Mükemmelliğin ölçütü…

“Mükemmel anne-baba nasıl olmalıdır?” sorusuna bir nebze de olsa cevap verilmeye çalışılmıştır. Aslında mükemmelliğin de ölçütü veya reçetesi yoktur. Burada önemli olan ailenin yapacakları ve uygulayacakları kararları birlikte kararlaştırıp, birlikte uygulamalarıdır. Şayet aile bireyleri mutlu iseler, sorunlarını çözmek için sağlıklı düşünüp kararlarını istişareler neticesinde veriyorlarsa, birbirlerinin haklarına saygılı ve sevgilerini de her zeminde dile getirerek “Seni seviyorum”u içtenlikle söyleyebiliyorlarsa işte size mükemmelliği yakalamış mutlu bir aile fotoğrafı…

 

Kurallar kişilere her zaman nedense soğuk gelmiştir. Çünkü insanların yasak ve kurallara karşı antipatileri vardır. Bu içsel bir duygudur. Kuralların çiğnenmek için koyulduğunu zannedenler her fırsatta kural çiğnemeyi kendince "erkek"lik sayarak parklardaki “Çimlere basmayın!” levhasından tutun da kırmızı ışıkta geçmelere kadar her tür kuralı çiğnemeyi "erdem" zannederler. Çimlere basmayın levhasına karşı parklarda çimlere basanlara sorsanız hoş geldiğini ifade edeceklerdir. Gerçekten de insanın içinde yasaklara karşı zaaf bulunmaktadır. Halbuki kurallar bizim hayatımızı kolaylaştırmak hatta yönlendirmek için koyulmuş manzumeler bütünüdür. Yani ortak yaşama kültürünü yaşatmak adına bizim haklarımız olduğu gibi ötekilerin de haklarını korumamız gerektiği bilincin,i oluşturmak içindir. Kuralsız yaşamak hem zor, hem de karmaşıklıklara neden olur. Ailenin de mutlu veya bir başka ifade ile mükemmelliği için bu kuralların uygulanması lazımdır. Bazı anne-babalar “Bunlar, uygulanamaz, bu kurallar zor” deseler de çocuklarının sonraki hayatı için bu kuralların ne kadar önemli olduğunu düşünerek önemli olduğunu fark etmelidirler.

 

Konuyla ilgili olarak piyasada çok yayın vardır. İyi anne-baba olmanın püf noktalarını anlatan ilaç gibi yayınlar bulunmaktadır. Bunlar okunmalı ve tatbik edilecekleri hayata geçirilmelidir. Ancak bu işin reçetesinin "sevgi" olduğunun bilinciyle okursak daha kazançlı çıkarız. Evet sevgi..her kapının anahtarı veya maymuncuk anahtarı da diyebiliriz sevgi için. Sevgini açamayacağı kapının olmadığını düşünüyorum. Sevgi üzerine yazılanların, çizilenlerin, konuşulanların sevginin gerçekliği altında kaldığı da bir hakikattir. Hayatımızın tadı, tuzu ve biberi diye örnekleyeceğimiz sevgiyi içimizden eksik etmezsek, sevgisiz yaşanmaz sözcüğünü belleklerimize nakşedersek mutlu bir aileyi yakalamış oluruz. Yoksa hayatın keşmekeşleri içerisinde debelenip dururuz da huzuru yakalayamayız.

 

Ne diyelim “Sevgiyle kalınız dostlar!”

Bu yazı toplam 727 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar