Hayat Zıtlarla Vardır Ve Zıtların Adıdır Hayat!

 

   Âlemde her şey zıddıyla vardır. Suyu düşünün bir; oksijen ve hidrojenin birleşmesiyle meydana gelmiştir. Biri yakıcı, diğeri yanıcı bir gazdır. Ya çamur. Peki, çamur olmasaydı, Âdem insan değil, melek olurdu. İnsanlar dışında hiçbir varlık Allah\'ı tam olarak sevemez. Çünkü hiçbir varlık Allah\'ın suretin de yaratılmamıştır.

   Dedik ya her şey zıddıyla yaratılmıştır diye, işte onlardan bir tanesi de aşktır. Eğer aşk belayı kapısına çağırmıyorsa o aşk değildir. Aşk da, yalnızca zevke ulaşmak yoktur, yalnızca kendinden geçmek yoktur. Acı ve kaygılar, özlem ve ağıtlar aşkın meyvesidir.  Bir aşığı, sevgilinin mahallesinde gözyaşı döküp inlerken görürler ve sebebini sorarlar. Âşık şöyle cevap verir: “Sevgilimin mahallesinin toprağını, bir gün gelip de aramızda toz kalkmasın diye gözyaşı ile suluyorum.” Ayak bastığın yerde gözyaşın yoksa senin varlığın toz olmuştur.

      İnsanı yaşatan gözlerimizin görmediği hücrelerdir. Hayatın hücreleri de aşktır. Hayatı yaşanılır kılan, aşkı bulana ne mutlu. Ya buldum dediği tenden başka bir şey değilse, o zaman vay haline… İşte o zaman “eşref-i mahlûkat” olan insan, yani yaratılmışların en şereflisiyken, bir anda hayvanlardan da aşığı bir mertebeye indiriliyor.

   Mevlana\'nın çok güzel bir hikayesi anlatılır:

   “Bir gün bir aşık sevgilinin kapısına gitti ve kapıyı çaldı. İçerden bir ses, “kim o” diye seslendi. Aşık cevap verdi:

“Ey yüce sevgili kapına gelen benim, ben zavallı sadık kölen.” dedi.

Sevgili kızarak bağırdı.

“Çekil git kapımdan sen daha olgunlaşmamışsın bu sofrada hamlara yer yok, bu ev küçük iki kişi sığmaz.” dedi.

  Zavallı adam çaresiz oradan ayrıldı tam bir yıl o sevgilinin ayrılığıyla yanıp dolaştı, kavrulup pişti. Bir sene sonra sevgilinin kapısına geldi kapıyı çaldı.

“Kimdir o, kim kapıyı çalıyor?”

Çaresiz âşık perişan bir halde cevap verdi:

“Ey cana can katan sevgili, ey bir bakışıyla binlerce aşığı perişan eden, gönlümü alan sensin.” dedi.

Sevgili seslendi:

“Mademki sen bensin, ey ben gel içeriye, gönül evi dardır oraya iki kişi sığmaz.” dedi.

  

   Aşk öyle bir ateştir ki, sevilenden başka her şeyi yakar. Hz. İbrahim ateşe atıldığı zaman, ateş gül bahçesine dönmüştü. Çünkü Habibine teslim olmuştu. Bazı şeyler vardır ki göründüğü gibi değildir. Gözün sahibi gördüğü kadar değer verir. Güle herkes bakar ama sadece âşıklar değer verir. O yüzden kargalar bilmez gülün kıymetini…

Bu yazı toplam 1590 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum