İstikamet

İstkamet, doğruluk demektir. Bir kimsenin sözünde, işinde ve davranışında dürüst ve tutarlı olmasını ifade eder, Müslümanın temel özelliği olan güvenilirlik, istikametle elde edilen bir "kimlik" tir.
 
Öncelikle istikamet, Allah'a verilen sözde durmaktır. Bilindiği gibi Yüce Allah ezelde ruhlar aleminde "Elestü bi Rabbiküm" (Ben sizin Rabbiniz değil miyim?) sorusunu sorduğunda bütün ruhlar "bela" (Evet Ya Rabbi Sen bizim Rabbimizsin" diye cevap vermişlerdi. İşte istikamet bu söze sadık kalmanın ve Allah'ın emir ve yasaklarına riayet ederk yaşamanın adıdır.
 
Peygamberimiz "emin" (güvenilir) idi. Kendi zamanında herkes, dostu-düşmanı, Ona Muhammedül-Emin diyordu. İnsanlaar, değerli eşyalarını koruması için Ona emanet ediyorlardı.
 
Müslüman kendi aleyhinde bile olsa doğruluktan ayrılmamalıdır. Yüce Allah şöyle buyurur: "Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). (Nisa 135)
 
Müslüman toplumların bugün içinde bulundukları güçsüzlük ve zayıflığı istikametten ayrılmalarına bağlayabiliriz. Toplumda, doğru hareket etmedikleri için itibarını kaybedenlerin işlerini de kaybettiklerini ve iflasd ettiklerini biliyoruz. Ticarette doğruluk, kazancı bereketlendirir, müşteriyi artırır. İş hayatında doğruluk, kişiye itibar ve kariyer kazandırır.
 
En önemlisi ise bir müslümanın, işinin gelişmesi ve itibarının yükselmesi için değil, Allah emrettiği için istikamet üzere olmasıdır. Peygamberimiz (as.): " Hud suresi saçlarımı ağarttı."  buyurmuşlar. "Niçin ey Allah'ın Resulü ?" denildiğinde: "Allah :'Emrolunduğun gibi dosdoğru ol' buyuruyor. Acaba "emrolunduğum gibi istikamet üzere miyim?" düşüncesi beni ihtiyarlattı." buyurmuşlar.
 
Peygamberimiz, bize istikametin önemini, kendisini misal vererek, çok beliğ bir tarzda anlattı. Biz biliyoruz ki O günahlardan korunmuştu ve istikamet üzere idi.
 
Dünya ve ahiretin mutluluğu, istikamette, dolayısıyla  Cenneti kazanmak ta söz, iş ve davranışlarımızda doğruluktan ayrılmamaktadır. Yüce Allah şöyle buyurur: "Şüphesiz 'Rabbimiz Allah'tır" deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki "Korkmayın, üzülmeyin, size (dünyada iken) vadedilmekte olan Cennet'le sevinin. Biz dünya hayatında da ahirette de sizin dostlarınızız. Çok bağışlayan ve çok merhametli olan Allah'tan bir ağırlama olarak, orada canlarınızın çektiği her şey var, istediğiniz her şey orada sizin için var." (Fussılet 30-32)
"Ya Rabbi! Bizi doğru yola ilet!"

Bu yazı toplam 551 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar