı bu toprağın insanına…

Modern dünyanın debdebesi, rengârenk ışıkları, binaları arasından geçilip, park içindeki çınar ağacının altında kurulmuştu gönül sofrası.

Ne resmiyetin soğuk yüzü, ne de insanların gönülsüzlüğü…

Yan taraftaki kahvehanede Anadolu ezgileri söylüyor ince bıyıklı garsonlar...

Muhabbet fedaileri kol kola yürüyorlar çay kenarındaki çiçekçiler arasından…

Nargile yudumlayan ahbaplarına selam verirken, köşedeki kitapçıyı da unutmuyorlar.

Dünya zindan olsa bile sıkılmaz insan bu şehirde diye mırıldanan insanların , Çubuk çayındaki Gondol sefasını seyre dalıyorum…

Yürümek ise ayrı bir keyif.. ayaklar kendiliğinden gidiyor güzellikleri keşfe…

Vaktimiz yeter mi? Olsun devam…

Bir zamanlar burada tüm çirkinlikleriyle belediye otobüsleri, eski iş makineleri dururdu diyerek geçiyoruz kapalı çarşıdan…

Kim demiş ki turşuculara selam vermeyeceğiz.. hayırlı işler dilemeyeceğiz..

Derken çay kenarındaki anfi tiyatroda verilen Türk sanat müziği konseri çekiyor bizi kendine…

Bisikletli çocuklar raks ediyor gül bahçeleri arasında…

Burası neresi Mehmet?

Ne Tanpınar’ın beş şehri, ne de Ahmet Turan’ın altıncı şehri …

Burası bizim şehrimiz…

Emrullah KILIÇ


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum