Tarık Sezai Karatepe

Tarık Sezai Karatepe

Berivan, Kayıp Şehrin Çocuğu!

Sonunda günah keçisi bulundu. Adı: Berivan. Yaşına başına bakmayın. Aldanmayın, henüz 15"inde  olduğuna. İşlenmiş her marazın faili o. O"dur, her cürümde başı çeken.

"Örtüm  kimliğim, tesettür kişiliğim. Vazgeçmem bedenimi saran özgürlükten!" diyen milletin vekiline meclisi dar eden o.

Sıra ötekine gelince:

 “Ne yapalım. Mahkumsa mahkum. Katilse katil. Almış mı oyunu, girmiş mi meclise. Saygı duymalı!” diyen fikir aymazı o!

abd"den ithal bakan devşiren, iktisatı köleleştiren, devalüasyonu hortlatan, bankaları batıran, borsa zengini icat eden o!

Ülkeyi batağa götüren, cumhurbaşkanı seçtirmeyen, meclisi birbirine katan, deniz diplerine suikast silahı saklayan, dağ başlarına obüs yerleştiren, halkına namlu çeviren, fitne ateşini yakan, ansızın bir köşeden çıkıp -iş olsun diye- önüne geleni  hançerleyen, oyun içinde oyun kuran o!

Kandan nemalanan, ırkını ilahlaştıran, soyunu putlaştıran; mezara giren girdikten, kodese düşen düştükten sonra bekleyip bekleyip vazife verilen nesepsiz salon akademisyeni o!

Arada bir kükreyip, sonra kürküne sığınan, bir ileri iki geri nifak tavrıyla duvarlarla konuşan o!

Beş bin gencin üstünü kapatıp:

 “Ne yapalım vatan için öldüler. Şimdi bir de başımıza bunu çıkarma! Şan için olduktan sonra fail-i meçhulü mü var bu işin? İyi giderken siyaset, soldaki partnerle kurulmuşken muhabbet, 12 Eylül öncesini karıştırma! Yoksa….!” diyen o!

“Mühim olan rejimdir. Kurumlar yanlış yapsa da, sistemin aşkına oluyor bütün bunlar. Haksız da olsa, alınmış kararların arkasında durmalıyız. Sonra oyuncağımızı yitiririz. Kim getirir İsviçre"den, yeni bir eğlence!” namzetli müzmin muhalif o!

“Biz de biliyoruz. Bir milyon meslek liselinin hayatını karartan on bir kişiyiz. Halkın bedduası yakamızda. Ne yapalım ki fen lisesinde yakını olan, anadolu lisesinde oğlu kızı okuyan hatırlı dostları kıramadık.

Meslek liseli, on dört yaşında verdiği kararın cezasını ömür boyu çekecek. Ha müebbet vermişsin, ha vicdan mahkemesinde işkenceden geçirmişsin. Ama mantar gibi bitiyorlar, Hukuk"ta, Siyasal"da, Tıp"ta… Bir son vermeliydik buna!” diyen Istanbul Barosu"nun borusu o!

“Barış da yeşeremeyiz. Açılım işimize gelmez. Radikalizmdir varlık sebebimiz. TRT 6"sı şusu busu kozlarımızı elimizden alıyor, son noktayı koyarsa hükümet, bizi kimse takmaz; "Laik Kürt" projemiz havlu atar.

İyisi mi her güne bir anlam verip, arabaları patlatalım, mağazaları uçuralım, kaosa davetiye çıkaralım. Böylece tabanımızı ayakta tutarız!” hinoğluhinliğine mahkum eden o!

Doğubeyazıt"tan el yordamıyla(!) kaçırdığı zehri Anadolu"da pazarlayan, okul önlerinde satan, virane köşelerde köpük püskürten, bir gramı için babasını boğazlatan, anasını doğratan o!

Bir zamanlar Avrupa"dan çocuk devşiren, içlerinden mimarlar, komutanlar, denizciler çıkaran Adil Nizam"a inat, şimdilerde senede 3500 çocuğu okul yollarında kaçıran, oyun başında paketleyen, bir an gözden kaybolmayagörsün böbreği satılığa çıkarılan körpelerin katili o!

8 yıllık eğitim aşkına 5 kilometrelik dağ yolunu zorlayan, kavurucu rüzgara yenik düşüp minicik kalbinin tik takları neden sonra tekleyen bebenin faili de o, acı haberi alan ana babasının ciğerini yakan ceberrut yönetmeliğin sahibi de…!

PTT memuruna kumarın millisini(!) sattıran, "Nerden gelirse gelsin. Yeter ki vergi gelsin!" deyip tuzağa düşürülmüş kızların kadınların üzerinden dış borç faizi devşiren o!

“Sağcı ol, solcu ol; faşist ol, sosyalist ol; punkçu ol, popçu ol; militan ol, partizan ol, istersen sempatizan ol!… Yeter ki İslamcı olma!” telkiniyle koca bir geçmişi ihanetle yargılayan o!

“Gel seni özel okullarda okutalım!” teklifini elinin tersiyle iten, “Ben anlamam özel mözel, istemem etüt metüt. Çakmağı çakmalı, ülkeyi yakmalı!” sadistliğiyle kin saçan, nefret kusan o!

…………………………….

Meğer neymiş Berivan! Demek içimizde ne cani ruhlar saklamışız. Yazık bize, yuh bize!

 Oysa ne çok emek verdik Berivan"a, vaktiyle.

İlköğretim"e seçmeli Elifba, Kur"an dersi koyduk, okuldan kaçtı. “İslam Tarihi bari olsun!”dedik. Tutturdu, “Ben Bizans"tan başkasını tanımam da tanımam!”

Mü"minlerin anası sabır timsali Hatice"yi anlattık, kulaklarını tıkadı.

Vahyin açıklamasını okuduk. AİHM"e gitti. Gönlüne Yaradan"ın sevgisini aşılamak için çırpındık durduk. Alaya almış gizlice. “Önce ahlak ve maneviyat!” dedik, veryansın etti.

“Yeter ki oku, özgürlüğün devlet teminatında. Başörtünle sınıfa gir, kaygı çekme. Yanındayız. Hatta bu zekanla, en gözde fakulteye bile girebilirsin!” dedik, suratımıza bile bakmadı.

Ne düşmüşse üzerimize, fazlasıyla yaptık(!) Yetti gayri.

Asmalı bir an önce. Yok yok az gelir, canlı canlı kıyma makinasına sokmalı. O da olmadı, cadılar bayramında yakmalı. İbret-i alem olsun diye külünü göğe savurmalı!

Oh be, Berivan"dan kurtulacağız yakında. Güzel günler uzak değil. Ne tehlikeliymiş meğer. Zaten belliydi, sinsi sinsi ortalıkta dolaşmasından.

On beşinde böyleyse kırkına gelince neler yapmaz ki! Şeytan taşlar gibi taşlayalım Berivan"ı! Lordlar aşkına!

Belki o vakit söner içimizdeki öfkemiz. Gül gibi geçinir gideriz; doğu ile, batı ile! Ayak bağı olmaz hiç olmazsa, kenarın süpürgesi(!)

Bu yazı toplam 2778 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.