Abdurrahim Somuncu   (Emekli Müftü)

Abdurrahim Somuncu (Emekli Müftü)

KONUMUZ ADABI MUAŞERET

 

 

 

 

Adab-ı Muaşeret? nedir. Adab-ı Muaşeret, “toplum içinde çeşitli kesimlerin birbirlerine karşı görevleri ve ahlakı davranış tarzları ile bu hususlarda gerekli olan pratik bilgiler” anlamına gelmektedir. Diğer bir anlatımla “Adabı muaşeret; görgü kuralları, ahlak ve adab kuralları insanlar arasındaki ilişkilere denilmektedir.

Tasavvufta edeb; “ yaratanın hatırı için mahlûkunu sevmektir.” Konuşma adabı, yemek adabı, oturup kalkma adabı, komşular arasındaki adab kuralları ile aile arasındaki adablar, ana baba, evlat arasındaki adab kuralları nelerdir. Bu konuların her birisini ayrıntılı bir şekilde açıklamasını yapmaya çalışalım.

 

Konuşma adabı; Büyüklerin, üstatların, ilim damlarının yanında konuşurken, bağırarak, çağırarak, yüksek sesle konuşmamak, edeb ve adab cümlesindendir.

fert ve toplumlar arasında konuşurken, muhatabını dinlemek, sözü bitirmeden konuşmasına müdahale etmemek ve konuşmasını kesmemektir. Hepten ben konuşuyum başkasına konuşma fırsatı vermemek, Konuşurken de kırıcı ve kulağa, gönüle hoş gelmeyen, sözleri sarf etmemektir. İşittiğin veya duyduğun bir şey’i iyi anlamadan başkalarına aktarmamaktır.

Tolum içerisinde başkasıyla gizli konuşmamak ve ya başkalarının anlamadığı dille konuşmamaktır. Bu konuda hucurat süresi ayet 2 de Rasulullah (sav) efendimizin huzurunda konuşurken seslerin yükseltilmemesi konusuna şöyle yer verilmektedir. “ Ey iman edenler! Seslerinizi peygamberin sesinin üstüne yükseltmeyin Bir birinize bağırdığınız gibi peygambere bağırmayın …” Buyrulmaktadır.

Edeble ilgili ibn kuteybenin şu sözü dikkati değer olduğu kanısındayım. Dilin edeplendirilmesi yanında nefsin de edeplendirilmesini tavsiye etmektedir. Nefsin ede belendirilmesi, ahlakın güzelleştirilmesi demek olduğunu, ahlakın güzelleşmesi ise, iffet, hilim, sabır, hakka saygı, vakar ve merhamet gibi faziletler olduğu anlatılır. Bu konuda şair “Ehli ırfan arasında aradım, kıldım talep.

Her hüner makbul imiş illa edep illa edep.

 

Fertlerin ayıplarını araştırmak, iç hallerine vakıf olmaya çalışmak ve bunu da çevreye yaymak ahlak dışı davranıştır. Bir eve gelindiğinde zile basmak veya kapıya vurmak suretiyle izin isteyerek girmek güzel bir davranıştır. Zili çalarken ve ya kapıya vururken üst üste hiç ara vermeden çıldırtası caya, zile basmak veya kapıya vurmak adap kurallarına aykırıdır. Zile basmanın veya kapıya vurmanın adabı ise şöyle dir. Zile bir defa basınca bir süre beklenilmeli, bu basma veya kapıya vurma işi aralılıklarla üç defa olmalı. Kapısını çaldığın insanın başkasıyla telefon konuşması mı yapıyor veya namaz mı kılıyor… Olduğunu düşünmeliyiz.

Cemaatle namaz kılarken telefonunu kapatmak, camiye gelirken, anasının avutamadığı bir çocuğu camiye getirmen ve cami de cemaat nizamını bozmanın doğru olamadığı kanaatindeyim. Tabiiki çocuklar camiye gelecekler.

Birlikte yaşadığımız alanlarda görgü kurallarına uymak, bizi çevremize karşı sevimli yapacağı kanısındayım. Apartmanın üst katında olanların alt kattakileri rahatsız edecek tarzda davranışlarda bulunmamak, yüksek sesler çıkartarak başkalarını huzursuz etmemek. Merdivenlerden inerken ve çıkarken gürültü yapmadan inilmesi adap kurallarından olduğu kanısındayım

Yemek adabı; Bu doğrultuda bir hadisi şerifte Peygamber efendimiz (sav) “ Mide hastalıkların evi, perhizde bütün tedavilerin başıdır.”buyrulmaktadır. Hinduların hastalarına karşı kullandıkları ilaç daha çok perhizdir. Hastayı yemeden ve içmeden belli bir süre men ederler. Yemeği az yemek, az yemekle ilgili olarak büyükler “Az yersen o seni, çok

yersen sen onu taşırsın” sözüne yer verilmiştir. Dinimizdeki ölçü ise mide üç kısma ayrılmaktadır. 1/3 yemek,1/3 su üçüncüsü ise midenin boş kalmasıdır. Bu günkü hastalıkların bir kısmının “Obezite” şişmanlıktan meydana geldiği tıp bilginleri tarafından açıklanmaktadır. Mideyi tıka basa doldurmanın dini bakımdan da, pek çok zararlarının olduğuna yer verilmektedir.

 

Tokluk kalbin kasvetine ve gafletine yol açmaktadır. Tokluk şehveti artırmakta ve bir takım hastalıkların kapınsın açılmasına yol açmaktadır. Tokluk tenbellige ve fazla uykuya neden olmaktadır. Toklukla ilgili, bir hadisi şerifte ise Peygamber efendimiz (asv) “Âdemoğlunun doldurduğu kapların en şerlisi midesidir.” Buyurmuşlardır. Dengeli beslenmeyle ilgili başka bir hadisi şerifte Peygamber efendimiz (sav) “ Senin nefsin senin binitindir ona güzel muamele yap” buyurmuşlardır. Edeble ilgili şair bir şiirinde ne güzel söylemiştir.“ Edeb bir tac imiş nuri hudadan. Giy anı kurtul her beladan” bu mısralarda edebin. Önemi anlatılmaktadır. Allah’a emanet olunuz.

Abdurrahim SOMUNCU

Emekli Müftü

Bu yazı toplam 3762 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.