Pembeye Çalan Bir Aydınlık En Azından

PEMBEYE ÇALAN BİR AYDINLIK EN AZINDAN

“Dal rüzgarı affederde kırılmıştır bir kere.” Çok sevdiğim bu söze katılan çoktur tahmin ederim. Bir kez kırılmaya görsün yürek ne zordur tamiri.

Yalan başlı başına en kırıcısı, yalanın arkasından güven kaybı gelir sonrası tamir edilemeyen kırgınlıklar. Hele ki kalbi kıran en güvendiğinse birden flu bir renk alır hayat. İşte tam o zaman, yeni kararlar kapıyı çalar. Hayatını, duruşunu, insanlar hakkındaki fikirlerini değiştirme kararı alırsın ama hata yapmakta en olası unsurdur bu durumda. Hatalarda bizim için, unutmamak gerek ki insanı olgunlaştıran en önemli faktörlerden biridir hatalar. Yeter ki hatalarımızı görebilelim. Başka yolu yoktur çünkü düzeltmenin.

Güven konusu ne kadar çok irdelenir durur gerek özel hayatlarımızda, şiirlerde, basında, gerekse dost sohbetlerinde neden kaynaklanıyor hiç düşündünüz mü? İnsan eksikliğini duyduğu şeyi daha çok dile getirirde ondan. Güven öyle bir tuzla buz olmuş ki, toparlayamıyoruz, yapıştırıp eski haline getiremiyoruz. Bir kere kırılmaya görsün.

Kime güveneceğiz? Öyle hikayelerle karşılaşıyoruz ki hayatın akışında, dudak uçuklatan, keşke dedirten, üzen, yoran… Geneli de kaybedilen güvenden, yalandan, kandırmacalardan kaynaklanıyor. Artık bir göz diğerinin gördüğüne inanamaz olmuş neredeyse. Yaralar açılıyor her gün, derin ve tedavisiz. Öyle bir zaman ki şu içinde bulunduğumuz  zaman, tamamen menfaatler üzerine kurulmuş, kanayan yaralara bir merhem süren bulamaz olmuşuz. Memleket manzalarına baktığımızda, en sıcak iletişim aleti olan televizyonda ne hikayelerle karşılaşıyoruz en basitinden. İçim almaz oldu artık izlemeyi.

Kan, şiddet, aldatmacalar, yalanlar, iftiralar, kriz, ekonomik zorluk yaşayan insanlar. Bu dünyayı mı bırakacağız çocuklarımıza. Güvensiz. Simsiyah. Umarım bir gün tüm bu bozuk düzen değişir. Toz pembe olmasa da her şey, en azından pembeye çalan bir aydınlık istiyorum gelecek nesiller adına…İnsanlık adına….

Bu yazı toplam 1848 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar