Mizah Zalimdir

Çağımızda, gereken dengeye kavuşabilmemiz için, hepimizin bir çeşit mizah duygusuna ihtiyacı vardır. Mizah duygusu çok önemlidir. Onu yanınıza almadan sakın evden çıkmayın. Kendinize gülmeyi biliniz. Mizahın özünde eleştiri vardır. Onun içindir ki, mizahla uğraşan insan sayısı azdır. Çünkü mizah yazarı toplumda gördüğü eksiklikleri acımasızca anlatır. Mizahçı, daima muhalefette kalır. İşte mizahın gerçek işlevi budur. Diliniz ve kaleminiz keskin olacaktır ki, insanlara doğruyu, güzeli ve hoşlukları anlatabilesiniz. Yergisiz mizah olmaz. Olursa da mizah değil, onun adı yalakalık olur. Mizah, insanların, olayların ya da durumlarını gülünç anlarını ele alan bir tür olmaktan öteye geçip ele aldıklarını gülünçleştirmeye başladığında asli değerine yakınlaşır. Mizahın asıl soylu gücü, toplumsal kazanımlardaki kutsallıkları ayak altına alan, mevcut durumu vazgeçilmez sayan, donukluğun ruhunu ve zihnini zaptettiği "yukarıdakiler"e yönelik kullanıldığında ortaya çıkar.

 

“Mizah zalimdir, lakin lazımdır”

 

 

 

Mizahta ölçü olmalıdır. Ama bu ölçü mizahın canına okumamalıdır. Mizahçı, insanı, toplumsal olayları kendine özgü bakış açısı içinde değerlendirir. Yakaladığı çelişkileri, yanlışları, yanılgıları kendine özgü bir biçimde yorumlar. Mizahçı, yaşamda başkalarının sezemediği ya da belki sezip tanımlayamadığı tuhaflıkları hissedip buna işaret etme gereği duyar. Mizah, çok rafine bir ifade şeklidir ve edebiyat dünyasının da en muhalif ve aykırı yaramazıdır. Mizah, diğer sanat dalları gibi insanda dünyasını değiştirebilme isteği uyandırmalı, ötekilerin beyinlerini zonklatırcasına soru işareti, ünlem işareti, iki nokta üst üste, parantez gibi imla kurallarının kullanılmasına vesile olmalıdır. Yani sadece güldürmek amaçlanmamalı. Sadece güldürmeyi soytarılar da yapıyor. Mizahçı yaptığının bilincinde olmalı ve topluma ve insanlarına yeni bakış açıları kazandırabilmelidir.

 

 

Bu yazı toplam 838 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar