ŞEVKET TANDOĞAN

ŞEVKET TANDOĞAN

KAZANÇ YOLLARI

 

 

 

 

Hayatımızı sağlık, huzur ve mutluluk içinde geçirebilmek için; akıllıca çalışarak kazanç elde etmek ve bu kazancımızı en uygun şekilde kullanmak zorundayız. Çalışmayan asalaklar, ya da kazancını uygun kullanmayıp çarçur eden dengesizler de bir şekilde yaşarlar ama, onlar süflî bir hayat sürerler.

            Helal rızık temin etmek için çalışıp gayret etmek; sadece kişinin kendisi için değil, sosyal sorumlulukları için ve sadece dünyası için değil, gelecek ebedî hayatı için de gereklidir. Bu nedenle de çalışıp kazanç elde etmek farzdır ve ibadet hükmündedir.

            Hatta aşırı mal hırsına kapılmadan, geniş mâlî imkânlara sahip olmak sûretiyle dünya nimetlerinden istifade etmek ve paylaşmak üzere, mânevî rotasını şaşırmadan zenginleşmek, takdir edilecek bir başarıdır. Bu sebeple bizim kültürümüzde veren el, alan elden üstün görülmüştür.

            Tabii ki, hangi yoldan kazanırsa kazansın malıyla mağrur olmuş, kibirli, servet ve mevkiiyle yolunu şaşırmış Kârunlar, bizim târifimizin dışındadır. Onlar varlıklarıyla insanlara çalım atsalar da, zaten mutlu ve huzurlu bir hayat süremeyen bedbahtlardır.

            Asırlar içinde farklılık gösterse de yüzlerce, hatta binlerce çeşit kazanç yolları vardır. Bunları kategori halinde sıralamak gerekirse; a)-Ticaret ve finans, b)-Sanat ve meslek, c)-Tarım ve madencilik, d)-Bilim ve teknoloji, e)-Hizmet ve benzeri sektörleri sayabiliriz. Bunların en kazançlı olanı ticarettir. Bütün dünyada ticaret en verimli ve yüksek kazançlı alan olarak kabul edilmektedir.

            Hz.Peygamberimiz (s.a.v.) 14 asır önce büyük bir mu’cize ve ileri görüşlülük olarak bu gerçeği şöyle beyan etmiştir:“Size ticareti ve ona cesareti tavsiye ederim. Şüphesiz rızkın onda dokuzu ticarettedir.” Başka bir Hadis-i şerif’te de şöyle buyurmuştur:“Dürüst tüccar, (kıyamette)Peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle birlikte diriltilir.”

            Nitekim başta Peygamberimiz olmak üzere, pek çok peygamber ticaretle iştigal etmiş, ayrıca sanat ve meslek sahibi olmuşlardır. Geçmişten günümüze dünyadaki zenginlere baktığımızda; ezici çoğunluğunun ticaret erbabı olduğu görülmektedir.

            Tarım Hz.Adem’in mesleği olarak çok önemli ve değerli bir kazanç yoludur. İnsanların beslenme ve gıda ihtiyacını temin hem şerefli hem de bereketli bir iştir. Hayvancılık da böyledir; yavrusundan, etinden, sütünden, derisinden tutun gübresine ve tavuğun yumurtasına varıncaya kadar hepsi çok önemli ve iyi bir geçim yoludur. Ancak insanlarımızın tembelliğine kötü tarım politikaları da eklenince, maalesef bu sektör ülkemizde hâlâ sıkıntılıdır. Hükümetimizin yönlendirici ve destekleyici tarım politikalarının zaman içinde başarılı olacağına inanıyorum.

            “Rızkınızı yerin altında gizli bulunan şeylerde arayınız.” Emrine uygun olarak madencilik sektörü de günümüzde kömür, altın, petrol ve diğer madenlerle düşündüğümüzde çok önemlidir. Mermer, taş vs. bile hayatımızda ne kadar gereklidir hepimiz biliriz.

            Bileğinde altın bilezik mahiyetindeki sanat ve meslek dalları da çok önemli kazanç yoludur. Sanat fakirlikten emandır, güvencedir. Her kes mutlaka becerebileceği bir meslek öğrenmelidir. Bugün sanayimizin ve küçük esnafımızın meslek sahibi vasıflı ara elemana çok ihtiyacı varken, diğer tarafta da vasıfsız işsizler ordusu bulunması düşündürücüdür.

            Hülâsa olarak: İnsanın rızkını temin edebileceği çok çeşitli kazanç yolları mevcuttur. Akıllı, azimli ve eğitimli kimseler alın teriyle çalışarak, helalinden bu yollardan kazanç sağlayarak şerefiyle yaşayabilir. Aklı-selim sahipleri çok mecbur kalmadıkça borçlanma yoluna gitmezler. Tüccar, esnaf ve sanatkârlar da öz sermayesi kadar iş yapmalı, zorunlu olmadıkça riskli ve zor dönderilir borca girmemelidir.

            Son yıllarda banka kredisi ile ev ve taşıt alımı artmıştır. Faiz oranı düşük de olsa bu gidişat çok hatalı ve tehlikelidir. Fâizin dinimizdeki hükmünü biliyorsunuz. Dünyanın bin bir çeşit hali vardır. Yarın ne olacağımızı ve nasıl bir durumla karşılaşacağımızı kestiremeyiz. Dolayısıyla uykumuzu kaçıracak borçlara girmemek gerekir.

            Bankacılar ve finans sektörüyle uğraşanların bazısı bana kızabilir ama, ülkemizde son yıllarda artan borçlanma ve kredi kullanma seviyesi, tehlikeli noktalara ulaşmıştır. Bu çılgınlığın sonunda sosyal ve ekonomik patlamalar kaçınılmazdır. Tabii ki ruhî bunalım ve ailevî yıkımlar da mukadderdir. Lütfen borçla tüketim çılgınlığına kapılmayalım…  

            

Bu yazı toplam 1139 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.