Emrullah KILIÇ

Emrullah KILIÇ

Pozitif Olun Eşek Sıpaları!

Çok yoğun bir sınav maratonu bitti. Şampiyonlar belli oldu.

Başarılı insan yetiştirmeye kodlanan mekanizma bu yılda hasatını verdi.

Ne kadarı hormonlu ne kadarı organik olacak bunu elbette akıp giden zaman gösterecek.

Başarı üzerine kurulmuş hakim paradigma hayatın her alanında kendi endüstrisini oluşturarak hükümranlığını devam ettiriyor. Nerde yürüseniz ne izleseniz ne okusanız gözünüze ilişiyor;

 Nasıl başardılar? Nasıl kazandılar?

Kelimelerin büyüsü ile insanın başarma hırsı birleşince gösterişli salonlarda teknolojinin tüm kurnazlıkları da kullanılarak zihin yıkama günleri başlıyor. Adeta bir ayine dönüştürülen bu programların önceden pazarlaması da oldukça iyi yapılıyor. İnsan içindeki devi! açığa çıkarmaya hazır hale geliyor. Çark kendiliğinden işliyor yani. Başarı! sicilini doldurmak isteyen ve kerameti kendilerinden menkul başarı babaları! da bu törenlerde en ön saflarda yerini alıyor.

Hokus-pokuslar, “bak kaç kelimeyi aklımda tuttum” kibrine dönüştükten sonra nasıl olsa izleyenler ne söylenirse teslim olup almaya hazır kıvama çoktan gelmiş oluyor.

Sanki tarih tekerrür etmiş Firavun"un büyücüleri tarih sahnesine yeniden çıkmış gibi. Tüm hünerleriyle ortaya koyuyorlar sihirlerini. Gözler açık ama gönüller kapalı. Bedenler özgür ama zihinler tutsak.

Hayatsa, artık otomasyona bağlanmış durumda. Zevkler, renkler, idealler, hedefler hep aynileştirilmiş.

 Aydınlanma dönemi makine insanı hayatın merkezine yerleşmiş. Herkes eline yapbozun bir parçasını almış ve fırsat kolluyor. En uygun zamanda en uygun yeri kapmak için.

Bir şey üretebilmek, bir düşüncenin eleştirisini yapabilmek, bir şiiri yorumlayabilmek mi?

Onlarda ne? Hem ne gerek var. Zaten başarılı olmak için onlar gerekmiyor ki.

Şimdi sırası mı yani sanattan edebiyattan dem vurup, ontolojiden epistemolojiden bahsetmenin.

Felsefe"mi dediniz? Hiç bize göre değil!

Kim divan edebiyatının o anlaşılmaz cümleleri ile hitap edecek sevgiliye? Hem öyle kolay mı aşkın kemâline ermek! “Aşk derdiyle hoşem demek” kimin harcı artık?

Alıverirsin bir kişisel gelişim kitabı. Açarsın ilgili sayfasını. Nerde nasıl davranacağın, nerde sabitleşip nerde takla atacağın, nerde düz durup nerde yamulacağın zaten fiks mönü olarak vardır orada. Kariyere giden yollarda da her şey mubahtır zaten!

İyi insan olup erdemli davranmanın yolu hayatı ve hakikati anlamaktan, bilgelikten, gönülden geçerken, başarılı olmanın şifreleri kişisel gelişime bağlanmış durumda.

İnsanlar, dik durunca, gözlük takınca, ayak ayaküstüne atınca başarılı olacaklarını kişisel gelişim zırvalığı bu kitaplardan öğrendi diyor Bülent Akyürek.

Ve sesleniyor: “Pozitif olun eşek sıpaları!”

         (Siz hala Akyürek"i okumadıysanız zarardasınız derim)

           Birinci olma üzerine kurgulanmış, içindeki hayvanı, pardon dev"i açığa çıkmaya başlamış tipler;

            Onları yürüyüşlerinden bile tanırız. Formatları malum. Başları dik, içleri boş…

            Sürekli de sırıtırlar pozitif olma uğruna!

 

Bu yazı toplam 3975 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum