Acı Çekmekten Korkmayın

Francisco Gomez “ İnsanı olgunlaştıran sadece acılardır” diyor. Sevgili dostlar yaptığınız işin doğru olduğuna inanıyorsanız, zorlukları cesaretle göğüsleyin. Mevleviler birbirleriyle karşılaştıkları zaman “Allah zorluklarını artırsın.”  diye dua ederlermiş.

 

Başarıyı yakalamış bütün insanları inceleyin, mutlaka hayatlarının bir dönemlerinde inanılmaz acılar çekmişlerdir.  Bir başka deyişle hayatın sillesini yemişlerdir. Özgürlüğünüzü, mutluluğu, başarıyı istiyorsanız riski göze almalıyız. Asıl olan kazanmak yahut kaybetmek değildir. Kendimizi olduğumuz gibi kabul edip, her fırsatı açılmamış bir kutu olarak içimizde bırakmalıyız. İçimizdeki girişimcilik ruhunu yok etmemek için korkularımızı arka plana atmalıyız. Sakın benim imkânım yok demeyin. Ben tembelim deyin, canım istemiyor deyin, benim canım tembellik yapmak istiyor deyin, uykumdan feragat etmek istemiyorum deyin, rahatımı bozmak istemiyorum deyin. Ama imkânım yok demeyiniz.

Konuyla ilgili bir hikâyeye ne dersiniz:

 

BARDAK DEĞİL, GÖL OLMAYA ÇALIŞ

 

Hintli yaşlı usta, çırağının sürekli her şeyden şikâyet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona bir avuç tuzu bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.”Tadı nasıl?” diye soran yaşlı adama öfkeyle “Acı” diye cevap verdi.
       

  Usta, kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:”Tadı nasıl?”
-Ferahlatıcı, diye cevap verdi genç çırak.
Yaşlı adam:
-Tuzun tadını aldın mı? diye sordu
-Hayır, diye cevapladı çırağı.
 Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:
-Hayattaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Istırabın miktarı hep aynıdır. Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey; ıstırabı veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış.

 

Sevgili dostlar, güzel Çubuk"un güzel insanları bizim halimiz de bu değil mi? Hem mutlu olmak, hem başarılı olmak, hem de hiçbir acı çekmemek istiyoruz. Bir Cuma hutbesinde imam efendi “Malım benim, canım benim diyorsanız Cennet"e girmeniz zorlaşır” diyerek maldan ve candan geçilmeden bir başka ifade ile risk almadan Cennet"e zor girileceğini ifade etmişti. Acısız başarı olmaz. Gözyaşı dökmeden başarı olmaz. Bedelini ödemeden, zorluklarla mücadele etmeden başarı olmaz. Ayrıca şunu unutmayalım ki dört şey asla geri gelmez; söylenen söz, atılan ok, geçmiş hayat ve kaçırılmış fırsat.

Bu yazı toplam 533 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar