Şuayip Yaman       Görünen Köy

Şuayip Yaman Görünen Köy

ORGANİZE HAYVANCILIK KAPLUMBAĞA HIZIYLA…

 

GÖRÜNEN KÖY…  

             ORGANİZE HAYVANCILIK KAPLUMBAĞA HIZIYLA… 

ÖZEL MANDIRA JET HIZIYLA…

 

İlçede hayvan ahırlarının yerleşim merkezlerine yakın oluşu, büyük çoğunluğunun mahalleler içinde kalması ve hayvansal atıkların gelişigüzel depolanması, meskûn yerleri ve özellikle uluslararası niteliği bulunan Esenboğa havalimanını olumsuz etkilediğini düşünen üst düzey yetkili birilerinin tepkisi üzerine geliştirilen milyonluk bir proje ile Çubuk Şabanözü Yolu üzerinde bulunan Mutlu Köyü’nde (Deliören Köyü) Hayvancılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi oluşturuldu. Ama buna da riayet edilmedi.

organize15.jpg

Asıl kokuyu yapan Akyurt’taki ahırlar ve tavuk çiftlikleri olduğu halde, fatura 18 km . uzaklıktaki gariban Çubuklu besicilere çıkartıldı.

           

Proje kapsamında yaklaşık 255 hektarlık (2550 dönüm) alanda Organize Hayvancılık Bölgesi kurularak güya dağınık vaziyette ve yerleşim merkezlerinin içinde kalmış ahırların burada toplanması planlanmıştır.

organize16.jpg

Toplamda 99 ahırın olacağı bölgede 18 bin hayvanın barınması sağlanırken, içerisinde mezbaha, yem fabrikası, hayvan karantina merkezi, hayvan hastaneleri ve et entegre tesisleri de bulunacak. Ayrıca bölgede yarı açık sistemle toplanacak gübrelerin enerjiye dönüştürülmesi de planlanmaktadır.

organize18.jpg

Bu projenin uygulanacağı yer daha önce Kargın-Ömercik ve Akkuzulu mahalleleri güzergâhı olarak açıklanmıştı.

 

Esenboğa Havalimanı Etrafında Bulunan Besicilerle Toplantılar Yapılmıştı…

 

Türkiye’nin Başkenti’nde bulunan Havalimanı’nın kötü kokulardan ve çevre kirliliğinden arındırmak için bir proje yapılmış ve gerek Ankara Valililiği ve gerekse Çubuk Kaymakamlığınca konuyla ilgili olarak besicilerle toplantılar yapılmıştı. Bunun sonucunda  bir süre verilmişti. Bu süre zarfında besiciler ya Çubuk Hayvancılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) kayıt yaptıracaklar ya da ahırlarını başka bir yere taşıyacaklardı.

 

Havaalanı’nda Kötü Kokuyu Yapan Tavuk Çiftlikleri…

 

Burada gözden kaçan bir nokta vardı. Havaalanında kötü kokuyu yapan Çubuk’taki ahırlar değil, Akyurt’ta faaliyet gösteren ahırlar ve tavuk çiftlikleri (tavuk gübresi) idi. Ama Çubuklu siyasiler her konuda olduğu gibi bu konuda da sınıfta kalmışlar, yetkililere inandırıcı açıklamaları yaparak ikna edememişlerdi.

 

Akyurt’ta bulunan Akyurt (Değirmendere) Çay’ı Havaalanı’nın (VİP’in) yakınından geçerek Güldarpı Mahallesi sınırları içinde bulunan seraların bulunduğu güzergahı takip ederek Çubuk çayına dökülüyor..

 

Yine Havaalanına yakın bir mevkide, Gübre Kurutma Tesisi (Gübre harmanlama tesisi) VİP Salonu’nun karşısında. Buradaki pis koku direkt olarak havaalanına gidiyormuş…Bu tesis sonradan  kapatılmış..

 

Yine yöre halkının iddialarına göre Havaalanı’na yakın olan Büyük Anadolu Oteli’nin de arıtma tesisi yokmuş. Ayrıca Melikşah Mahallesi’ndeki sıcak su da bu otele geliyormuş, bu suyun atıkları da çevreye pis koku saçıyormuş.. Yine Akyurt’taki ahırlardaki hayvan atıkları (gübreleri)  su ile temizlendiği ve bu sular da Akyurt Çayı’na aktığı için bunlar da pis koku yapıyormuş.

 

Ayrıca Akyurt ile Çubuk’taki büyükbaş ve kümes hayvanları sayıları da hemen hemen eşit..

 

Yine, Çubuk Havaalanı’na 18 km. Akyurt ise Havaalanı’nın hemen yanı başında..

 

Çubuk’taki koku havaalanına gidene kadar tabiri caizse miski amber olur.. Fakat yine de Çubuk İlçesinin neden “Günah Keçisi” ilan edildiğini halen anlamış değilim. Anlayan beri gelsin!...

 

                        Ahırlar Kesinlikle Kötü Koku Yapmaz…

 

Şimdiki 3 No’lu Sağlık Ocağı’nın bulunduğu arazi eskiden dedemindi. Çocukluğum bu arazi üzerinde bulunan, tek katlı, kaşlı ve büyükçe bir kerpiç evde geçti. O tarihlerde ilçedeki tüm evler, kaşlı ve kerpiçten idi. 1963’den sonra 2-3 katlı betonarme evler yapılmaya başlandı.

 

Hemen hemen herkesin evinin bir bölümünde ahırı vardı..

 

Mutfağımızın penceresi ahıra açılırdı. Kimi zaman yemek yerken pencere açılırdı. İnanmayacaksınız ama, odaya çok güzel ahır kokusu gelirdi. Çünkü o dönemlerde ahırdaki hayvanlar saman ve kesle beslenirdi. Biraz daha zengin olanlar arpa kırması verirlerdi. Gündüzleri hayvanlar sahipleri tarafından, ya At Çayır’ındaki (şimdiki Çubuk Şehir Stadı) eğlekte bekleyen çobana teslim edilir. Çoban hayvanları otlaklarda otlatır. Gün bitiminde de aynı yere bırakır. Hayvanlar buradan evlerine salına salına gelirdi. Ya da ailenin küçük çocukları tarafından tarla-tapanda akşama kadar otlatılırdı.  

 

O zamanlar kötü koku yapan küspe yoktu. Kemik tozu yoktu. Yemek atıkları yoktu. Hayvanların doğal kokuları vardı.  

 

 Nerede o eski günler…

 

                        Hayvan Yemleri de Kötü Koku Yapıyor…

 

Deli Dana Hastalığı’nın (BS) nedeninin hayvancılığın bir sanayi haline geldiği Avrupa’da sığırların ot yerine etle beslenmesi olduğu sanılıyor. Avrupa ülkelerinde et ve süt hayvanları ucuz ve kârlı olduğu gerekçesiyle, giderek artan biçimde, bitkisel yemler yerine kemik tozu ve insan tüketiminde kullanılmayan artık etlerden imal edilen yemlerle besleniyor. 

 

Deli Dana hastalığında, hastalık hayvanın özellikle beyin, dalak ve omurilik gibi sakatat ve tüketilmeyen kısımlarının ağız yoluyla alınmasıyla bulaşır.

 

Bizde de son dönemlerde kemik tozu, havyan atıkları, yemlerine katılıyor. Yemek atıkları, hastane yemek atıkları hayvanlara nasıl veriliyor.? Çünkü bunlarda kötü koku yapıyor.

 

İlçede Faaliyet Gösteren Ahırlar Kaldırıldı

 

Proje kapsamında ilçede faaliyet gösteren ahırlar birer birer kaldırıldı. 4 bin, 5 bin büyükbaş kapasiteli besi çiftlikleri cezai müeyyidelerle karşılaştılar. Besiciler büyük para cezalarına çarptırıldı ve ilçeyi terk etmek zorunda bırakıldılar. 4 bin - 5 bin büyükbaş hayvan kapasitesi olan büyük besi çiftliklerine genel olarak Polatlı İlçesi sahip çıktı..

 

Hatırlarsanız Berat Caddesi’nin özellikle Paşa Mezarlığı çevresinde 2-3 ineği olanlar ineklerini satmak zorunda kalmışlardı.  Oysa bu vatandaşlar süt besiciliği yapmakta ve ailelerini bu suretle geçindirmekte idiler. Bu besicilere (kötü koku ve kötü görüntü nedeniyle tabiri caizse çevre ve görüntü kirliliği oluşturduğu, insan sağlığını tehdit etiği gerekçesiyle Belediye zabıtası tarafından cezalar kesilmişti. (23.06.2010)

 

Şimdilerde besicilere izin çıkmış, ne zaman? Çubuk’ta besicilin köküne ot tıkadıktan sonra…

Peki, besicilikte tekrar başa dönecektiniz de neden bu insanların ekmekleri ile oynadınız?

 

“Organize Hayvancılık Bölgesi’nde Çalışmalar Kaplumbağa Hızıyla Devam Ediyor…”

organize19.jpg

Hayvancılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışmalar kaplumbağa hızıyla devam ediyor.

