Misafir Gözü ile Turşu Festivali

Misafir Gözü ile Turşu Festivali

Selma Ersen'in kaleminden Uluslararası Çubuk Turşu ve Kültür Festivali Etkinlikleri...

İşte, aklınızdan silinmeyecek, turşusu ve zengin kültür etkinlikleriyle benim gibi sizi de hayran bırakacak bir festival.

Ankara"nın Çubuk İlçesi "3. Uluslararası Çubuk Turşu ve Kültür Festivali" 6-7-8-9 Eylül 2007 tarihleri arasında yapıldı. 2. gün sitemizin kurucusu Birharf ile birlikte gittiğimiz festival boyunca yapılan bütün etkinlikler görülmeye değerdi. Hatta tanıtım broşüründeki “Biz Festival Yapıyoruz” sloganına yakışır bir festivaldi diyebilirim.









Ankara"nın 40 km. kuzeyinde bulunan Çubuk ilçesindeki festivalde aklınıza gelebilecek her ürünün turşusu bulunuyordu. Karışık turşular, minicik ama çok acı biberlerin, sivri biberlerin, fasulye, patlıcan, mürdüm eriği, kelek, karpuz, soğan, zeytin, ceviz, salatalık, domates, havuç, kırmızı biber, pancar, lahana, armut, elma ve daha birçok sebze ve meyvenin turşuları vardı. Ayrıca sarımsak, hem turşu olarak hem de turşu yapımında kullanacağınız şekliyle satılıyordu. Satıcıların dediğine göre 50 çeşit turşu yapılıyormuş. Hatta yumurta turşusu bile varmış.


 
 








 





 




Bütün bu turşular tezgahlara öylesine güzel yerleştirilmişti ve tanıtım panoları öylesine zevkli hazırlanmıştı ki insanın gözünü alıyordu. Hatta her tezgahtan turşu almak geliyordu içimizden. Festival alanına girdiğimiz andan itibaren bütün turşular nefis görünüyordu. İnsan baktıkça ağzı sulanıyordu. İlk tezgaha yaklaştığımız anda gördüğümüz şey bizi mutlu etti. Büyük bir tabakta tadımlık, dilimlenmiş salatalık turşusu, yanındaki tabakta kürdanlar vardı. Tezgahın başındakilerin elinde birer kürdan, dilimlenmiş salatalıklardan alıyorlardı. Bir anda biteceğini düşündüm ama yerine yenileri koyuluyordu. Yalnız orada mı? Her tezgahta aynı şekilde tadımlık turşular vardı. Her birinin önünde durarak turşuların tadına baktık. Yolun bir tarafından giderken, diğer tarafından dönerken yedik. Hayatımda, bir günde bu kadar turşu yediğimi hatırlamıyorum.
 






Çubuk yalnız turşusuyla değil, baklava, bazlama, peynir ve balıyla da ünlüdür. Festival girişinde gördüğümüz baklava tepsisi beni hemen kendisine çekti. Tatlı delisi olan ben, bu kadar güzel baklavayı görünce dayanamadım. Buranın sahibi olan Ferda Hanım, bir iş yeri olmadığını, bu nefis baklavaları kendisinin yaptığını, müşteri olursa ancak ev telefonuyla sipariş alabileceğini de söyledi. Çok gayretli ve başarılı bir iş kadını olan Ferda Hanım, baklavası kadar, ezme, acılı ve kompostosunun da güzel olduğunu söyledi. Kompostosunu tattım, gerçekten güzeldi.



Ferda Köse








Çubukluların baklava konusunda usta olduğunu farklı tezgahlarda tattığım baklavalardan anladım. Hem turşu hem baklava tadarak festivali dolaşırken acaba ertesi gün ne durumda olacağım diye düşündüm ama hiçbir şey olmadı. Üstelik bir gün sonra Kalecik Üzüm Festivali"ne gittim. Bu da demektir ki sizin için yeni bir festival anlatımı daha var.
Yalnız baklava mı? Bazlamaları, gözlemeleri harika. Bir de irmik ve tuzsuz peynirden yapılan tatlı var ki adına höşmerim deniliyor. Tadına bakmadım ama çok güzel olduğunu daha önceleri duymuştum. Anlatılanlara göre bu tatlıyı ilk yapan hanım eşine tattırıp: “Hoş mu erim?” demiş. Adı da hoşmerim kalmış. Zamanla höşmerim olmuş.
Bunların yanı sıra bir tezgahta da Beypazarı kurusu ve eriştesi de bütün güzelliği ve tazeliğiyle dikkati çekiyordu.










Festival yalnızca yiyeceklerden oluşmamıştı. Herkesin kendince yürüttüğü, amaçladığı bir çabası vardı. Kimisi el emeği-göz nuru olarak işleyip hazırladığı, kimisi de uğraşıp yaptığı, her türlü ev eşyası ve hediyelikleri satarak geçimini sağlamaya çalışıyordu. Böyle çaba sarf edenlerin içinde kalemiyle, sadece araç trafiğini değil, yaşamın her alanındaki trafiği karikatürlerle anlatan biri vardı ki bu, Erdinç Telışık"tı. Onun trafik konulu karikatür sergisi görülmeye değerdi.











Halkın bir kısmı festival ortamında seyyar satıcılıkla kazanç sağlamaya çalışırken, gençler de geleceklerini ilgilendiren konularla uğraşıyorlardı. Bu gençlerin bir kısmı, dershanelerini tanıtmak amacıyla ABC Dergisi Dershanelerinin standı önünde şarkılar söyleyip etrafındakileri eğlendiriyordu. Dinleyenler müziğe eşlik ediyorlardı. Tabii biz de biraz dinleyip eşlik ettik.









Gençlerin bir kısmı da eğitim yaptıkları okuldaki projelerini sergiliyorlardı. İşte gerçekten övgüyü ve kutlamayı hakkeden öğrenciler… Gazi Üniversitesi Gazi Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin projeleri harikaydı. Onlara bir destek çıkan ve bu projelerini değerlendiren olursa sanırım çok yararlı işler çıkacaktır ortaya. Orada tanıttıkları, evler ve işyerleri için, güvenlik sistemli, çok katlı otopark projelerini ve su sistemlerini anlatırlarken, bu kadar başarılı öğrencileri olduğu için rehber öğretmenlerini de takdir ettim.








Bu festivalde bir de küçük satıcılar vardı. Onlar kendi harçlıklarını çıkarmak, belki de ailelerine destek olmak için oradaydılar. Yine de çocuk olmak güzel. Yüzüne boyalarla şekiller çizdirip festivalin tadını çıkaranlar da vardı.
Bunların yanı sıra çeşitli kurumların tanıtıcı firmaları, örneğin Konya Ilgın Kaplıca Termal Tesisleri görevlileri hem broşürlerle hem de açıklamalarıyla kaplıcalarını tanıtıyorlardı.













Buraya kadar, yaşamı sürdürmek için insanların nasıl çabaladığını anlattım. Festivallerin amaçları arasında kendini ifade etmek, yaşamındaki zorlukları ortadan kaldırmak için tanıtımlar yapmaktır. Burada öyle bir standla karşılaştım ki şu ana kadar gördüklerimden daha çok dikkatimi çekti. Hatta yazılanları okumadan resimlere baktığınız anda ne söylemek istediğimi mutlaka anlayacaksınız. Yaşamın devam edebilmesi için yiyecekler kadar vatanın ayakta durması da çok önemlidir. İşte Çubuk İlçesi bunu da kesinlikle ön planda tutuyor.












Bu festivalde "ÇUBUK İLÇESİ TERÖR MAĞDURLARI DERNEĞİ" de bir stand açmış mücadeleyi burada da sürdürmeye çalışıyordu. Şehit resimlerinin bayraklarla birlikte görüntülenmesi insanın içindeki acıyı daha çok artırıyordu; çünkü bu gençler bayrağımızın hep böyle dalgalanması için canlarını verdiler. Derneğin iletisi de şuydu: “Bu gençler vatan ayakta dursun, terör bitsin diye canlarını feda ettiler. Elbette ki evlatlarımız bu vatan için canlarını verecekler. Evlatsız yaşanır ama vatansız yaşanmaz. Onların hayatlarını vermeleri değil, çözüm yerine, sadece bu kadar gencin teröre feda edilmesi bizi üzüyor.” İşte bu sözler bir hançer gibi yüreğimize oturdu. Bütün amaçlarının, çabalarının şehitleri unutturmamak olduğunu söylediler.












Yurdun korunması için çabalayan farklı kuruluşlar da vardı festivalde. Çubuk Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Fen İşleri Müdürlüğü ve TEMA… Yeşillendirme ve ağaçlandırmanın önemini aslında hepimiz biliyoruz. Nedense bu konuda çalışmayı, korumayı ve çaba göstermeyi hep başkalarına bırakırız. Biraz çaba göstersek, en azından korumaya çalışsak kesinlikle çözüme ulaşırız. Buna zamanım yok diyorsanız, açılımı “Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı” olan TEMA"ya destek olun. Şimdi meyvelerin bol olduğu zaman. Çekirdeklerini toplayıp TEMA"ya ulaştırırsanız, havadan çeşitli alanlara atılarak meyve ağaçlarının oluşmasına, kuşlar, böcekler ve diğer canlıların yaşamlarını sürdürmesine siz de katkıda bulunmuş olacaksınız.







Festival denince aklımıza şenlikler de geliyor, öyle değil mi? Çubuk"taki şenlikler bugüne kadar yapılmış festivallerde görülmemiş gibiydi.

Bu gözde festivalin ve bu şenliklerin hazırlanmasını üstlenen Çubuk Belediyesi takdire değerdi doğrusu. Çubuk turşularını AB Ülkelerine ve Dünyaya tanıtmayı başaran Belediye Başkanı Adem Tuğluca, etkinlikleri protokol bölümünden mutlu bir şekilde izliyordu. Program bitiminde standlar arasından geçerken birden Nasrettin Hoca"yla karşılaştı. Onunla konuşmaya daldı. Doğrusu ne konuştuklarını merak ettim ama duyamadım; çünkü çocuk kalabalığından yanlarına ulaşmak zordu.






Etkinliklere gelince doğrusu bu kadar zengin gösterilere hayran kaldım. İzleyenlerin de hayran bakışları ve ilgileriyle şenlikler daha da eğlenceli oldu. Türk Halk Müziği konserleri, Halk Ozanları, Aşıkların atışması, Rock konserleri, Çeşitli ülkeler ve yurdumuzun farklı yörelerinden Halk Oyunları… Bunlar bizim gördüklerimiz. Bu dört gün içinde yapılan etkinlikler saymakla bitmez. Halk oyunları için ekipler sahneye çıktığında öylesine güzel bir renk cümbüşü oluşuyordu ki seyrederken güzel müziklerinin ritmine de farkına varmadan ayak uyduruyordum. Etkinliğe ülkemizden, Yalova, Erzurum, Ankara Seğmenler, yurt dışından, Litvanya, Kazakistan, Hırvatistan, Polonya, Endonezya, Hollanda, Osetya, ayrıca K.K.T.C katılmıştı. Bu güzelliklerin resimlerini sizlerle de paylaşmak istiyoruz.







Kazakistan





Litvanya



 
Osetya





Polonya





Makedonya





Ankara Seğmenleri





Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
 



Erzurum







75. yıl M. Akif Ersoy İlköğretim Okulu-Yalova



Bu son tanıttığım halk oyunları ekibi beni çok etkiledi. Bu kadar yetişkin ekip arasında bir ilköğretim okulu… Özellikle sona aldım ki onlar hakkındaki bu düşüncelerimi yazabileyim. Daha yolun başında bu kadar güzel ve kendilerinden emin oynadıklarına göre ileride katılacakları halk oyunları ekiplerini çok iyi temsil edeceklerine inanıyorum. Onları kutluyor, eğitimlerinde de başarılar diliyorum.
Bu güzel etkinlikleri ve harika turşuları görmek için bir dahaki festivalde Çubuk"a gelmenizi öneriyorum.

Kaynak:birharf.net

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum