Abdurrahim Somuncu   (Emekli Müftü)

Abdurrahim Somuncu (Emekli Müftü)

HAYIR VE HAYIRLISI OLSUN…

 

                                                       

             Hayırlısı olsun sözünün anlamını bir kıssa ile izah edelim. Köyün birsinde bir imam varmış. Komşunun veya bir kimsenin başına istenmeyen, bir olay geldiğinde hayırlısı olsun dermiş. Hocanın kendi başına, arzu edilmeyen bir iş gelmiş olsa, hayırlısı olsun diyemez demişler. Cami cemaatinden bazı kimseler, hocayı deneyelim demişler. Nasıl deneriz derken, onlardan birisi, şöyle teklifte bulunmuş. Hocanın 50 kadar koyunları var, ormanlık ve köye uzak bir mesafede, bir yerde, kurtların uluduğu, koyunların kurtlara yem ola bileceği bir mahalde, çobanla anlaşarak, sürüden ayrı tutalım kararına varmışlar. Akşam olunca herkesin davarları ağılına girerler, hocanın davarları da gelmeyince, hocanın telaşını seyir edelim, demişler. Yatsı vaktinden önce camiye gelenler, Hocam geçmiş olsun senin davarlar ormanlık bir yerde kalmış vah vah onları bu gece kurtlar yerler demişlerse de Hoca önceki zamanlarda olduğu gibi, yine, ne yapalım hayırlısı olsun demiş. Hoca efendi hiç telaşa kapılmadan, her söyleyene, hayırlısı olsun dermiş. O gece deprem olmuş her kesin davarları ahırlarında, ağıllarında ölmüşler. Hocanın davarlarına hiçbir şey olmamış ve hocanın koyunları depremin zararından kurtulmuş.

           Bir işte  “hayırlısı olsun”  sözü, bir düa dır.Bir şeyin iyiliğini istemektir. Sabahleyin yatağımızdan kalkınca, ilk işimiz, şu düayı okumak olmalıdır.  “Rabbi yessir vela tuassir Rabbi temmim bil hayır.” Anlamı ise “Rabbim işlerimi kolaylaştır, güçleştirme, sonunu hayırlı eyle”  demektir

           Bu konuda İbrahim Hakkı hazretleri şöyle demektedir.  “ Hak şerleri hayır eyler. Zannetme ki gayr eyler. Arif anı seyr eyler, Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler. Dime bu iş niye böyle, hak eylemiştironu öyle, Mevla görelim neyler erse güzel eyler.” Yapılan veya yapılacak işlerde hayır beklemek müşlimanın şiarı beklentisi, olmalıdır.                                                           

                                                           

           “Hayırlı olsun” sözünden esinlenerek birazda hayır işlerinden bahsedelim. Nitekim Hazret-i Ebu Bekir -radıyallâhu anh- şöyle buyurmuştur: “Dünya, müminlerin pazarı; gece ile gündüz, sermayeleri; güzel ameller, ticaret malları; cennet, kazançları; cehennem de zararlarıdır.” Hayır, imkânı Cenabı-ı Hakk’ın kullarına bir lutfudur.

              Yapılan hayırlar insanı ebedileştirir. Atalarımız, yaşadıkları zamanlarda hanlar, hamamlar, sarnıçlar, çeşmeler yollar, mabedler,medreseler, yapmışlardır. Bir atasözünde  “insan ölür eseri, sel gider kumu kalır” demişlerdir. Hayrın küçüğü de hayır, büyü güde hayırdır  “Simsimeten simsime velev kane simsime”/ bir eserin olsun velev ki susam tanesi kadarda olsa, denmiştir. Yapılan hayırlar kabir ve ötesinde bizlere yararı dokunacaktır.                                                                                

          Arzu edilen, bir işten netice alınamayınca da kadere küsmemek lazımdır. Bir hadisi şerifte Peygamber efendimiz (sav) şöyle buyurmaktadır.  “Men amene bil kader emine minel keder”  Kadere inanan kederden emin olur. Kuran-ı kerim bakara süresi ayet 148 de “…(Ey müminler) siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız, olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir…”  Buyrulmaktadır.                                               

                                                                                  

            Yapılan hayrın çeşitleri çoktur. Kimse diyemez ki, benim servetim yok ki, ne hayrı yapayım. Yola yuvarlanan taşın kenara itilmesi bile, bir hayırdır. Bir yetim çocuğun başının okşanması da bir hayırdır. Güler yüz ve bir tebessümde de hayır vardır.                

         

               Yapılan hayırlar niyete göre derecelendirilir. Zamanın birisinde bir hayırsever tek başına cami yaptırmak istemiş. Bunu gören fakir ve tek geliri ineğinin sütü olan, yaşlı bir kadın da, benimde bir hayrım olsun demiş, sütü satarak bir tek tuğla almış, cami duvarına koydurmuş. Camii tek başına yaptıran adamın rüyasında kendisini cennette bir köşk içinde olduğunu görüyor. Şu benim komşun kimdir bir ziyarette bulunuyum diyor. Ve komşusunu ziyarete gidiyor. Konuşurlarken kadına soruyor; size hangi amel sebebiyle cennet köşk nasıp oldu deyince: yapılan cami’e bir tuğlam nasıp oldu, keşke servetim olsaydı da, bende tek başıma bir cami yaptırsaydım niyetimin karşılığında Cenab’ı Hak bana cenneti nasıp etti cevabında bulunmuş.                                                                                                

              Bu konuda Peygamber efendimiz (sav) “Her kim Allah rızasını gözeterek, bir mescid yaparsa Allah,(cc) o kimseye cennetde bir köşk bina eder” buyurmuşlardır. İçerisinde bulunduğumuz bu üç aylarda kendimize çeki düzen verelim, daha çok hayırlar yapalım. Allah’a emanet olunuz.                                

                                                     

 

 

Bu yazı toplam 4102 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.