 

Eski Ankara Valisi Kemal Önal Organize Hayvancılık Sanayini yerinde görmek amacıyla teknik ekibiyle birlikte Çubuk’a geldi. Çubuk 2 Barajı’nda onuruna verilen yemekte yaptığı konuşmada,”Organize Hayvancılık Sanayi Projesi devam ediyor. Bugün de bunun için buradayız. Çubuk’ta başlattığımız proje Türkiye’de bir ilk olacak. Buradan tüm ülkeye yayılacak…” dedi. Buradan da beraberindeki teknik heyetle birlikte Organize hayvancılık sanayi Bölgesi’nde teknik heyetiyle birlikte incelemelerde bulunmuştu…(9.06.2008)

 

Ankara Valisi Alaaddin Yüksel ilçemizde yaptığı bir konuşmada, “Ankara İli ve çevresi, önemli hayvan pazarına sahiptir ve yaygın hayvancılık yapılmaktadır. Aile işletmeciliğinin yanı sıra ova köylerinde ve ilçelerde süt inekçiliği, sığır besisi, koyunculuk ile tavukçuluk ve yumurta üretimi yapılmaktadır. Ancak hayvan ahırlarının yerleşim merkezlerine yakın oluşu, büyük çoğunluğunun mahalle içinde kalması ve hayvansal atıkların gelişigüzel depolanması meskûn yerleri ve özellikle uluslararası niteliği bulunan Esenboğa Havalimanı’nı olumsuz etkilemekte; iş bu durum halen, alınan tüm tedbirlere rağmen çevre kirliliğine neden olmaktadır.”demişti.


Peki, Ömercik Mahallesi’nin hemen girişinde, sözde faaliyetleri durdurulan eski mandıraların yanında devasa (1200 başlıklı) bir mandıra daha yapılıyor. Hem de OSB’nin hemen yanı başında.. Bu mahallede insanlar yaşamıyor mu? Bu insanlar kötü kokular yüzünden göçe zorlanmayacaklar mı? Burası da bir yerleşim yeri değil mi?

 

30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinden sonra ilçedeki tüm köyler mahalle statüsüne geçecek, o zaman bu yerleşim yerlerindeki insanlar kötü kokularda rahatsız olmayacaklar mı?

  

 Vali Yüksel yine, Hayvancılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi inşaat alanında yaptığı bir diğer toplantıda ise, Projenin hayata geçirilmesiyle yaklaşık 255 hektarlık alanda Organize Hayvancılık Bölgesi kurularak dağınık vaziyette ve yerleşim merkezlerinin içinde kalmış ahırların burada toplanacağını; 18 bin hayvanın barınacağı 99 ahır inşaatına en kısa sürede başlanacağını hayvancılık ile ilgili mezbaha, yem fabrikası, hayvan karantina merkezi, hayvan hastaneleri ve et entegre tesislerinin bu alan içinde kurulmasının planlandığını söylemişti..

 

Vali Yüksel ayrıca bölgede yarı açık sistemle toplanacak gübreleri enerjiye dönüştürüleceğini vurgulamıştı.
 

Organize Sanayi Bölgesi’nin inşaatları tamamlandığında Ankara’nın hayvancılıkta Türkiye’nin politikasını belirlemede çok önemli bir yeri olacağını belirten Vali Yüksel, “Geleceğin reçetesi tarımdır, hayvancılıktır. Ankara’nın tarım ve hayvancılık bakımından daha etkili hale gelmesi için elimizden ne geliyorsa yapacağız.” demişti. (20.06.2012 )

 

Türkiye’de bir ilk olarak Çubuk’ta kurulması düşünülen “Hayvancılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi” projesi çalışmaları şu anda maalesef kaplumbağa hızıyla devam ediyor.

 

Bu zihniyetle bu projede elimizden kaçacaktır. Çünkü yanlış politikalar yüzünden ilçede faaliyet gösteren 2 bin 500, 5 bin büyük baş besisi olan büyük besiciler birer birer Çubuk’u terk etmekte ve Polatlı ve Susuz’a (Ankara) gitmişlerdir. OSB Projesi de başlamadan bitecek gibi görünüyor.

 

Dün Ankara’nın et ihtiyacının % 40-45’ini karşılayan ilçemiz şimdilerde ise % 5-8’ini karşılıyor.

 

Bunların yanı sıra ilçe içinde faaliyet gösteren işyerleri de ekonomik kriz yüzünden birer birer kepenk indirmeye başlamışlardır. Kapanmayanlarda özellikle kasaplar sinek avlamaktadırlar.

 

Böyle olmasaydı. Projenin yapıldığı yerin hemen yakınında besi çiftliklerinin yapımına başlanmazdı. Ömercik Mahallesi girişinde yol kenarındaki mandıra çalışmaları jet hızıyla devam ediyor. Bu yapılaşmaya kim ve kimler izin verdi ? Hani mahallelerde besicilik yapmak yasaktı? Demek ki birtakım besiciler Devlet’ten ümitlerini kesmişler ki, böyle bir girişimde bulunmuşlar. Olan, ilçedeki 2-3 ineği olup ta yasak yüzünden ineğini satan gariban vatandaşlara oldu.  

 

                            OSB Çalışmaları 2004’te başladı

 

2004 yılında başlayan atılım ve proje çalışmaları 2006 yılında onaylanmıştır. 2010 yılının yarısında ancak bitmiştir.

27.09.2010 tarihinde başlayan alt yapı çalışmaları 31.10.2014 tarihinde bitecekmiş!..

 

Yetkililer, “Üst Yapı çalışmalarında Sıkıntı Çıkabilir”

 

Yetkililer, “Tepedeki ahırlar 100 başlık (57 adet), düz ahırlar 250 başlık (35 adet) ve 500 başlık ahırlar (7 adet) olacak.  Üst yapı çalışmalarında tepedeki ahırlarda sıkıntı ve sorun çıkabilir. Tepelerde tesviye yapıldığı zaman sıkıntı var. İş makinesi girdiği zaman altyapı bozulabilir. Şu ana kadar 99 tesise 119 üretici müracaat etmiş, bunların içinde bir tesise müracaat eden üreticiler de var.

 

Şimdilerde üst yapı (kazı ve tesviye) çalışmaları yapılıyor. Yalınız tesviye çalışmalarında sıkıntı var. Tepelerde tesviye yapıldığı zaman sıkıntı ortaya çıkabilir. Çünkü buralara iş makinesi girdiği zaman alt yapı bozulabilir” diyorlar.

 

“Yapılan harcamalar Üreticiye Yansımamalı”

 

Üreticiden hayvan başı 60 lira tesis bedeli alınmış. Yani 100 baş hayvan için 6 bin lira alınmış..

 

Yapılan alt yapı ve arsa fiyatı ile ilgili harcamalar üreticiye yansırsa bunun altından hiçbir üretici kalkamaz. Üretici kaçar bir kişi dahi buraya giremez.

 

İddialara göre, yetkililer üreticileri OSB’ye zorla götürüyormuş. Gerçekten bedel alınırsa bir üretici bile OSB’ye gitmez. O zaman insanlar yerinden yurdundan edilmiş olur.

Metropole girdiğimiz için, sübvansiyon yapılmayacakmış, alt yapı ve arsa maliyetleri üreticiden alınacakmış.

 

Üreticilerin bir diğer iddiasına göre, “kendi isteğimizle değil, tabiri caizse devletin zoruyla OSB’ye girdik” diyorlar. Bu nedenle, üreticinin mağduriyetini önlemek için, gerekirse alt yapı ve arsa bedellerinin bedelsiz tahsisi yapılmalıdır.

 

Bedelsiz tahsis yapılmazsa, Örneğin 500 başlık bir ahırın maliyeti bir milyonu geçer. Bunu hangi üretici karşılayabilir. Bunun için büyük üreticiler (besiciler) özel mandıra yapmaya yönelirler. Ki Ömercik Mahallesi’nde de böyle olmuştur.

 

Alt yapı ve arsa fiyatları, Doğu ve Güneydoğu Anadolu üreticiye yansıtılmıyor.

 

Örneğin, Diyarbakır’da sübvansiyon yüzde 100’ imiş…

 

Hatta Anadolu’nun bazı ilçelerinde de yansıtılmıyormuş. Örneğin Şereflikoçhisar’daki besi çiftliklerinde 10 kişiye istihdam sağlandığında yüzde 50 sübvansiyondan yararlanma imkanı varmış….

 

Çubuk’ta da alt yapı ve arsa fiyatı üreticiye yansıtılmamalı. Çubuk İlçesi her ne kadar Metropol İlçe olsa da sosyo - ekonomik konumu itibariyle hibeye uygundur. İlçenin alternatif bir etkinliği yoktur. Bir başka ifade ile tüten bacası yoktur.   

 

Özel Mandıraların Yapımı Jet Hızıyla Devam Ediyor… 

organize11.jpg

Hani Organize Hayvancılık Bölgesi ilçenin tüm ihtiyaçlarına cevap verecekti? Hani tüm besiciler Mutlu Köy’de toplanacaktı? Organize Hayvancılık Bölgesi’ndeki çalışmalardan umudunu kesen birtakım besiciler hemen kolları sıvayıp özel mandıra yapmak için ruhsat almışlar ve çalışmalara başlamışlar. Hem de ilçeye çok yakın mahallelere..

 

Bölgedeki (Kargın, Ömercik gibi) mahallelerde yasak olmasına rağmen besicilere nasıl ve hangi gerekçeye dayanılarak ruhsat veriliyor?

organize12.jpg

(Y. B.), (G. E.) gibi girişimler ile (T.A.), (A.K.), (F.Ö.) gibi girişimcilere, nasıl ruhsat veriliyor? Demek ki bu üreticiler Devletten (OSB) ümitlerinin kesmişler ve haklı olarak kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalmışlar.

 

Oysa ruhsat herkese şamil olmalı? Çubuk’taki besicilere de ruhsat verilmeli… Çünkü; Çubuk’taki mahallelerin, Kargın, Ömercik, Akkuzulu, Ağılcık, Gökçedere ve ismini sayamadığım diğer mahallelerden ne farkı kaldı?  Değil mi ki, 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra ilçenin tüm köyleri de mahalle statüsüne geçecek. O zaman seyreyleyin gürültüyü!..

 

T:A’nın yaptırdığı mandıranın yapıldığı arazinin yüzölçümü 33 dönüm, iki blok halinde 1200 büyükbaş kapasiteli olarak yapılıyor. Mandıra, yola neredeyse yola sıfır…İnşaat bu yıl başladı ve neredeyse bitmek üzere..

organize13.jpg

OSB’yi beklese daha çok bekleyecekti…

 

                                   5 Sağmal İneğe ve 5 Yavrusuna İzin verilecekmiş!..

 

Yine son olarak (2012 ve 2013 yıllarında alınan) Çevre Kurulu kararına göre; Esenboğa Havalimanı’nın tel örgülerinin 5 km. çevresinde besi yapılmayacak. Bunun dışında 5 sağmal ineğe ve 5 yavrusuna izin verilecekmiş.. Peki ineklerin her biri de ikiz yavrularsa, 5 yavrudan fazlası itlaf mı edilecek? Böyle saçma bir şey olur mu?

 

Bu uygulama adaletsiz bir uygulamadır. Neden bu yıllara kadar beklenildi. İlçedeki besiciler için alınan bu karar neden daha önce alınmadı, da besiciler ellerindeki besilere sattıktan sonra alındı?

 

Besicilikte bu çifte standart niye? İlçe ve mahallerindeki besicilerin suçu günahı neydi de kapatıldı ve onların ekmekleri ile niçin oynandı?

 

Bir an her şeyi bir kenara bırakalım ve Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi projesinin bittiğini düşünelim.

 

O zaman Çubuk Organize Hayvancılık Bölgesi ile ilgili olarak aklıma gelebilecek aşağıdaki soruları soruyorum ve yetkililerden cevap bekliyorum.

 

  • İlçemizdeki hayvanlarda her yıl sıklıkla salgın hastalıklar görülmektedir. Uygulanan karantina kuralları ve yönetim ile hastalıkların yayılması bir ölçüde önlenmektedir. Hepsi yan yana ve karantina sahası olmayan bu işletmede salgın hastalıklar nasıl önlenecektir?

 

  • Bir insan günde yaklaşık 3 litre, bir besi hayvanı ise en az 50 litre su kullanır. Bu saha üzerinde 20 bin besi hayvanı olacağı planlanmıştır. Bu durumda bu besi yeri günde 100 bin litre su tüketecektir. Bir başka ifade ile ilçe tüketimi kadar su tüketilecektir. Bu durumda bu miktar su nereden temin edilecektir? Bu amaçla Çubuk II Barajı kullanıldığında Çubuk ilçesi ve diğer komşu ilçeler ne yapacaktır?

 

  • Günde 100 bin litre su tüketecek bir besi yeri günde buna yakın miktarda katı ve sıvı atık üretir. Bu miktar atık, çok kısa zaman içinde küçük bir göl meydana getirir. Bu atıkların yaratacağı çevresel etki her türlü tahminlerin üstünde olabilir. Gerçi bu atıkların dönüşümü yapılacaktır. Ama bunda ne kadar başarılı olunacaktır. Bu nedenle Çubuk İlçesi zor yaşanılan bir yer haline gelebilir.

 

  • Burada yaklaşık 99 işletme olacağı söyleniyor (tahmin ediliyor). Her işletmede 2 aile olacağı düşünülürse, bu durumda yaklaşık 200 aile olacak demektir. Bu sahanın teknik ve idari yapısı nasıl ve ne olacaktır?

 

  • Yapılmakta olan inşaat sahası görüldüğünde yolların büyük bir kısmı yüzde 20 ve daha fazla eğimlidir. Yüklü kamyonlar yüzde 10 meyilden sonra çok zorlanırmış. Yüzde 20 meyil’i çıkamazmış. Bu durumda hayvan ve yem nakliyesi nasıl çözülecektir?

 

  • Esenboğa Hava Limanı ve çevresindeki koku sorununu çözmek amacı ile 2004 yılında yapılan çalışmalar sırasında konunun yaklaşık 0 (sıfır) maliyet ile çözülebileceği ortaya çıkmış idi. Projenin keşif bedeli yaklaşık 40 milyon liradır. Bu miktar yüzde 68 maliyetle 35 milyona düşürülmüştür. Ama yapılan diğer harcamaklarda eklendiğinde bu miktar daha da artacak gibi görünüyor. Bu olağanüstü yüksek bir rakamdır. Bu bedeli kim ve ne şekilde ödeyecektir?

 

  • Arazide yapılan çalışmalar (hafriyat ve dolgular, yollar) son derece arızalı bir yapı halindedir. Bu arazide bulunan parseller üzerinde yapılacak binaların veya diğer tesislerin maliyeti bu alt yapı maliyetinin en az 3, 4 katı olacaktır. Bu maliyet nasıl karşılanacaktır?

 

  • Projenin alt yapı çalışmalarının 31.10.2014 tarihinde bitmesi gerekmektedir. Ama çalışmalar çok yavaş yürümektedir. Bu da maliyetin yükselmesine neden olacaktır. Bu yapı zamanında bitecek midir?

 

6215 sayılı kanunun 9. maddesi 2011/ 1808 bakanlar kurulu kararı ile Ş. Koçhisar da 10 kişi istihdam edildiğinde yüzde 50, Diyarbakır’da yüzde yüz Çankırı’da yüzde 60 sosyo- ekonomik gelişmeye göre 1. sınıf gelişmişlik var.

Organize Sanayi Bölgelerindeki Parsellerin Tamamen veya Kısmen Bedelsiz Tahsisi Hakkında Karar:

 

4562 sayılı Kanunun Geçici 9. Maddesine göre Organize Sanayi Bölgelerindeki parsellerin tamamen veya kısmen bedelsiz olarak tahsisine ilişkin 2011/ 1808 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 25.05.2011 tarihinde kararlaştırılmış ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 02.06.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

Söz konusu karar ile Organize sanayi bölgelerinde yer alan parsellerin, 14.07.2009 tarihli ve 2009/15199 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın ekinde yer alan "Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler" gruplandırması çerçevesinde;

 

a) I. Bölgedeki il ve ilçelerden sosyoekonomik gelişmişlik endeks değeri 1 ve altında olan       il ve ilçelerde %50 indirimli,

 

b) II. Bölgedeki illerin merkez ilçelerinde %50, ilçelerinde %60 indirimli,

 

c) III. Bölgedeki illerin merkez ilçelerinde %70, ilçelerinde %90 indirimli,

 

ç) IV. Bölgedeki il ve ilçelerde bedelsiz,

 

d) Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar kapsamına giren büyük ölçekli yatırımlar için tüm bölgelerdeki il ve ilçelerde bedelsiz, olarak tahsis edilmesi kararlaştırılmıştır.

 

Ayrıca kararda, Büyükşehir Belediyesi bulunan illerde büyükşehir belediye sınırları içerisindeki ilçelerin bu Karar’ın uygulanmasında merkez ilçe statüsünde kabul edildiği belirtilmiştir.

 

Çubuk ilçesi, Metropol İlçe olduğu için Merkez İlçe kapsamındadır. Fakat Çubuk İlçesi konut bölgesidir. Aynı zamanda da hayvancılık ve tarım bölgesidir. Bu özelliliği ile İlçenin konumunda ve statüsünde tezatlar hâkimdir. Hayvancılık ve tarım ile konut bölgesi aynı alanda olur mu?

 

İşini bilenlere ve torpilli olanlara konut alanında iş yapmak serbesttir. Örneğin tarım alanı olarak belirlenmiş merkez arazilerde ki, bunların tarımla ilgileri bitmiştir. Verimleri çok düşmüştür ve etrafları konutlarla çevrilmiştir. Ama buralarda beton santrallerine izin verilmiştir. Böyle bir alan nasıl tarım arazisi olur? Ancak, “Ben yaptım oldu” derseniz, olur.

 

Yine Metropole bağlı bu mahallelerde nasıl besi çiftlikleri kurulur? Yukarıdaki kanuna göre Çubuk İlçesinin 7 merkez ve 29 köyden mahalle olan yerleşim yerleri var. 30 mart 2014 yerel seçimlerinden sonra da geriye kalan, 28 orman köyü ile 19 köy olmak üzere toplam 47 köy de mahalle statüsüne geçecek..Bu mahalleler Çankaya ile eşdeğer olacak…

 

Yetkililer hani mahallelerde besicilik yapmayı yasaklamıştı? Buralarda nasıl besicilik yapacaksınız?  Her mahalle de kötü kokudan kaynaklanan çevre ve görüntü kirliliği olmayacak mı? İlçedeki hayvancılık bu yüzden bitirilmedi mi? Şimdilerde ne oldu da izin çıktı?

 

Bu statüye göre Çankaya’da besi ahırı veya mandıra yapabilir misiniz?

