‘UYUŞTURUCU VE MADDE BAĞIMLILIĞI PANELİ’ YAPILDI

‘UYUŞTURUCU VE MADDE BAĞIMLILIĞI PANELİ’ YAPILDI

‘UYUŞTURUCU VE MADDE BAĞIMLILIĞI PANELİ’ YAPILDI

                                                                           Şuayip YAMAN

“GENÇLER ENGELE TAKILMAZ” sloganı adı altında ilçemizde yaşamını sürdüren halkımızın, gençlerimizin daha huzurlu, güvenli ve sağlıklı yaşam sürdürebilmelerini, uyuşturucu ve madde bağımlılığı ile ilgili olarak gençlerimize ve bu yola yönelen kişilere rehber olmak üzere hazırlanan uyuşturucu ve madde bağımlılığının zararları konulu panel düzenlendi.

 

İlçe Halk Eğitim Merkezi Salonu’ndaki Panel’e öğrenci ve öğretmenler katıldı.

 

İlçe Sağlık Hizmetleri Müdürlüğü ile Gençlik Hizmetleri ve İlçe Spor Müdürlüğü’nün birlikte organize ettiği Panel’in konuşmacısı Çubuk Halil Şıvgın Devlet Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Uzman DR. Savaş YILMAZ oldu.

 

Uzman Dr. Savaş YILMAZ madde bağımlılığının tarihinden başlayarak günümüze kadar ki süreçte gelişmeleri ve maddeleri konu başlıkları altında anlattığı konuşmasında;

 

“MÖ 4000 yıllarında Mezopotamya’ da yaşayan Sümerlerin haşhaş ve kenevir yetiştirdikleri ve bu bitkileri şurup, hap ve toz olarak kullandıklarını bildiren çivi yazıtları vardır. MÖ 2000 de yine Mısırda haşhaş ekimi ve afyon üretimi ve yapılan ilaçlarla ilgili ayrıntılı bilgiler vardır.

 

•Başlarda dini amaçlarla kullanım söz konusu: Şaman çadıra girer, duman altı olur ve kutsal ruhlarla iletişim kurar.

•Özellikle halüsinojenik etki hep ruhani yükselme ve ekstazi (vecd) ile ilintili.

•Ardından tedavi amaçlı kullanımlar geliyor; daha çok ağrı kesici veya sakinleştirici.

•Hala yasal olarak satılan birçok bitki mevcut.

•İnsanlık “ilerledikçe” maddeler din ve tıbbın tekelinden çıkarılmaya başlanıyor

 

Bağımlılığa yol açan maddeler; Genel olarak yaşamı sürdürmek için gerekli olmadığı halde, keyif verici özellikleri nedeniyle tüketilen ve kullanıcılarda bedensel, ruhsal, davranışsal ve bilişsel değişikliklere yol açan merkezi sinir sistemi üzerinde sahte bir “iyi oluş” hali oluşturan tıp içi ve tıp dışı unsurlardır.

 

Madde bağımlılığı Tanısı İçin :

            1 – Tolerans

            2 – Yoksunluk

            3 – Planlanandan fazla-uzun kullanım

            4 – Boşa çıkan tekrarlayıcı kurtulma çabaları

            5 – Madde sağlamak için çok çaba ve zaman harcama

            6 – Toplumsal ve sosyal etkinlikleri terk etme

            7 – Zararların farkında olunmasına rağmen devam etme.

,

 

 

Kötüye Kullanım...

 

1. Sorumlulukları alamama ile sonuçlanan yineleyici bir biçimde madde kullanımı

 

            2. Fiziksel olarak tehlikeli durumlarda yineleyici bir biçimde madde kullanımı     

 

            3. Maddeyle ilişkili yineleyici bir biçimde ortaya çıkan yasal sorunlar

           

            4. Yineleyici toplumsal ya da kişiler arası sorunlara karşın sürekli madde kullanımı.

 

 

Yoksunluk Süreci...

 

Madde Bağımlılığına Bağlı Bozukluklar

 

I- Madde kullanım bozuklukları:

                       

                        Madde Bağımlılığı

                        Madde kötüye kullanımı

           

II- Madde kullanımına bağlı ortaya çıkan bozukluklar:

 

Madde kullanımına bağlı ortaya çıkan entoksikasyon

Madde yoksunluğu

Madde kullanımına bağlı deliryum

Madde kullanımına bağlı demans

Madde kullanımına bağlı ortaya çıkan amnestik bozukluk

Madde kullanımına bağlı psikotik bozukluk

Madde kullanımına bağlı duygu durum bozukluğu

Madde kullanımına bağlı anksiyete bozuklukluğu

Madde kullanımına bağlı cinsel işlev bozukluğu

Madde kullanımına bağlı uyku bozukluğu   

 

Bağımlılık Yapan Maddeler

•     Tütün

•     Alkol

•     Sedatif ilaçlar

•     Esrar

•     Opiyatlar (eroin ve bazı ilaçlar)

•     Kokain

•     Halüsinojenler

•     Uçucu maddeler

•     Kafein ve başka uyarıcılar

•     Diğer maddeler (anabolik steroidler, antikolinerjikler)

 

Bağımlılık: Kavramsal Bakış

 

•Birey ve nesne(si) arasında bireyin seçimiyle başlayan aynılık ve süreklilik özelliği taşıyan bir ilişkidir.

•Her ne kadar bireyin özgür iradesi ile başlamış ise de, bireyin özerkliği zaman içinde ortadan kalkmaktadır.

•Bağımlılığın gelişmesiyle birlikte ortadan kalkmaya başlayan özerklik, bireyin daha önce dağarcığında bulunmayan yeni (!) tür tutum ve davranışlar edinmesine yol açmaktadır.

 

BİREYE ÖZGÜLLÜK

 

SENDROM DÜZEYİNDE BAĞIMLILIK TANIMI, KULLANILAN MADDE AYNI BİLE OLSA BİR BİREYDEN DİĞERİNE ADETA PARMAK İZİ KADAR FARKLI VE ÖZGÜLDÜR.

 

BAĞIMLILIK SÜRECİ

 

A. Hazırlık evresi: Kişi herhangi bir madde kullanabileceğine dair fikir gelişmeye başlar

 

B. İlk madde kullanımı: Korku ve merakın hâkim olduğu bu evrede kişi, çeşitli nedenlerden dolayı (merak, arkadaş baskısı, sorun çözme yöntemi vb) ilk kez madde kullanır.

 

C. Madde kullanmayı sürdürme: Kişi “ben bağımlı olmam”, “kontrol edebilirim”, “bu son” diyerek madde alımını sürdürür. Önce merak nedeniyle alırken artık yan etkileri gidermek için almaya başlar.

 

C. İlerleme evresi: Kişi artık sık ve yoğun tarzda kullanmaya hayatında olumsuzluklar yaşamaya başlar. Yaşamın değiştiğini fark eder ancak bunu değerlendiremez. Maddeyi bırakacak istek, inanç ve güç yoktur.

 

E. Bırakma evresi: Zararlarını daha iyi değerlendirir. Bırakma isteği vardır ancak çoğu kez bırakmaya korkar, savaşmaya hazır değildir. Bu dönemde desteklemek ve umut aşılamak gerekmektedir. Maddeden arınmış olmak bırakmak anlamına gelmez, kişinin maddesiz bir yaşama hazırlanması gerekir.

 

F. Tekrar madde kullanmayı düşünme: Kişi kurtulduğu madde ile ilgili olumlu düşünceler geliştirmeye başlar. Eski arkadaş çevresine geri döner, olumlu anıları hatırlar. Bu evrede müdahale edilmesi başa dönmeyi engelleyebilir.

 

  • G. Tekrar madde kullanımı: ilk kullanımda olduğu gibi “bir kez kullanmaktan bir şey olmaz” düşüncesi hakimdir. Pişmanlıklar yaşar ve bu nedenle kimseye söylemez ve yardım aramayabilir. Bu dönemde fark edilmesi bırakmayı kolaylaştırır.

 

  • H. Tekrar başlama: madde yoğun bir şekilde tekrar kullanılmaya başlanır.

 

 

MADDE BAĞIMLILIĞININ NEDENLERİ

 

  • Kullanılan maddenin özellikleri
  • Kişisel özellikler
  • Çevresel özellikler

 

Kullanılan Maddelerin Özellikleri

 

* Herhangi bir maddenin merkezi sinir sistemini etkileme gücü ve bu etkinin ortaya çıkma süresinin kısalığı o maddenin bağımlılık yapma potansiyelinin yüksekliğini belirler. Bu tanıma bakarak opiyat grubunda yer alan herhangi bir maddenin bağımlılık yapma potansiyeli, örneğin, alkolden fazladır.

 

Kişisel Özellikler

 

•Belli bir kişilik tipine dayanarak bağımlılık geliştirme potansiyelinden söz etmek suretiyle;belli ailelerden gelenlerin daha kolay bağımlılık geliştirdiği ya da madde kullanmaya yatkın olduğu ile ilgili psikolojik yaklaşımlar bulunmaktadır.Örneğin ruhsal gelişimi “hoşnutluk” ilkesine dayalı kişiler,yeterli kişilik gelişimi gösteremeyenler,ana-baba başta olmak üzere bağımlı ilişkiler kuranlar,parçalanmış ailelerden gelenler,alt ekonomik ve kültür grubu özelliği taşıyanlar olmak üzere sayılamayacak çoklukta kategoriler mevcuttur.

 

 Gençler ve risk faktörleri:

 

  • Heyecan arayışı,
  •  Dürtüsel hareket etme,
  •  Duygusal dengeyi sağlamakta zorlanma,
  •  Akranlarının yaygın olarak madde kullandığı algısı,
  •  Madde kullanmanın zararının az olduğunun algılanması,
  •  Akranların madde kullanmaya yönelik baskısı,
  •  Maddenin yarattığı etkileri merak etme,
  •  Madde kullanan arkadaş ya da ebeveyni taklit etme,
  •  Çevrenin madde kullanmaya teşvik etmesi,
  •  Stresle başa çıkma,
  •  Toplumdan kaçma,
  •  Ailede madde kullanımı,
  •  Yetersiz ebeveyn gözetimi,
  •  Ebeveynlerle çocuk arasında iletişim ve etkileşim eksikliği,
  •  Madde kullanımına karşı kurallar ve beklentilerin yetersiz tanımlanması ve yetersiz ifade edilmesi,
  •  Tutarsız ve aşırı katı disiplin,
  •  Aile çatışması,
  •  Ergenin madde kullanımını destekleyen ebeveyn tutumu.

 

Çevresel Özellikler

 

•Sosyal öğrenmenin madde kullanma davranışını hem indüklediği hem de biçim verdiği ileri sürülmektedir. Kontrollü çalışmalarda (özellikle alkol tipi bağımlılıkta) madde kullanma davranışı ile sosyal öğrenme arasında yakın ilişki tespit edilmiştir.

•Sosyal öğrenme sürecinde en önemli iki unsur; primer grup ve akran grubudur. İlki ile sosyal öğrenmenin en temel vasatı olarak Aile, ikincisi ise bireyin "aile grubu"ndan mega grup olan topluma geçiş yaptığı "akran grubu"dur.

 

•Ergenlik aşamasında, kimlik sorununa; grup kimliği aracılığıyla  çözüm arayan ergen için Akran Grubu hayati önem taşır.Bir sosyal grubun normları arasında madde kullanma davranışı varsa, gruba katılan ya da gruptaki ergenler açısından; maddeyle tanışma ve madde kullanma gibi yerleşik öğrenmeler kaçınılmazdır. Çünkü ait olduğu grubun dışında kalmayı toplumun dışında kalma ile eşdeğer olarak algılamakta ve değerlendirmektedir.

 

Genetik

Bağımlılık Tipleri:

 

DSÖ, madde kullanımı ve bağımlılığını şöyle gruplamaktadır:

 

  1. Opiat Tip Bağımlılık
  2. Alkol / Barbitürat / Benzodiazepin Tipi Bağımlılık
  3. Esrar  Tipi Bağımlılık
  4. Kokain Tipi bağımlılık
  5. Psikostimulan (uyarıcı) Tipi Bağımlılık
  6. Halüsinojen Tipi Bağımlılık
  7. Solvent-İnhalant Tipi Bağımlılık
  8. Tütün Tipi Bağımlılık

 

NİKOTİN

 

•Çok çabuk bağımlılık gelişmektedir. Bazı durumlarda sigara içimini destekleyen sosyal faktörler ve sigara üreticilerinin reklamları sigara bağımlılığını destekler. Ebeveynleri ve kardeşleri sigara içen ve model oluşturan kişilerde kullanma oranı daha fazladır. Son zamanlarda nikotin bağımlılığına genetik bir yatkınlıktan söz edilmektedir.

•Nikotin oldukça zehirli bir maddedir. 60 mg’ı bir erişkini solunum felci sonucu öldürebilir. Ortalama bir sigarada 0.5 mg nikotin vardır. Düşük dozlarda nikotin toksisitesinin bulguları bulantı-kusma , tükrük artışı, solukluk, güçsüzlük, karın ağrısı, ishal, baş dönmesi, baş ağrısı, kan basıncında artma, kalp hızında artma, titreme ve soğuk terlemedir. Nikotin toksisitesi ortaya çıkan diğer bazı durumlar konsantrasyon güçlüğü, konfüzyon ve duyusal algı bozukluklarıdır. Nikotin REM uykusunda azalmaya yol açar. Hamilelik sırasında kullanımı sonucunda düşük doğum ağırlığıyla sonuçlanır.

 

Yoksunluk belirtileri genellikle son sigaradan sonraki 2 saat içinde ortaya çıkar ve 24 ila 48 saat içinde zirveye ulaşır. Haftalar aylar boyunca yoksunluk belirtileri devam edebilir. Sık bulgular nikotin için şiddetli bir açlık hissi, gerilim, irritabilite, konsantrasyon güçlüğü, uykululuk hali ve uyumakta paradoksal (ters) bir güçlük, kalp hızının ve kan basıncının düşmesi, iştahın artması ve kilo alma, motor performansta düşme ve kas gerginliğinde artmadır. Nikotin miktarı daha düşük olan bir sigaraya geçildiğinde hafif yoksunluk belirtileri oluşabilir.

 

 

ALKOL

 

•Satüre bir karbon atomuna bağlı hydroxyl (-OH) bağlı bulunan moleküllere alkol denir. İçilen alkol ise etil alkol veya etanoldur.

•Oral yoldan alınır

•Alkolün %10’u mideden kalanı ise ince bağırsaktan emilir.

• Midenin boş olup olmamasına bağlı olarak 30-90 dk içinde maksimum kan konsantrasyonuna ulaşır

• Konsantrasyon çok fazla olduğunda midenin mukus miktarı artar, pilor kasılır ve böylelikle emilim azalır, ince bağırsağa geçiş yavaşlar. Büyük miktarda alkol emilmeden midede saatlerce kalabilir. Pilor spazmı bulantı ve kusmaya da neden olabilir. Su miktarı fazla olan dokularda alkol konsantrasyonu fazladır

 

Sosyal veya sağlık sorunlarına yol açabilecek alkol miktarı:

Miktar(birim/hafta)Risk

•Erkek:   0-21 Kadın:   0-14 Düşük

•Erkek:   22-50 Kadın:   15-25 Orta

•Erkek: >50 Kadın: >35 Yüksek

 

•Bir birim içkinin içerdiği alkol miktarı 8-13 gr etanoldür. Bu miktar yaklaşık olarak 33 cc'lik bir kutu biraya karşılık gelir. Kabaca, bir 'tek' rakı / votka / cin veya 1 bardak şarap da 1 birim olarak değerlendirilebilir.

 

Alkol kullanımına bağlı bozukluklar ile birlikte en sık görülen tanılar; diğer madde kullanım bozuklukları (Sedatif-hipnotik kötüye kullanımı ve bağımlılığı, kannabis bağımlılığı), antisosyal, borderline, kaçıngan, bağımlı kişilik  kişilik bozukluğu, affektif bozukluklar ve anksiyete bozukluklarıdır

 

•Uzun süredir geçerliği devam eden kurama göre alkol biyokimyasal etkisini nöronların zarları üzerinden göstermektedir. kısa dönem kullanımda zarların akışkanlığını artırdığı. Uzun dönemli kullanımda ise kurama göre zarların akışkanlığını   azalttığı iddia edilmektedir 

•Nikotinik asetil kolin, serotonin 5- HT3 ve GABA Tip A reseptörleri ile ilişkili olan alkol iyon kanal aktivitelerinin alkol kullanımı ile aktive olduğu, glutamat reseptörleri ve voltaj kapılı kalsiyum kanallarıyla ilgili olan iyon kanallarının ise alkolün kullanılması ile inhibe olduğu bildirilmektedir.

 

Davranışsal Etkiler

 

Kan Alkol Düzeyi

Ortaya Çıkan Belirtiler

20-30 mg/dI

Motor beceri yavaşlar, düşünme, yargılama yeteneği bozulur

30-80 mg/dI

Motor ve bilişsel sorunlar artar

80-200 mg/dI

Eşgüdüm ve yargılama bozuklukları, duygudurum değişkenliği, bilişsel işlevlerde bozulma

200-300 mg/dI

Nistagmus, geveleyerek konuşma, bellek bozuklukları

300-400 mg/dI

Konfüzyon, stupor

400-500 mg/dI

Koma

500 mg/dI'nin üstü

Solunum ve dolaşım merkezlerinin etkilenmesi ve ölüm

 

Alkol Bağımlılığı Tedavisi

 

•Alkol bağımlılığında tedavinin aşamaları şunlardır.

1. Alkolü kesme tedavisidir.

Alkolün kesilmesi sonucu olağan yolsunluk belirtilerinin ortadan kalmasına yardımcı olan ilaç kullanımı ve diğer tıbbi müdahaleleri içerir.

2. Rehabilitasyon dönemi:

•Yaşam da ki normal işlevlere dönebilme ve alkolsüz yaşama uyum sağlama bakımından hastaya bilgi ve beceriler kazandırılmaya çalışılır.

3. Relapsı önleme: Tedavi modellerinde göre değişmekle birlikte AA (Adsız Alkolikler) nın 12 basamak temeli üzerinde kurulu önleme programlarıdır. Bu aşamada aynı zamanda ilaç tedavilerin yeri vardır

  • Alkol ile zehirlenen hasta kusturulmamalı ve aktif kömür verilmemelidir. Antagonisti yoktur, bu nedenle kahve ve benzeri içecekler yarar sağlamaz. Alkol ile zehirlenmelerde metanol zehirlenmesi de düşünülmelidir.

 

ESRAR (Cannabis)

 

•Cannabis (Kannabis), Cannabis indica adındaki kenevir bitkisinin kısaltılmış adıdır. Bitkinin bütün bölümleri psikoaktif cannabinoidleri içerir. En çok bulunan cannaboid ise delta-9-tetrahidrocannabiol’dur. Cannabis bitkisi genellikle kesilip, kurutulduktan sonra parçalandıktan sonra sigaraya sarılarak ya da nargile biçiminde içilir. En etkili esrar, bitkinin tomurcukları veya yapraklarından alınan siyah-kahverengi reçinemsi maddenin kurutulmasıyla elde edilir. Buna hashish veya hash denilmektedir 

 

Sokaktaki isimleri: Kronik, Ot, Şifalı bitki, Yaramaz ot, Ganja, Cigaralık, Gey, Keyif, Sigaralık, Geye, Giya, Duman, Cenk, Tekli, Şeytan, İlaç, Derman, Plaka, Sarıkız, Mal

Nasıl kullanılır: Sigara, puro, pipo, nargile şeklinde içilir. Bazen yemeklere katılır ya da çay gibi pişirilir.

 

Esrar (Cannabis) :

 

Etkileri&Tehlikeleri: Esrar, duygudurumu ve koordinasyonu etkiler. Uyarılmış mutlu bir duygudurumdan çökkün duyguduruma kadar dalgalanmalar görülebilir. Kalp hızını ve kan basıncını artırır. Kullanan kişilerde gözlerde kanlanma görülebilir, çok uykulu ya da fazla iştahlı olabilirler. Halusinasyonlar görülebilir, paranoya gelişebilir. Esrar, sigara kadar akciğerler için zararlıdır, kullanan kişilerde öksürük, sık soğuk algınlığı, kaba raller duyulabilir.

Bağımlılık: Kullanan kişiler psikolojik bağımlı olabilirler. Başta esrar ile yaşanan iyi deneyimleri yeniden yaşayabilmek amacıyla her geçen gün daha fazla esrara ihtiyaç duyarlar.

 

Teşhis ve klinik özellikler

 

•En sık görülen fiziksel etkisi konjuktivalardaki (gözün beyaz kısmı) kan damarlarındaki genişleme (kırmızı göz) ve taşikardidir (kalbin hızlı atması). Yüksek dozlarda postural hipotansiyon (ayağa kalkıldığında tansiyonun düşmesi) yapabilir. Esrar entoksikasyonunun diğer yan etkileri iştah artması ve ağız kuruluğudur. Tek başına esrarın ölüm sebebi olduğu hiç bildirilmemiştir. En kötü yan etkisi klasik sigara tütünündeki karsinojenik hidrokarbonlara bağlıdır. Yoğun içicilerin kronik solunum hastalıkları ve akciğer kanseri risklerinin yüksek olduğunu göstermektedir.

 

Kannabis zehirlenmesi sıklıkla kişinin dış uyaranlara hassasiyetini arttırır, yeni detayları ortaya çıkarır, renklerin daha parlak ve zengin görülmesini sağlar, zamanın geçişini kişi daha yavaş olarak algılar. Yüksek dozlarda depersonalizasyon (kişilikten farklı bir kişiliğe bürünme) ve derealizasyon (çevrenin değişiyor gibi gelmesi) yaşanabilir. Motor fonksiyonlar bozulur ve bu kannabis kullanımından 8-10 saat sonrasına kadar devam eder. Bu etkiler sıklıkla birlikte kullanılan alkolün etkileriyle additif (arttırıcı) etki halindedir.

 

KOKAİN

 

•Kokain, koka bitkisinin kurutulmuş yapraklarından elde edilen kristal bir tozdur. Crack  ısıtıldığında çıtırtılar çıkartması nedeniyle bu isimle adlandırılmıştır. Kokainden elde edilir. Beyaz ya da koyu sarı renkli topaklar halindedir.

Sokaktaki isimleri: Kok, kar, darbe, burun şekeri, beyaz, büyük C, Crack, Kaya

Nasıl kullanılır: Kokain, burun yoluyla ya da enjekte edilerek kullanılır. Crack, sigara gibi içilir.

Etkileri&Tehlikeleri: Kokain merkezi sinir sistemini etkileyen, kullanan kişiye hızlı ve yoğun bir şekilde güç ve enerji veren bir uyarıcıdır. Burun yoluyla alındığında 15-30 dakika içersinde, sigara olarak alındığında 5- 10 dakika içersinde etki gösterir. Kokain kalp hızını, solunum hızını, kan basıncını, vücut ısısını artırır. Ortak enjektör kullanımı kokain hepatit ya da AIDS’e sebep olabilir. Burun yoluyla alındığında burun içersinde delik açılmasına sebep olabilir. İlk kez kullanımda gençlerde dahi solunumun durmasına, ölümcül kalp krizlerine neden olabilir.

Bağımlılık: Bu maddeler çok yüksek düzeyde bağımlılık yaparlar. Bir kez kullanımdan sonra bile hem kokain hem de crack fiziksel ve psikolojik bağımlılık yapabilir. Bu da bu iki maddenin bırakılmasını çok güçleştirir.

 

Kokain ve Krack

 

Kokain intoksikasyonu

 

•Kullanımında sık görülen değişiklikler irritabilite, konsantrasyon güçlüğü, kompulsif davranışlar, ciddi uykusuzluk ve kilo kaybıdır.

 

•Kokain kullananların %50’sine yakınında paranoid deliller görülebilir. İşitsel, görsel ve taktil (dokunsal) halüsinasyonlar da görülebilir. Derinin altında gezinen böceklerin algılanması şeklinde bir algı bozukluğunun kokain kullanımı sonucunda gelişebileceği belirtilmiştir.

 

•Kokain elevasyon, öfori, kendine güven duygusunda artma, fiziksel ve zihinsel işlevsellikte artma duygusu nedeniyle kullanılır. Doz arttıkça ajitasyon , irritabilite, yargılama bozukluğu, impulsif ve tehlikeli cinsel davranışlar, agresyon, psikomotor aktivasyonda artma ve manik semptomlar görülebilir. Taşikardi, hipertansiyon ve midriazis fiziksel semptomlardır.

 

Kokain yoksunluğu

 

•Kokain kullanımını bıraktıktan veya akut intoksikasyondan sonra disfori, anhedoni (ilgisizlik, isteksizlik), anksiyete, yorgunluk, hipersomlonans (aşırı uyuma) ve bazen ajitasyon ile giden postintoksikasyon depresyonu görülür. Hafif orta kullanımdan sonra 18 saat kadar sürerken, yoğun kullanımdan sonra yoksunluk 2-4 gün içinde pik yapar ve 11 hafta kadar sürebilir. Bazı hastalarda yoksunluğun haftalar, aylar sürdüğü bildirilmiştir. Yoksunluk döneminde intihar düşünceleri görülebilir. Kişi yoksunluk belirtilerini azaltmak için alkol, sedatif hipnotikler veya anksiyolitikler ile self medikasyon yoluna başvurabilir.

 

 

AMFETAMİNLER

 

Dikkat eksikliği hiperaktivite sendromu, narkolepsi ve depresyonda kullanım endikasyonu olan bir ilaçtır. Ülkemizde 1975 yılında satımı ve kullanımı yasaklanmıştır. Zayıflama amacıyla kullanılan bazı haplarda bu grupta yer alır.

Sokaktaki isimleri: Hız (Speed), yukardakiler (Uppers)

Nasıl kullanılır: Amfetaminler yutulur, solunum yoluyla alınır ya da enjekte edilirler.

 

•Dikkat eksikliği hiperaktivite sendromu, narkolepsi ve depresyonda kullanım endikasyonu olan bir ilaçtır. !!

 

•Dextroamfetamin, metamfetamin, metilfenidat ve diğer amfetaminler Öforizan ve performansı arttırıcı etkileri nedeniyle kullanılırlar. Sınavlara çalışan öğrenciler ve uzun yol şoförleri, iş adamları ve sporcular arasında kötüye kullanım görülebilir. Efedrin ve propranolamine nasal dekonjestan olarak kullanılan diğer amfetamin benzeri ilaçlardır.

 

Etkileri&Tehlikeleri: Bu maddeler, yutulduklarında ya da burun yoluyla alındıklarında kullanan kişileri derhal etkileyerek kendilerini güçlü, uyarılmış, enerjik hissetmelerini sağlarlar. Kalp hızını, solunumu, kan basıncını arttırırlar, terleme, titreme, başağrısı, uykusuzluk, bulanık görmeye neden olabilirler. Uzun süre kullanımları halüsinasyonlar ve yoğun paranoyaya sebep olabilir.

Bağımlılık: Amfetaminler psikolojik ve fiziksel bağımlılık yapar. Yoksunluğunda sinirlilik, anksiyete gibi çeşitli belirtiler ve madde için yoğun istek olur.

 

•Serebrovasküler, kardiak ve gastrointestinal (sindirim sistemi) yan etkileri ciddidir. Myokard Infarktüsü, ciddi hipertansiyon, cerebrovasküler bozukluk ve iskemik kolit yaşamı tehdit eden yan etkilerdir. Artan dozlarla nöbet ve komaya kadar giden nörolojik yan etkiler görülür. Kronik zehirlenme ile iştahsızlık, sinirlilik, uykusuzluk, saldırganlık, işitme ve görme var sanıları ile belirli paranoid psikoz durumu ortaya çıkar. Amfetamine bağlı psikozla paranoid şizofreniyi ayırd etmek zordur. Fark amfetamin psikozunun ilaç bırakıldıktan birkaç gün ya da hafta içinde yatışmasıdır.

 

•Yoksunluk belirtileri ağır durgunluk, yorgunluk, huzursuzluk, sıkıntı, kabuslar, baş ağrısı, terleme, sıcak soğuk basmaları, kas krampları, yatıştırılamayan bir açlık duygusudur.

•En ciddi yan etkisi depresyondur. İntihar düşüncesi ve girişimi görülebilir. Yoksunluk belirtileri 2-4 gün içinde maximum olur ve bir haftada yatışır.

 

LSD

 

LSD (Liserjik asit dietilamid) laboratuar koşullarında üretilen halusinojen ve duygudurum değişikliğine yol açan bir maddedir. Renksiz, kokusuz, tatsızdır.

Sokaktaki isimleri: Asit, dozlar, mikro noktalar, kurutucu

Nasıl kullanılır: Kurutma kağıdından yalanarak ya da çekilerek kullanılabilir. Kapsül ve sıvı halde ise yutulabilir.

 

 

Etkileri&Tehlikeleri: Halüsinasyonlar, 30-90 dakika içerisinde ortaya çıkmaya başlar. İnsanların duyularını bozar, renkler görülür, sesler işitilir, eriyen duvarlar, zaman kavramının yitirilmesi gibi deneyimler yaşanır. Etkilerin ne olacağını önceden kestirmek imkânsızdır, bu alınan LSD miktarına ve kullanan kişiye göre değişir. Kötü yolculuklar (bad trip) denen durumlar nedeniyle panik ataklar, şaşkınlık hali, depresyon, ürkütücü delüzyonlar gibi deneyimler yaşanabilir. Fiziksel riskleri; uykusuzluk, konuşmada bozulma, nöbetler, koma, kalp hızında artmadır. Kullanan kişiler, bu maddeyi bıraksalar bile ilerdeki zamanlarda LSD ile yaşadıklarına benzer geri dönüş (flashback) deneyimleri yaşayabilirler.
 

Bağımlılık: Psikolojik bağımlılık oluşur.

 

 

EKSTAZİ (MDMA)

 

Bu yeraltı faaliyetler gösteren kimyagerlerce tasarlanmış bir maddedir. Toz, tablet, kapsül şeklinde olabilir. Ekstazi gençler arasında oldukça popüler olup dans klüplerinde, konserlerde, çılgın partilerde kolayca bulunabilmekte ve kullananlar kısa sürede bağımlı olmaktadırlar.

Sokaktaki isimleri: XTC, X, E, Adem,Yuvarlak, Eks

Nasıl kullanılır: Ekstazi yutulur ya da bazen burun yoluyla alınır.

 

 

Ekstazi (MDMA)

 

Etkileri&Tehlikeleri: Bu ilaç halüsinojen özelliği ile uyarıcı özelliği birleştirir, tüm pozitif ve negatif duyguların daha yoğun yaşanmasına sebep olur. Kullanıcılar ciltte gıdıklanma benzeri bir duygu yaşarlar, kalp hızında artma olur. Ekstazi ağızda kuruluk, kramplar, bulanık görme, titreme, terleme, bulantıya sebep olabilir. Birçok kullanıcı depresyon, paranoya, anksiyete, şaşkınlık hali yaşayabilir.

Bağımlılık: Ekstazi, psikolojik bağımlılık yapar.

 

OPİOİDLER- EROİN

 

Eroin, haşhaş bitkisinin kurutulmuş sıvısından elde edilir, bu sıvı aynı zamanda narkotikler olarak adlandırılan kodein morfin gibi ağrı kesicilerin eldesinde de kullanılır. Eroin beyazdan koyu kahveye kadar değişen renklerde ve yapışkandan katran benzeri maddeye kadar değişen kıvamlarda olabilir.

Sokaktaki isimleri: At, Büyük H, Şamar, Abur cubur, Beyaz, Mal, Tiş, Peynir, Vayt(White), Vuruş, Eyç(H), Koreks, Cank(Junk), Dalga, Adres, Paket, Staf, İlaç

 

Opioidler-Eroin

 

Heroin morfinden 2 kat daha potenttir (güçlüdür). Farmakolojik olarak morfine benzeyen eroinin analjezi, uyku hali ve duygudurumda değişiklik yapıcı etkileri vardır. Meperidine, methadone, pentazocine, propoxyphene gibi pek çok sentetik narkotikler üretilmiştir. Methadone opioid bağımlılığının tedavisinde kullanılmaktadır. Opioid aşırı doz kullanımı ve bağımlılığının tedavisinde kullanılmak üzere naloxone, naltrexone gibi antagonistleri sentezlenmiştir.

 

Opioidler-Eroin

 

Kullanan kişiler yeniden iyi hissetmek için eroin kullanma ihtiyacı hissederler. Kronik kabızlık, cilt kuruluğu, solunum problemleri, damarlarda zedelenmeye neden olur. Eroini enjeksiyon yoluyla kullananların genellikle damarları iflas eder, özellikle ortak enjektör kullananlarda HIV, bakteriyel endokardit, hepatit B,C gibi öldürücü enfeksiyon riski vardır.

 

İNHALANLAR

 

Uçucular, solunum yoluyla burundan ya da ağızdan kullanıldıklarında çok çabuk etki gösterirler. Evde kullanılan yapıştırıcılar, tinerler, kuru temizleme sıvıları, gazolin, saç spreyleri, deodorantlar, sprey boyalar, düzelticiler bu grupta yer alırlar.

Nasıl kullanılır: Uçucular, orijinal kaplarından, plastik torbalardan buruna çekilerek ya da bir bez yardımıyla ağızdan solunum yoluyla kullanılırlar.

 

Etkileri&Tehlikeleri: Uçucular sarhoşluk ve şaşkınlık hali yaratabilir. Uzun zamandır kullananlarda baş ağrısı, burun kanaması, duyma ve tat kaybı görülebilir. Uçucular ciddi toksik reaksiyonlara, ölüme yol açabilecek en sık kötüye kullanılan maddeler arasındadır. Bir kez bile uçucu maddeyi kullanmak öldürebilir.

Bağımlılık: Psikolojik bağımlılık gelişir.

 

•Çok ciddi yan etkiler olabilir. Solunum depresyonu, kardiak aritmi, asfiksi veya intoksite ile ölüm görülebilir. Uzun süreli kullanım ile irreversible karaciğer ve böbrek hasarı gelişebilir. Rabdomyoliz sonucu kalıcı kas harabiyeti olabilir. Bakır, çinko ve ağır metallerin etkisiyle beyin atrofisi, temporal lob epilepsisi, IQ seviyesinde düşme ve çeşitli EEG bulguları ortaya çıkabilir. Solventlere uzun süre maruz kalan boyacı ve fabrika işçilerinde Beyin Tomogrofisinde beyin atrofisi ve beyin kan akımında azalma görülmüştür. Göğüs ağrısı, bronkospazm, karın ağrısı, bulantı kusma, hematemez, periferal nörit, başağrısı, kurşun ensefalopatisi gibi diğer yan etkileri de vardır.

 

 

SEDATİF, HİPNOTİK YA DA ANKSİYOLİTİKLER

 

Trankilizan ve barbituratlar gibi depresanlar hem sakinleştirici hem de kas gevşeticidirler. Birçoğu reçete yoluyla kanuni yollardan elde edilebilirler. Renkli, parlak kapsül ya da tabletler halindedirler.

Sokaktaki isimleri: Aşağıdakiler, barbs, Roş1, Roş 2

Nasıl kullanılır: Ağız yolu ile yutularak alınır.

 

Etkileri&Tehlikeleri: Doktor tarafından reçete edildiklerinde ve uygun dozda kullanıldıklarında depresanlar sakinleştirici olarak oldukça yardımcıdırlar. Daha yüksek dozlar şaşkınlık hali, konuşmada bozulma, planlamada bozulma, titremelere neden olurlar. Çok yüksek dozlarda solunumun durmasına, ölüme neden olurlar. Depresanlar ve alkol hiçbir zaman karıştırılmamalıdır, bu bileşim doz aşımı ve ölümle sonuçlanabilir.

 

Annelere ve Babalara Öneriler

 

Çocuklarınızı madde kullanımı ve bağımlılığından korumak için:

 

  • Çocuklarınıza her konuda destek olun,
  •  Çocuklarınıza zaman ayırın ve sorunlarını dinleyin,
  •  Çocuklarınız bir stresle karşı karşıya kaldığında, bu  stresle başa çıkabilmesi için ona yardımcı olun,
  •  Çocuklarınıza karşı eşinizle birlikte tutumlarınızda tutarlı olun,
  •  Çocuklarınızın günlük aktivitelerini yakından takip edin,
  •  Çocuklarınızın yaşamında bir değişiklik fark ettiğinizde nedenlerini araştırın,
  •  Çocuklarınızın arkadaşlarını yakından tanıyın,
  •  Madde kullanımına karşı özendirici ve teşvik edici davranışlardan kaçının,
  •  Çocuğunuzun sorumluluk duygusu geliştirmesine yardımcı olun,
  •  Çocuğunuzun madde bağımlısı olduğundan şüphelendiğinizde profesyonel yardım alın.

 

 

Çocuklar hepiniz hedef kitlesiniz. Sahte iyi oluş hallerinden uzaklaşın sanata ve spora yönelin...” dedi.

 

Psikiyatri Uzmanı Dr. Savaş YILMAZ; Öğrencilerin sorularına şu cevapları verdi:

 

  • Sigara kararlılıkla zahmet çekmeyle bırakılır. Acı çekmeden mutluluk yok.
  • Maddeler başlarda keyif verirler. Sonradan ‘Yoksunluk’ verirler. Yoksunluğa katlanamadığınız için madde kullanırsınız” dedi.

 

Gençlik Hizmetleri ve İlçe Spor Müdürü M. Engin ÇELENK, Çubuk Halil Şıvgın Devlet Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Uzman Dr. Savaş YILMAZ’a, “Gençler Engele Takılmaz” sloganı ile uyuşturucu ve madde bağımlılığı paneline yapmış olduğu değerli katkılardan dolayı İlçe Kaymakamlığı adına bir plaket verdi.

 

Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin hayatını zehir eden, ailelerin korkulu rüyası olan ve onları sürekli olarak diken üstünde tutan, tedirgin eden maddelerin ;

 

  • Öncelikle erişiminin zorlaştırılması,
  • Sigara ve maddenin de aynı şekilde kısıtlanması bu konuda önlemlerin en kısa zamanda alınması gerekir,
  • AMATEM’lerin çoğaltılması, 
  • Aileler arası koordinasyonun sağlanması,
  • Maddelerin azaltılması konusunda çocuklarla görüşülmesi ve onların tedavileri için ‘acilen’ harekete geçilmesi gerekir. 

 

UNUTMAYINIZ Kİ BU ÇOCUKLAR, “BİZİM ÇOCUKLARIMIZ”. Bu nedenle geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza sahip çıkalım.

 

“ADAM SENDE” , “BANA NE” , “BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YIL YAŞASIN” zihniyetiyle hareket ederek sorumsuz ve vurdumduymaz davranırsak, bir gün sizin çocuğunuz da madde bağımlısı olabilir.

madde1-vert.jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.