ŞEHİTLERİMİZİ ANDIK...

ŞEHİTLERİMİZİ ANDIK...

Tarihimizin en önemli zafer günlerinden birisi olan 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 106. yıl dönümü, tüm yurtta olduğu gibi ilçemizde de tören ve etkinliklerle kutlandı.

Şuayip YAMAN

 

Cumhuriyetimizin kurulmasında tarihi bir öneme sahip 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde başta büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm gazi ve şehitlerimiz saygı ve minnetle anıldı.

Çanakkale Cephesi'nin Anadolu halkına verdiği azim, umut ve kararlılık Kurtuluş Savaşı'nın meşalesini de ateşlemiştir. Çanakkale, Türk ulusunun bağımsızlık ve hürriyet söz konusu olduğunda ne denli kararlı ve kahraman olduğunu sonsuza dek anımsatacak bir “Anıt Cephe” dir.

Zorlu koşullara ve büyük kayıplara rağmen kazanılan bu zaferle beraber “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ !” sözleri tarihe altın harflerle kazındı.

Bilindiği üzere bu cephede verdiği mücadele yalnızca Türk tarihinin değil bütün dünya tarihinin akışını değiştirecek nitelikteydi.

Cephede kanlarının son damlasına kadar ülkeleri için savaşan şehit ve gazilerimizin azmi ve vatan sevgisiyle beraber aldıkları şanlı zaferin bugün 106. Yıldönümü ülke genelinde coşkuyla ve şehitlere duyulan minnetle kutlanıyor.

İlçemiz Şehit Ömer Takdemir Anadolu İmam Hatip Lisesi, İbrahim Yılmaz Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Çubuk Sosyal Hizmetler Merkezi Müdürlüğü iş birliği ile organize edilen “18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü” etkinlikleri Atatürk Parkı ve Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleşti.

18 Mart Çanakkale Zaferi etkinlikleri kapsamında ilçemizde düzenlenen ilk tören Atatürk Parkı’ndaki Atatürk Anıtı önünde gerçekleşti.

Törene; İlçe Kaymakamı Âdem Keleş, İlçe Belediye Başkanı Av. Baki Demirbaş, İlçe Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Kantar, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Genel Sekreteri Aysen Erdoğan, İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Tahir Güzel, İlçe Jandarma Komutanı Ütğm. Baki Üstüner, İlçe Nüfus Müdür Hüseyin Ayvacı, İlçe Malmüdürü Zeki Çoban, İlçe Milli Eğitim Müdürü Alican Kılıç, Kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, Siyasi partilerin ilçe başkanları, Şehit yakınları ve Gazilerimiz ile birlikte okul müdürleri katıldı.

Sunuculuğunu Çubuk Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni Ayşegül Arıöz’ ün yaptığı Atatürk Parkı’ndaki ilk tören; Saat: 09:30’da Atatürk Anıtı’na Kaymakamlık ve Belediye Başkanlığı çelenginin sunumu ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasının ardından sona erdi.

İkinci tören ise; Saat 10:00’da Çubuk Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleşti.

Sunuculuğunu Şehit Ömer Takdemir Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğretmeni Gülhan Maden’ in yaptığı Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu’ndaki program; Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı.

Ardından Şehit Ömer Takdemir Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Ahmet Cüneyt Gül tarafından Kuran-ı Kerim Tilaveti okundu.

Şehit ÖmerTakdemir Anadolu İmam Hatip Lisesi Türk Dili ve Edebiyat öğretmeni Harun Derin günün anlam ve önemini belirten konuşmasında, Bugün; anadan, babadan, yardan, evlattan vazgeçip şahadet şerbetini içmeye, düğüne gider gibi giden kahraman ecdadımızın imanla, canla, kanla yazdığı tarihin; vatan aşkıyla, Allah Allah nidalarıyla satır satır işlediği ve tüm Dünya’ya diz çöktürdüğü, önünde saygıyla eğilmek zorunda bıraktığı bir DESTAN’ın, ‘ÇANAKKALE ZAFERİ’nin 106. Yıl dönümüne erişmenin onurunu yaşamak, paylaşmak, kahraman ecdadımızı hayır ve dualarla anmak için bir aradayız.

Çanakkale Zaferi sıradan bir savaş değildi; rezil bir istilanın ve vahşi istilacıların, her türlü imkâna sahip olmalarına rağmen iman dolu göğüsler karşısında gazel yaprakları gibi yanıp gittikleri bir yangın, sırtını Allah’a dayamış kahraman ordunun karadan, ovadan denizden estirdiği bir tufan, bir milletin tüm İslam Âlemi için verdiği var oluş mücadelesiydi.  

Çanakkale Zaferi sıradan bir zafer değildi; yokluğa ve yoksulluğa rağmen çelik zırhlı duvarları imanıyla yerle bir eden bir ceddin, vatan uğruna canından geçmek için sıraya girdiği vuslat günüydü.

Çanakkale Destanı kalemle, kelimeyle yazılmış sıradan bir şiir değildi; emri Kelamullah’tan alan, Vatanı mukaddes emanet bilen, emanete ihanet etmeyen CEDDİN gönüllere nakşettiği, vatanın her bir karışı için toprağa kefensiz girenlerin tarihe düştükleri bir DESTAN’dı. 

Bizler, mübarek bir ceddin torunlarıyız. Bu topraklarda nice Türk hakanının, atasının; canından, kanından, sevdasından devrolunmuş kutsal bir miras vardır. Onların mücadelesini görmezden gelmek, unutmak bizlere züldür.

1890’lı yıllarda böyle bir savaşın patlayacağını görerek Hamidiye tabyalarını yaptırıp Atalarımın ve benim yaptırdığım kale ve tabyalar eğer hâlâ ayakta ise düşmanlar boğazı geçemez.” diyen Sultan Abdülhamit’i unutursak bize züldür, 276 kiloluk top mermisini gülle gibi kaldırıp düşman gemisini sulara gömen Seyit Onbaşı’yı unutursak bize züldür,  Anafartalar’da askerleriyle düşmana kök söktüren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü’ unutursak bize züldür, ak pürçekli anaların hayır dualarıyla Allah’a ısmarladığı, bu toprak için daha 15’indeyken şehit düşen vatan evlatlarını unutursak bize züldür; vatana, kutsal emanete ihanettir.

           

 

“Çanakkale bu gün toz ile duman

Düşmanda imkân var MEHMET’te İman

Âlem görsün el mi bey midir yaman

Burada son söz Türk'ün sözü olacak

Nefer şehit, ordu gazi olacak.”

Vatan uğruna Nefer şehit oldu, Ordu gazi… Âlem Türk’ün yaman olduğunu gördü çok ŞÜKÜR.  Tozu dumana katan MEHMET imanla yendi imkânı, çok ŞÜKÜR…

Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.

Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;

Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,

Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,

Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,

Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!

Söz konusu vatan olunca sinemiz bir çarpar, gövdemiz bölünür de ikiye, bölünemez asla VATAN. Mahşer kudursa, çıldırsa ne çıkar bundan, emir almışız bir kere göklerden gelen KARARDAN.

Asım’ın nesli... Diyordum ya... Nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.

Bizler Ertuğrulların, Osmanların, Fatihlerin, Yavuzların, Mustafa Kemal Atatürk’lerin nesliyiz… Ant içtik; bu vatanı, namusu çiğnetmeyiz… Eğilmeyiz zalimin önünde, cesaretimiz diz çöktürür yedi düvele; bir HİLAL uğruna düşeriz toprağa, yükselerek başlarımız değer arşa… 

 

 

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi Hayatı ve özgürlüğü için ölümü göze alan bir millet asla yenilmez Sözlerime son verirken bu kutsal vatan topraklarını bizlere armağan eden, milletimizin varlığının, birliğinin ve beraberliğinin ölümsüz sembolleri aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anar, şükranlarımı sunarım.

Etkinlikler:

  • Şehit Ömer Takdemir Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Zeynep Arslan, “Çanakkale Destanı” adlı şiiri okudu.
  • Tüm şehit aileleri ve gaziler adına konuşma yapmak üzere Şehit Resul Erdoğan’ın kızı Büşra Aktürk anlamlı konuşmasını yaptı.
  • Şehit Ömer Takdemir Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğrencisi Amine Şevval Saygıdeğer,  “Bayrak” adlı şiiri okudu.
  • Şehit Ömer Takdemir Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin hazırlamış olduğu “Çanakkale Liseliler” adlı oratoryo gösterisinin sunumu yapıldı.
  • Çanakkale konulu slâyt gösterisinin sunumu yapıldı.
  • Şehit Ömer Takdemir Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğrencisi Zehra Türkcan, Necmettin Halil Onan’ın “Dur Yolcu” adlı şiirini seslendirdi.
  • Çanakkale Konulu Müzik Dinletisi:

Müstadin Şahinbaş -Yavuz Selim Ortaokulu; Özkan Tekin-Atatürk Ortaokulu;

Çağrı Dursun Keleşoğlu-Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi; Seda İskender Özdeş-Bekir Yılmaz Ortaokulu; Baran Doğuş Daloğlu-Çubuk Ortaokulu, Serdar Altundağ-Akkuzulu Ortaokulu; Ali Şahin- Özel Şahinbaş Sanat Okulu )

 

Seslendirilen Eserler:

- Eledim Eledim”,

Çanakkale Bugün Toz İle Duman”,

-  Çanakkale İçinde”

Çubuk İbrahim Yılmaz Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin hazırlamış olduğu “Çubuk İlçesinin Verdiği Şehitlerin” fotoğraflarını içeren slayt gösterisi..

 

 

 

ÖDÜL TÖRENİ...

İlçemiz okulları arasında yapılan “Çanakkale Temalı” yarışmada Resim, Şiir ve Kompozisyon dallarında dereceye giren öğrencilere hediye takdimi yapıldı.

Liseler Arası Kompozisyon Yarışmasında:

1. Yunus Emre Anadolu Lisesi’nden Esma Aydın.

2. Meliha - Hasan Ali Bostan Fen Lisesi’nden Fatma Ceyda Doğan.

3. Şehit Ömer Takdemir Anadolu  İmam Hatip Lisesi’nden Elif Nur Ayberk.

Ortaokullar Arası Şiir Yarışmasında :

 1. Çubuk Ortaokulu’ndan Emirhan Tamdoğan.

 2. Çubuk Ortaokulu’ndan Enes Bera Kök.

 3. Şehit Selahattin Şişman Ortaokulu’ndan Elvan Tamer.

İlkokullar Arası Resim yarışmasında:

1. Özel Sebat Koleji’nden Miray Bulut.

2. Özel Sebat Koleji’nden Agah Çoban.

3. Özel Sebat Koleji’nden İrem Gizem Eken.

Dereceye giren öğrencilere ödülleri; İlçe Belediye Başkanı Av. Baki Demirbaş ve İlçe Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Kantar ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Genel Sekreteri Aysen Erdoğan tarafından takdim edildi.

Hediye takdimi sonrası program “Şehitlik Ziyareti” ile sona erdi.

ÇANAKKALE ZAFERİ...

Çanakkale Zaferi'nin üzerinden 106 yıl geçti. Türk milleti destansı bir zafere imza atarak İngiliz-Fransız güçlerini Çanakkale'yi dar etmeyi başardı. Binlerce kahramanlık hikâyelerinin anlatıldığı Çanakkale Zaferi, Çarlık Rusya'sının yıkılmasına yol açmış ve Rusların sıcak denizlere inme hayalleri suya düşmüştür. Birinci Dünya Savaşı’nın başlama nedeni ise bir Sırp gencinin Avusturya-Macaristan krallığının prensine yaptığı suikast olarak gösterilse de sonrasında yaşanan kutuplaşmalar savaşın aslında bu kadar basite indirgenemeyeceğini gözler önüne serdi.

ÇANAKKALE ZAFERİNİN ANLAMI VE ÖNEMİ NEDİR?

Kahraman Türk ordusunun Çanakkale Cephesi'nde verdiği mücadele yalnızca Türk tarihinin değil bütün dünya tarihinin akışını etkileyecek derecedeydi. Bu cephede alınan galibiyet dünya ülkelerinin güç dengelerini değiştirmiş ve yüce Türk milletinin belirleyici ve yönlendirici gücünü bir kere daha gözler önüne sermiştir.

Çanakkale Cephesi'nin Anadolu halkına verdiği azim, umut ve kararlılık Kurtuluş Savaşı'nın meşalesini de ateşlemiştir. Çanakkale, Türk ulusunun bağımsızlık ve hürriyet söz konusu olduğunda ne denli kararlı ve kahraman olduğunu sonsuza dek anımsatacak bir “anıt cephe” dir.

Çünkü Türk ordusu üstün muharebe taktiklerini, silah gücü bakımından çok üstün bir güce karşı ustalıkla kullanmıştır. Bununla beraber dünya harp tarihi, Çanakkale'de Türk askerinin insancıllığını savaş alanlarında bile yitirmediğine, düşmanına dahi merhamet gösterebildiğine şahit olmuştur.

Her siperde ayrı bir destan başlatan askerlerimiz, düşmana karşı verdiği mukaddes mücadeleyi zaferle sonuçlandırdığında, dünya tarihinin zirve sayfalarına da “Çanakkale Geçilemez!” ilkesini bir daha silinmemek üzere yazdırmıştır.

OSMANLI 1. DÜNYA SAVAŞINA NASIL DÂHİL OLDU?

Osmanlı İmparatorluğu, Almanya'nın Rusya'ya savaş ilan ettiği 1 Ağustos 1914'ün hemen ertesi günü, Almanya ile bir ittifak antlaşması imzalamıştır. Bu antlaşma, imparatorluğun eninde sonunda Almanya'nın ana gücünü oluşturduğu İttifak Devletleri safında fiilen savaşa gireceği anlamına gelmektedir.

Enver Paşa, fiilen savaşa girmeyi, seferberliğin tamamlanmamış olması ve Çanakkale Boğazı savunmasının tamamlanmaması gibi gerekçelerle ertelemeye çalışmıştır. Ancak Almanya, bir an önce savaşa fiilen girilmesi için baskılarını sürdürmüştür.

Bu baskılar, Akdeniz'de Britanya donanması önünden çekilen Goeben ve Breslau savaş gemilerinin İstanbul'a gelmesiyle bir oldubittiye getirilmişti. Daha sonra Osmanlı Donanması'na bağlı bir grup gemiyle Karadeniz'e açılan bu gemiler 27 Ekim 1914 tarihinde Rus limanlarını bombalayınca Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etmiştir.

ÇANAKKALE ZAFERİ NASIL KAZANILDI?

Birleşik Krallık Savaş Konseyi Sekreteri Albay Hankey Winston Churchill 'in de desteğiyle, 1914 yılı Eylül ayında Çanakkale Boğazı'nın donanmayla geçilerek İstanbul'un işgalini öngören bir planı savaş konseyine sunmuştur.

Plan, çeşitli evrelerden geçerek uygulamaya kondu ve Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanmanın Boğaz'a geniş çaplı saldırıları 1915 Şubat ayında başlatıldı.

Özellikle 19 Şubat 1915 ve 25 Şubat 1915 bombardımanları sonucu Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Çobanlı giriş tabyalarının geri hatta çekilmesi emrini uygulatmıştır. En güçlü saldırı ise 18 Mart 1915 günü uygulamaya konuldu. Ancak Birleşik Donanma ağır kayıplara uğradı ve deniz harekâtından vazgeçmek zorunda kalındı...

img-5198-vert1.jpgimg-5222-vert2.jpgimg-5281-vert3.jpgimg-5319-vert4.jpg

 

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.