"Televizyonu Kapatma Haftası" vesilesiyle Kaleme aldığımız

bir önceki yazımıza bugün de devam edelim istiyorum.

         Çünkü TV konusu özgün/mahrem/sağlıklı yaşamımızı koruyabilmemiz açısından Hayati bir önem arz etmektedir.

 Toplumumuzda çevremizden/dünyamızdan haberdar olmak gibi en masumane şekilde evlerimizin baş köşesine yerleştirdiğimiz

Bu cihazlar ile kendimizi ve çoluğumuzu/çocuğumuzu küresel kölelik sistemine gönüllü olarak entegre/monte etmiş    oluyoruz.

  Bu cümleyi iddialı bulanlarımız, katılmayanlarımız olabilir.

Bu hale gelişimiz veya getirilişimizi sorgulamak gerekiyor.

          TV. cihazını (bir de uydu alıcısı mevcutsa) evimize yerleştirip kullanımı hususunda  kurallar koymadığımızda;

              Cihazı kendi kullanımımıza değil de kendimizi

gece-gündüz 24 saat açık olan TV"nin kullanımına terk ettiğimizde;

              TV kullanımına süre yönünden sınır koymadığımızda;

              Çocuklarımızın seyrettiği programların yaşlarına uygun olup olmadığını gözetmediğimizde….

  Başkalarının bir şey yapmasına gerek kalmıyor.

           TV"de seyredilen sürekli aynı görüntü ve mesajların tekrarı

ve zamanla inanmasak dahi bu tekrarın psikolojik sonucu alışma,

bir aşama sonra tv"de gördüğümüz modelleri taklit eder hale,

bizden istenilen davranışları kendiliğimizden sergiler hale geliyoruz.

            Ülkemiz açısında çok vahim sonuçlar mevcut.

Ülkemizde ortalama 4 saat olan günlük tv  seyretme süresinin üzerinde 15 milyon insanımız günde 5 saatin üzerinde tv. seyrediyor.

   Çocuklarımız 14 yaşına kadar 11.000 cinayet sahnesi,

18.000 cinsel saldırı, cinayet ve şiddet sahnesi izliyor.İnsanımız Örtülü reklamlarla alkol ve sigara… gibi kötü alışkanlıklara alıştırılıyor.

            ABD"nin Kaliforniya Eyaleti Eğitim Dairesi tarafından yarım milyon ilkokul (6-12. sınıf) öğrencisi üzerinde yüksek düzeyde TV izleme(günde 3 veye daha fazla saat) ile düşük sınav notları arasında bir neden sonuç ilişkisinin olup olmadığı araştırılıyor.

   Sonuç vahim. Çocuklar daha fazla TV izlediğinde okumaya ve ev ödevlerine harcadıkları süre-saat ne kadar olursa olsun aldıkları notlar düşüyor. Çok tv seyretme çocuklar açısından sadece zaman kaybına neden olmadığı aynı zamanda çocukların uzun süre dikkatlerini yoğunlaştırabilme yeteneklerini kaybettikleri sonucuna ulaşılıyor.

   Sonuç olarak hepimizin TV"ye mahkum değil TV"ye hakim olduğumuzu göstermemiz gerekmektedir.

   Ki, belki o zaman TV"leri seyredilmeyen TV. sahipleri

toplumu değerleriyle yabancılaştıran, içi boşaltılmış programlar yerine kamu yararı güden,Türk Toplumunun örf adet ve inancıyla bağdaşan

 programlara imza atarlar.

*   *    *    *    *

   Bu önemine binaen; Şimdi toplumumuzda her geçen gün yaygınlaşan ve alabildiğine derinleşen tv seyretme bağımlılığı ile ilgili kendimizi test edelim.

            İşin ilginç yanı, hepimizde biraz eksik, biraz fazla var bu hastalık. Dolayısıyla bu test, aslında böyle bir bağımlılığın bizde olup olmadığını değil, hangi seviyede olduğunu gösteren bir test.

  Yapmamız gereken tek şey,  kağıt kalem alıp, aşağıdaki sorulara cesurca cevap vermek olacak:

1- Akşam iş dönüşü eve geldiniz. Yaptığınız ilk iş ne oluyor? Eğer cevabınız “televizyonun düğmesine basmak” ise, kâğıdınıza bir “X” işareti koyun.

2- Evde yemeklerinizi yerken genellikle televizyonunuz açık olur mu? Eğer öyleyse bir “X” işareti daha koyun.

3- Arkadaş, komşu veya akraba ziyaretleri için zaman belirlerken televizyonda yayınlanacak olan bir dizi, film veya herhangi bir programın etkisi oluyor mu? Evet ise bir “X” işareti daha.

4- Haftanın herhangi bir günü akşamını rastgele hayal edin. O akşam herhangi bir TV kanalında yayınlanacak olan herhangi bir programı, o programın hangi kanalda ve hangi saatte yayınlanacağını hatırlayabildiniz mi? Hatırladığınız her madde sayısınca kâğıdınıza “X” işareti koyun.

5-Televizyonun karşısından ayrıldığınız halde, televizyonu özellikle açık bırakıyorsanız; akşamları acil işlemlerinizi reklam aralarına sarkıtıyorsanız; yanınızda bulunan bir yakınınızla konuşurken ses tonunuzu yükseltiyorsanız ve gözlerinizi mümkün olduğunca televizyondan ayıramıyorsanız; televizyon kumandasını elinizden düşüremiyorsanız, yine her bir madde için birer “X” işareti koyun.

6- Ertesi gün uykusuzluktan şikâyet ediyorsanız, bulunduğunuz ortamlarda bir vesileyle akşam seyrettiğiniz programlar hakkında bir-kaç kelâm etmeye çaba gösteriyorsanız birkaç “X” daha koyun.

             En iyisi sorulara burada son verelim. Kâğıdımız “X” işaretleriyle dolmadan, yaptığımız testin sonuçlarını kendi kendimize değerlendirelim.

             Eğer kâğıdımızda en az beş tane X işaretiniz varsa, bilin ki siz bir “Televizyon bağımlısısınız.”

             Evet, az veya çok hepimiz bağımlıyız. Her ne kadar tersini iddia etmeye çabalasak da gerçek bu.Daha da vahimi, bu bağımlılık insanı herhangi bir konuda bilinçli bir karar veremez hale getiriyor.

   Bu hastalıktan kurtulmak için bir terapiye/tedaviye ihtiyacımız var.Bu noktada bir hafta TV"nin düğmesini kapat kampanyası sembolik olarak önem kazanıyor.

   Bize düşen, birey olarak ve ailecek TV bağımlılığı hastalığından kurtulmak için kendi şartlarımız çerçevesinde TV"yi  önce bir hafta kapatarak  terapiyi başlatabilir, eğer gerçekleştirebilir ve başarılı olabilirsek, bu tedavi süresini istediğimiz kadar uzatabiliriz.

   Belki kendimizi ve çocuklarımızı televizyon bağımlılığı olgusundan kurtaramayacağız ancak bu terapilerle TV"ye tabi olmanın bir zorunluluk olmadığını, tamamen vazgeçilemese bile bazı faydalı olduğunu düşündüğümüz programlar ile sınırlandırarak, gün içinde; çok özel durumlar dışında, televizyonu hiç açmayacağız, akşamları da- her akşam değil- seçtiğimiz programlar için kumandanın düğmesine basacağız.

   Günlük yaşam içerisinde ona tabi olmayı değil, onun bizim irademize tabi olmasını seçebileceğimizi tecrübe etmiş olacağız.