Tarık Sezai Karatepe

Tarık Sezai Karatepe

Şehri Dizayn Ederken!

Şükür secdesinden kaldırdı başını, gecenin bir yarısı İlçe Seçim"in yolunu tuttu. Mazbatasını aldı, bağrından çıktığı halkına döndü.

“Başkanım, personel sizi kutlamak için Belediye"de!”

“Kutlama mı? Külfetsiz nimet mi olurmuş? Hele Çubuk Çayı"nı ıslah edelim, kavruk topraklara su verelim, ekotarım pazarını açalım, kargacık burgacık yolları(!) düzene sokalım…

Semt evleri kuralım, çocuk / gençlik / kadın / esnaf / çırak… meclislerini hayata geçirelim, metronun temelini atalım, üniversitemize kavuşalım. O vakit kutlamaları halkla yaparız.”

“Desene hiç tebrik almayacaksın!”

“Almaz olur muyum? Ak saçlılar, sabiler, varoşların çocukları… hayır dualarını esirgemesinler yeter!”

“Tepedeki şatoyu ne yapacaksın?”

“Kültür sanat evi haline getirip yediden yetmişe kamuya tahsis edeceğim, gece gündüz açık olacak. İçerden yükselen Itri"nin bestesi, Sakarya Türküsü, Süleymaniye"de Bayram Sabahı…  perde perde yayılacak…

El emeği, göz nuru, alın teri işlemeler, tel kırmalar, yemeniler…  alanları süsleyecek…

Bugünün tinercisi, yarının kültür elçisi olacak!”

“Ya tecrübeler!”

“Önceki reisleri fahri danışman ilan edeceğim…  Neleri yarım bıraktıklarını sorup hayat deneyimlerinden yararlanacağım. Dününü yitiren, bugününü arar. Onlar, ben bir şey yapınca kendileri yapmışçasına sevinecekler.”

“Bu denli iyimser olma!”

“Neden? Önyargı yer bitirir, insanı. İyisi mi, her akil kişiye: “Çorbada senin de tuzun olsun!” diyeyim. Kaybetmek kolay, kazanmak zor. Bir şehri kazanmaksa insanı kazanmaktan geçer. Değil mi ki, “Marifet iltifata tabi, satılmayan mal zayi…!”

“Hep yanıbaşında mı olacaklar?”

“Herkes kadar! Taş üstüne taş koyanın başımızın üstünde yeri var, lakin taş üstünde taş bırakmayansa gölge etmesin yeter!”

“Personeline nasıl hükmedeceksin?”

“Onlardan daha çok çalışarak! Komutandan ter akmayınca askerden kan akmazmış! Hepsini Millet Parkı"na davet edip diyeceğim ki:

Şu halkı görüyor musunuz? İşte bunlar sizin velinimetiniz; azarlansanız da azarlamayın! Tepkileri göğsünüzde yumuşatın. Halka şefkat, Halik"a tazimdir nişanımız. Önce siz verin Kutlu Selam"ı.

Ayağınıza getirmeyin cümle insanı. Koşun yanlarına. Bir belde gönül erleriyle vardır. Ve burası şehrin atardamarı. Göreyim sizi, halk günleri yetmez, her an halkla olun.

Oksit, toksit yapar. Kahvehanelere girin, sararmış kaşıkları toplayın! Marketler, son kullanma tarihi geçeni satmasın! Ahiliği canlandırın! Lüzumsuzun pabucunu dama atın!

Sineklerin tadına baktığı, güneş vurmuş, toz yumağı simidi satmasın kimse, bundan böyle!

Şehrin içinde patlamaya hazır benzin istasyonları türedi bir zamandır! Aman ha, kadınları dul, evlatları yetim bırakmayın! Her doğruda yanınızda, her yanlışta karşınızdayım!” diyeceğim.

“Halk içinde Hakk"la olmak bu mu?”

“Çok yabancılaştık değil mi? Cenaze merasimleri bile reelpolitik alanları oldu yıllardır. Şehre yan bakanlar, eşraf(!) yasında görünür oldular!”

Bir zamanlar “köy” derdik; şimdi” mahalle”. Her “mahalle”de bir köy kahvaltı evi açtık mı, Eskişehir Yolu"ndan, Istanbul Yolu"ndan…  akın akın kır havası almaya gelirler.

Her köy evinde beş kişi çalışsa, yüzle çarp beş yüz. Servisçisi, malzemecisi, taksicisi, dolmuşçusu…. Binler iş sahibi olur.”

“Ya yapamazsan!”

 “Şu an kayıttayız ya! Bunlar taahhüt! Alemlerin Efendisi: “İlim, mü"minin yitik malıdır; nerede bulursa alır!” emretmedi mi?”

“Alınganlık yok mu hiç?”

“İnsanız, olmaz olur mu? Seni yine görmezden gelirler. Tek, hayata geçsin de!

Bir şey daha: Şehrin göbeğinde, toz toprak mezbelelikler var. Üniversitelerle protokol yapacağım, çağıracağım peyzaj mimarlarını, yanlarında onar on beşer talebe… 

Vereceğim uygulama alanlarını, hem staj yapsınlar, hem de üniversitenin kasasından şehre estetik boyut katsınlar!”

“Şimdiye kadar niye yapmamışlar?”

“Zafer önce beyinde kazanılır. Ülkenin bütün kurumlarını Çubuk"un hizmetine adamakla işe başlayacağım. Evime gider gibi Çankaya"ya, Başbakanlık"a…  gideceğim. Fahri Hemşehri Beratı vereceğim.

Bu topraklarda her insan potansiyel hizmet eridir.

Ankara"da Keçiören"i, İç Anadolu"da Konya"yı, Türkiye"de Üsküdar"ı, Avrupa"da Saraybosna"yı, Afrika"da Kahire"yi, Asya"da Gazze"yi…  kardeş şehir ilan edip, Çubuk"u dünyanın çekim merkezi yapacağım.

Selahaddin"in rüyası gerçekleşir belki.

İnsan,  imkandır.

Vakit tamamdır.

Bu yazı toplam 3131 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
28 Yorum