Abdurrahim Somuncu   (Emekli Müftü)

Abdurrahim Somuncu (Emekli Müftü)

YEMİN VE ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

        

 

             Yemin ne demektir? Bir meselede veya bir haberde iki şeyden birisinin, yapılması, yapılmaması, doğru veya yalan olduğunun, yemin lafzıyla, terk edilmesi veyahut kuvvet kazandırılmasına denilir. Dinimize göre, yemin Allah’ın isim veya sıfatlarından birisiyle ant içmekle yapılır. Örnek olarak; Vallah’ı, Billah’ı, Tallah’i gibi lafızlarla yemin edilir. Ekmek çarpsın, kura’n çarpsın, Kâbe hakkı için, şu yemeği yemek bana haram olsun, gibi sözlerle yapılan yeminlerde, örfen muteber kabul edilmişse de, doğru olanı, bu tür yeminlerden kaçınılmalıdır.                                                                                                            

                 Yeminin sebebi, şartı, rüknü ve hükmü vardır. Bunlardan birincisi olan, yeminin sebebi nedir: Doğru söylediğine, muhatabını inandırmak, bir şeyi yapıp yapmamaya, kendini veya başkasını, gayrete getirmek ve güvendirmektir. 2.si ise şartıdır: Yemin eden kimsenin akil ve erginlik çağına gelmiş olmasıdır. Aklı dengesi yerinde olmayan ve erginlik çağına gelmemiş olanların, yeminlerine itibar edilmez.3.süde rüknü dür: Buda her hangi bir sözle değil, Vallahi, Billahi, Tallhı’...lafızlarıyla yapılmalıdır. Bu konuda kur’an’-ı kerim nahl süresi ayet 91 de “Antlaşma yaptığınız zaman, Allah’ın ahdini yerine getirin ve Allah’ı üzerinize şahit tutarak, pekiştirdikden sonra yeminleri bozmayın. Şübhesiz Allah, yapacağınız şeyleri pekiyi bilir.” Buyrulmaktadır.4.süde Hükmü dür: Yemin, bir ibadeti yapmak veya bir günahı terk etmek gayesiyle yapılmışsa, ondan dönmemek vacibdir. Bir ibadeti yapmamak ve ya bir günahı terk etmemek maksadıyla yemin yapılmışsa bu çeşit yeminlerden dönülmesi gerekir. Örnek: şu işim yerine gelmezse bende namaz kılmayacağım veya annemle konuşmayacağım veya anne ve babamla bir evde oturmayacağım şeklindeki, yapılan, yeminlerden, dönülmesi, gerekir. Bir hadisi şerifte “Bir kimse bir şey için yemin eder, sonrada ondan daha hayırlısını, görürse, yeminini bozsun ve keffaret versin” buyrulmuştur. (Müslim, “Eyman” 15–16)

             Yeminler kaç bölüme ayrılırlar: Yeminler; 3 kısma ayrılırlar. 1.si “ Yemini lağv”.2.yemini münakid. 3.sü ise “yemin’i gamusdur”. Bu üç çeşit yeminlerden münakit ismini alan yeminden keffaret vermek gerekir.                                                                           

               Yemin-i lağv nedir? Yanlışlıkla doğru olduğu sanılarak, yapılan yeminlerdir. Örnek; bir bardağın içinde su yok iken, var görünmesi veya serabı görüp, suyu gördüm demesi, başka bir örnekte borcunu ödemediği halde, ödedim diye yalan söyleme kastı olmaksızın, yemin etmesidir. Birde Ağız alışkanlı olarak konuşma, aralarında sık sık yapılan Vallah’ı Billah’i gibi yeminlerde, yemin-i lağv kısmına girerler. Bu çeşit yapılan yeminlerden yemin kefareti gerekmez. Bakara süresi, ayet 225 “Allah sizi kasıtsız yeminlerinizden sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptığınız yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutar”.buyrulmaktadır.                                                                                                        

 

             2.kısım yemin, yemin-i gamusdur”. Yemini gamus nedir? Yemini gamus; geçmiş zamanda yapılmış ve ya yapılmamış olan, bir işi, bilerek yalan yere yapılan yemindir. Örnek: bir kimsenin borcunu ödemediği halde, ödedim diye, bilerek yalan yere yemin etmesidir. Veya bir olayı duyduğu, gördüğü halde, bilerek görmedim, duymadım diyerek yalan yere yemin etmesidir.  Bu yeminin kefareti yoktur. Bu kimse boyunca günaha dalmış ve büyük günah işlemiştir.                                             

               3.kısım Yemine de, “yemini Münakiddir” denir. Münakide yeminden keffaret gerekir. Yeminin yapılma şekli şöyledir. Falan tarihte borcunu ödeyeceğine veya falan yerde hazır olacağına yemin ederek söz vermesidir. Yapılacak bir işe Allah’ı şahit tutmasıdır. Sözü yerine gelmeyince de, yemin keffareti vermesi gerekmektedir. Bu çeşit yeminin kefareti konusunda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyruluyor:
"Allah kas
ıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptığınız yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da keffareti, ailenize yedirdiğinizin (kalite bakımından) orta hallisinden on fakire yedirmek yahut onları giydirmek ve yahut da bir köle azat etmektir. Bunları bulamayan üç gün( peş peşe) oruç tutmalıdır. Yemin ettiğiniz takdirde yeminlerinizin keffareti işte budur. Yeminlerinizi koruyun. Allah size ayetlerini açıklıyor; umulur ki şükredersiniz." (Mâide: 5/89).buyrulmaktadır. Herkese yakışan, özellikle müsliman-ın Yalan yere yemin etmemesi gerekir. Peygamber efendimiz (s.a.v) bir hadislerinde “ Bir kimse yalan yere yemin eder o ( yalan yemin) sebebiyle Allah Teâlâ onu cehenneme katar” buyurmuştur. Allah’a emanet olunuz.                                    

                                                                                                                 

       Eposta:abdurrahimsomuncu@gmail.com                                                                                      

                                                                              

Bu yazı toplam 20417 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.