 

Ama yetkililer, “Çubuk’un mahallelerinde önceleri besicilik yapamazsınız, sonra da yapabilirsiniz.”dediler. Çubuklu besicilerle alay mı ediyorsunuz?

  

Akyurt 20 Mayıs 1990 tarihinde Çubuk’tan ayrılarak ilçe olmuştur. Çubuk, İstihdam yönünden Ankara’nın en fakir ilçesidir. Elindeki 92 fabrika 232 küçük ve orta ölçekli işletmeyi Akyurt İlçesine kaptırmıştır.

 

Çubuk, sosyo-ekonomik yönden çok zayıftır. Ankara’nın diğer ilçeleri gibi ekonomik yönden hiçbir alternatifi yoktur. Buna rağmen Metropol ilçedir. Yaklaşık 6 bin aile sadaka kültürü ile geçinmektedir. Geçmiş yıllardaki siyasiler ve yetkililer ilçeye ekonomik sahada bir yön verememiştir. Bu nedenle üniversite mezunları ve askerden gelen gençler işsizdir. Bunlarda iş bulanlar da asgari (846 lira) ücretle çevre fabrika ve işyerlerinde çalışmaktadır.

 

Çubuk İlçesi her ne kadar Metropol ilçe olsa da sosyo-ekonomik yapısı ile mezra görünümünde bir yerleşim yeridir ve yukarıdaki yasanın “Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler” gruplandırması çerçevesinde yer alan ,

 

ç) IV. Bölgedeki, “ il ve ilçelerde bedelsiz fıkrası”  ile tam örtüşmektedir. 

 

Bu nedenle Çubuk Organize Hayvancılık İhtisas Bölgesi’nde (OSB)’ yer tahsis eden üreticilerden arsa ve alt yapı bedeli alınmamalıdır.

 

Yoksa buraya bir tek besici bile girmez. Hatta kendileri için neresi müsaitse orada besicilik yaparlar. Bu suretle yapılan milyonlarca liralık ‘Dev Yatırım’da boşa gider…

 

                                   Bu Gidişle Çubuk’ta Tavukçuluk Olur…

 

Eğer bir yerde saman ithal ediliyorsa orada büyükbaş olmaz, tavukçuluk olur. Konsantre yem faaliyeti olur.  

 

                                    OSB Projesi Çok Uzadı

 

2004 yılında çalışmalarına başlanan Mutluköy’deki Organize Hayvancılık Projesi inşaatı, onuncu senesine girmiş bulunmaktadır. Aslında ilk halindeki proje, 6 ay veya bir yılda bitebilecek, finansman ihtiyacı sıfıra yakın, Esenboğa Havaalanı’nın koku sorununu çözen bir proje idi.

 

Fakat şimdi olağanüstü yüksek kamusal maliyete ve bireysel ekonomik kayıplara sebep olduğu bilinmektedir. Çalışmanın bu kadar uzamasının sebepleri  ve 10 yıl içinde değişen sosyo-ekonomik şartlar çerçevesinde, gerekli olup olmadığı ve uygulanan projenin teknik olarak doğru olup olmadığı masaya yatırılmalıdır.   

 

                            İlçede Hayvancılık Yok Edildi

 

İlçede hayvancılık, kötü kokusu bahane edilerek yok edildi. Halbuki hayvancılığın rahatsız edici kokusunu yok etmenin (tıpkı Batı ülkelerinde ve Amerika’da olduğu gibi)  bedavaya yakın uygulama yollarının olduğunu unutmamak gerekir.

 

Çok kısa sürede gerçekleşebilecek yolları olduğu halde maalesef bu konuda son derece pahalı  hem hayvancılık tekniği ve inşaat (mandıra)  tekniği açısından hatalı ve çok  pahalı bir yol  seçilerek çalışmaya girilmiştir.

 

OSB’deki arazinin düzlenmesi gerekirdi. Oysa seçilen arazi aşırı derecede meyillidir.

 

Ayrıca burada karantina sahası da yoktur. Bir hastalık geldiğinde (şap) tüm hayvanlar telef olabilir.

 

Oysa Avrupa ve ABD’de Durum Çok farklı…

 

Avrupa da hayvancılık: Özellikle Hollanda ekonomisinin temeli tarım ve hayvancılığa dayanır. Tabiat şartları hayvancılığa elverişlidir. Hollanda hayvancılıktan toplam gelirinin yaklaşık 2/3’sini sağlamaktadır. Hollanda topraklarının ziraate ayrılan kısmının % 62’sini mera’lar meydana getirir. Sığır, at, koyun ve tavuk beslenir. Özellikle süt inekleri yetiştirilmektedir.

 

Kötü kokuyla mücadele de;  besicilik yapan her işletme, besi yaptığı her hayvanın atıklarını nereye atacaksa orayı kiralar ve bunu yetkili merciye de bildirmek zorundadır.

