Abdurrahim Somuncu   (Emekli Müftü)

Abdurrahim Somuncu (Emekli Müftü)

N A M A Z

                                            

  Namaz dinin direği, müminin miracıdır. Namaz imanın alametidir. Ruhun gıdasıdır. Kulu Allah’a yaklaştıran bir ibadettir. Kul, namazla Allah’ın huzuruna yükselir. Namaz, günde 5 defa Allah’a hesap vermektir. Namaz, nefsin terbiye okuludur. Namaz, Allah’ın hoşnutluğunu ve rızasını kazanma yoludur. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) kendisine namaz farz olunmazdan öncede, sabah ve akşamları namaz kılardı. Miraçta 5 vakit namaz farz olduktan sonra, namazı hazarda ve seferde de hiç terk etmemiştir. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) Namaz, benim gözümün nurudur” buyurmuşlardır. Yine bir Hadis-i Şeriflerinde “ Kıyamet gününde kulun ilk defa sorguya çekileceği şey! Namazdır” buyurmuşlardır.                                                                                                                                                     

 Namaz, temizliktir. Namaz kılan kimsenin bedeni temiz, giysisi temiz, namaz kıldığı mekânı temizdir. Maddi temizliği yapmayan kimse, yüce Yaratıcının huzuruna kabul edilmez.  Maddi yönden temiz olan mümin, namaz kılınca da, manen ruhunu günah kirinden arındırmış olur.

 

Namaz, kalpte bekçi ve zabıta memuru gibidir. Gerçek namaz kılan kimse, günde 5 defa nefsini Allah’ın huzurunda hesaba çeker ve muhakeme eder.

 

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir hadislerinde “Dünyadan ayrıldığıma üzülmem fakat 3 şeyden ayrıldığıma üzülürüm. Bunlar: 1.Güzel sohbet 2.Saliha Hanım (Allah’ın ve insanların haklarına saygılı olan)   3.Gözümün nuru namazdır” buyurmuşlardır.

 

                                                                                                                                

  Hatem-i Zahit(k.s) hazretleri, asım ibni Yusuf hazretlerinin yanına geldiğinde Asım (k.s) ona sordu:”Ey Hatem namaz kılmayı güzel becere biliyor musun”?

“Evet” deyince, Asım(k.s) “Peki, nasıl namaz kılıyorsun” diye sordu. Hatem-i Zahit hazretleri anlattı: “Namaz vakti yaklaştığında abdestimi sünnet üzere, alıyorum ve namaz kılacağım yere duruyorum. Sonra kabeyi iki kaşımın arasında, makamı İbrahim’i göksümün hizasında, Allah Teâlâ’yı mekândan münezzeh (pak ve uzak) olduğu halde başımda hazır ve kalbimdeki her şeyi bilir halde görüyorum. Sanki ayağımın altında sırat köprüsü, cennet sağımda, cehennem solumda, Ölüm meleğini de arkamda hissediyorum. Sonra Allahı-ı görüyor gibi iftitah tekbirini alıyorum. Tefekkürle okuyorum, tevazu ile rükû ediyorum. Tedarru ile (Allah’a yalvararak,) secdeye kapanıyorum, Oturup teşehhütte bulunuyorum Korkuyla ümit arsında kalıyorum.”Bunu duyan Asım hazretleri ben daha bu zamana kadar böyle bir namaz kılamadım”dedi. 

Mevlit yazarı Süleyman Çelebi namaz hakkında şöyle demektedir; Sen ki miraç eyleyip ettin niyaz, Ümmetin miracını kıldım namaz”.

 

Mükellef Müslümanlar için namaza sebep vakittir. Namazın vakti gelince, Müslüman “Yarabbi Sana şükürler olsun” deyip namazını kılmalıdır.

 

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir hadislerinde “Bana haber verir misiniz? Sizden birinin kapısının önünde bir nehir olsa, o nehirde günde 5 defa yıkansa, o yıkanan kimsede kirden bir eser kalır mı?” buyurduğunda orada bulunanlar “Kirden bir eser kalmaz ya Resulallah” diye cevap vermişlerdir. Peygamberiz de “İşte bunun gibi 5 vakitte namaz kılan kişide günahtan bir eser kalmaz ve Allah’a teala o kimsenin günahlarını yok eder” buyurmuşlardır.

 

Bir Müslüman’ın kendisi namaz kılmakla kalmayıp, emri altında bulunan eşine ve çocuklarına da namaz kılmalarını emretmelidir. Kur’an-ı Kerim Taha suresi Ayet 132 de “Ailene namazı emret. Kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz (aksine) biz seni mızıklandırıyoruz. Güzel sonuç takva iledir” buyurmaktadır.

 

Namaz insanı kötülüklerden ve çirkin işlerden uzaklaştırmaktadır. Ankebut suresi Ayet 45 de “(Resulüm) Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar ..” buyrulmaktadır.

 

Yaşanmış bir olay; İstanbul’da Fatih camiinde meşhur bir vaiz, vaazında “Namaz insanı kötülükten men eder” demiş ve yukarıdaki anlamı açıklanan ayeti okumuş. O sırada cemaatten birisi ayağa kalkmış ve “Hoca efendi siz namaz insanı çirkin işlerden uzaklaştırır diyorsunuz, ben namaz kılıyorum fakat içki de içiyorum, namazım beni içkiden vazgeçirmiyor” demiş. Vaiz efendi vaazının sonunda cami içerisindeki çeşmede o şahıstan abdest almasını istemiş. Şahıs abdestini alırken abdest azalarından bazı yerlerini eksik yıkadığını ve kuru kaldığını fark etmiş. Hoca efendi “İşte şimdi anladım ki bu alınan abdest sağlıklı olmadığından şimdiye kadar sen namazlarını abdestsiz kılmışsın” demiş.

 

Namazı erkân ve adabına uygun olarak kılmak gerekiyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir hadislerinde “ Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız, öyle namaz kılın” buyurmuşlardır. Yine Peygamber Efendimiz (S.A.V.) birisinin yanlış namaz kıldığını görmüş ve o kişiye “Kalk namaz kıl, zira sen namaz kılmadın” buyurmuşlardır. Bu durum 3 defa devam ettikten sonra o şahsa usulüne uygun namaz kılmasını emretmiştir.

 

      Namaz, Allah’ın bizlere verdiği sonsuz ve sayısız nimetlerine karşı bir şükürdür.

 

Allah’a emanet olunuz.

 

Bu yazı toplam 2719 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.