 

Dünya üretiminin % 45’ini sağlayan 30 süt fabrikası ve 150 adet süt tozu fabrikası bulunmaktadır.

 

ABD de İse,  ‘Lincoln’ Farklı bir Konumda…

 

Lincoln, ABD’nin Orta-Kuzey bölgesinde bulunan Nebraska’nın başkentidir. Hayvancılık ve ziraat önemli sektörlerdir.

 

Lincoln, ne ile geçiniyor? Hayvancılık ve tarımla..

 

Lincoln eyaletinde suç yok, fakat kötü koku varmış… Hani ne derler, “her güzelin bir kusuru vardır”.

 

Bir ziraat mühendisi ağabeyim 1985 yılında, Nebraska Üniversitesi Hayvancılık Fakültesi’nde master yapmak için ABD’ye gider. Ders amacıyla Lincoln’un sokaklarında yürürken Fakülte’nin öğretim görevlisi Doç.Dr. Paul Guyer’e, “Hocam kentte her şey iyi de, bu kötü koku ne olacak” der

 

Hoca tereddütsüz, “Sen Lincoln kenti ne ile geçiniyor zannediyorsun..

 

Ama kötü kokuya da katlanacağız. O paranın kokusu, biz ne ile geçiniyoruz zannediyorsun” diye cevap verir.

 

Hoca ayrıca, “Tabii ki gerekli tedbirleri de alıyoruz” der.

 

Lincoln de, besicilik yapan her işletme de tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, besi yaptığı her hayvanın atıklarını nereye atacaksa orayı kiralar ve bunu yetkili merci’e de bildirmek zorundadır.

 

Avrupa da ve ABD de: Besi işletmesi kuran şahıslar, hayvan atıklarını nasıl bertaraf edeceklerini peşin peşin belgelemek zorundadır. Atıkları, hayvan sayısına bağlı olarak bir tarlaya gübre olarak vermesi ve bunu da bir belgeyle ispatlaması gerekir.

 

AB ve ABD’de her yerleşim yeri birer Metropol’dür. Oralarda da hayvancılık yapılıyor. Üstelik oralarda da kötü koku var. Ama gerçekçi ve mantıklı önlemler alınıyor.

 

Oysa, alınan önlemlerle çevre zararını ortadan kaldırdığınız zaman her şey yapılabilirsiniz.

 

Bizde ise Metropol’lerde hayvancılık yapmak ya yasaktır ya da kısıtlı olarak yapılmaktadır. Peki; Halkın geçim kaynağı hayvancılık ise ne yapacak?

 

Atalarımız ne demiş, “Ayranı yok içmeye tahterevalli ile gider tuvalete”

 

İşte Avrupa ve ABD ile aramızdaki fark bu..

 

Bu örnekten yola çıkarsak; Çubuk halkı ne ile geçinecek?

 

İlgililere ve yetkililere önemle duyurulur…

                    

İlçe ekonomisi uçuruma doğru yuvarlanıyor. 23 Temmuz 2004 tarihinde Metropol İlçe olduk. O tarihten bu tarafa ilçenin her sorununun çözümünde Metropol İlçe olmanın hep olumsuzluklarını gördük.

 

Çubuklular Metropol İlçe Olduğu İçin; fabrika kurup teşvik ve muafiyetten yararlanamayacak,  tarımla uğraşamayacak, sebzecilik yapamayacak, hayvancılık yapamayacak, bakan ve milletvekili torpili olmadığı için işe giremeyecek. Peki Çubuklular geçimlerini ne ile sağlayacaklar? Sadaka Kültürü ile mi?

 

Çubuk İlçesi, ya Metropol’ün bu olumsuzluklarından en kısa zamanda kurtulacak, ya da Çankırı’ya bağlanacak. Başka seçenek yok…

 

Çubuk İlçesi’nin Metropol İlçe olmasına rağmen ekonomik yönden hemen yanı başındaki Çankırı’dan ne farkı vardır? Oysa Çankırı, “Kalkınmada Öncelikli Yöre” sıralamasında ülke çapında 13. sıradadır.

 

Bu özelliği ile Çankırı’da teşvik ve birtakım vergi muafiyetleri vardır. Emlak vergisi muafiyeti, OSB’lerde yer alan işletmelere vergi muafiyeti, SGK prim muafiyeti, Katma değer vergisi muafiyeti, Enerji desteği gibi muafiyet ve teşvikler var.

 

Çubuk İlçesinin ekonomik yönden Çankırı’dan ne fazlası vardır. Bilakis eksikleri vardır. Metropol İlçe olmasına rağmen Çubuk İlçesi de, kalkınmada öncelikli yöre kapsamında, 14. sırada yer almalıdır…

 

Bu yazı toplam 15181 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum