
CEMALETTİN SÖĞÜT
HAC NOTLARI-3
KENDİ VATANDAŞINA ARAFAT VİZE VE DİĞER ÜLKELERE HAC BEDELİ
Kurban bayramı sonrası Kabe karşısında Zem Zem Tower AVM’ de; Ülkemizin Aksaray ili nüfusuna kayıtlı genç bir bilgisayar mühendisi ile tanıştık. Bir Avusturya firmasında, yazılımcı olarak çalışıyormuş.
Kendisinin Müslüman olması nedeniyle, şirketi tarafından Suudi Arabistan Cidde şubesine bu arkadaşı görevlendirmişler. 9 aydır Cidde’de imiş. Ortak tanıdıklar çıkınca, hasbihalimiz artarak dostluğumuz ilerledi. Bir ara ona; “sen hac görevini yerine getirmişsindir” dedim.
Öyle ya bizim durumumuzda olanlar 14 yıl beklemişti. Tanıştığım arkadaş da cevaben “yok abi, hac vazifesini yapmak istediğim halde, maalesef yapamadım” cevabını alınca çok şaşırmıştım.
Kendisi “hac vazifesini yapamayınca, umre yapmak için Kâbe’ye geldiğini ve vazifesini yaptığını” ifade etti. Bunun üzerine şaşkınlığımı anlayınca “şirkette çalışan 50 civarı personelin izinsiz Arafat’a gittiklerini, orada çadırlara giremedikleri için, görevliler tarafından yakalandıklarını, bir çoğunun yurt dışı edildiği” haberini öğrenmiş. Bunun üzerine, “şirket çalışanı olarak kendisine sıkıntı olabileceği endişesi ile vazgeçtiğini” söyledi.
Bana çok şaşırtıcı gelmişti. Öğle ya Cidde Mekke arası 70 km idi. Hac yapmak için güzel bir fırsattı. Zira; Arafat vakfesi hacı olmak için en önemli bir vazife idi. Suudi Hac Bakanlığı, Arafat vakfe vizesi için kota sınırını getirmiş. Bütün Müslümanlarının orada hakkı olduğundan, işi ciddi tuttuklarını öğrenmiş olduk.
Bu durumu resmi yetkililer de belirtiyorlardı. Hac vizesi ile gelen bütün herkese otelde, Diyanetin Hac Kimlik Kartı dışında ayrıca “Arafat Vize Kimlik Kartı” dağıtmışlardı. Bu kartın diğer kimlik kartından daha önemli olduğu üzerinde önemle duruyorlardı.
Daha sonra Medine’ye geldiğimizde Hasan ağabeyle tanışmıştık. Kendisi İlahiyatçı. Türkiye, Adıyaman ilinden, Medine’ye gelip, 30 yıl kadar önce yerleşmiş. Hac-Umre ve Rehberlik hizmetlerini eşi ile birlikte yapıyorlarmış. Sohbet, hasbihal ilerleyince, bu durumu sorduk.
Konu ile ilgili bize ifadesi, “Suudi Hac Bakanlığı’nın kendi vatandaşlarına, Arafat vizesi için kişi başı 12.000 bin riyal aldıklarını ve sadece 5 yılda bir hac için Arafat vizesini verdiklerini” ifade etti. Böylelikle bütün Müslümanların Arafat vakfesi nedeniyle kul hakkına girmemek için, kota limitini sıkı tedbir ve müeyyidelerle uygulandığını gördük. Bu da bizleri memnun etmişti.
Mekke’de; Mescid-i Haramda, 4 hafta kaldığımız süre içerisinde tanıştığımız Pakistan, Afganistan, Endonezya, Malezya gibi İslam ülkelerinden gelenlerin ödedikleri hac bedelleri, bizim ödediğimiz bedel ile aynı seviyede olduğunu öğrendik.
Foto : 16 – Mekke’de Bir Grup Hacılarımızla
15) CEBELİ NUR, SEVR MAĞARASI VE CİDDE:
OSMANLI MİRASI. BALAT-KAPALI ÇARŞI KIZIL DENİZ
Mekke’de kafile başkanı ve grup sorumlularının rehberliğinde bütün hacılarımızla birlikte, 9 Temmuz 2023 Salı akşamını Çarşamba’ya bağlayan gece, ilk vahyin indirildiği, ilk emir “OKU” hitabına mazhar olan Cebeli Nur, Hıra dağına çıkmıştık. Orada huşu içirişinde Resulullah’ın ibadetini yaptığı mahzende nafile namazlarımızı kıldık çok şükür.
Bu mahzenden Kâbe çok güzel görünüyordu. Çok dik bir dağ olan Cebeli Nur, 640 metre yüksekliğe sahip. Yaklaşık iki bin merdiven basamağı olduğu ifade ediliyor. Cebel-i Nura’a gece saatlerinde çıkmakta yarar var. Serin olmakla birlikte, ay'ın ışığı ile etrafınızı rahatlıkla görebiliyorsunuz. Hıra mağarasına bir saatte çok rahat çıkabiliyorsunuz.
Foto : 17 – Cebel-i Nur ve Hıra Mağarası
Yine Kafile olarak, 10 Temmuz 2023 günü Hz. Resulullah’ın Mekke’den Medine’ye hicret ederken Hz.Ebu Bekir ile sığınarak saklandığı Sevr Mağarasına gittik. Sevr dağının başlangıcında şirkle ilgili yazılan kocaman bir levha sizleri de uyarıyordu. Sevr mağarasında, gece teheccüd namazlarını kılarak ibadetlerimizi yaptık. İslam ülkelerinden gelen hacı kardeşlerin kendi lisanları ile tesbihat-dua-zikirlerini, o mekanda dinlemek ayrı bir haz veriyordu.
Kendi içimizde aynı akranlardan alt grup oluşturmanın güzelliğini yaşıyorduk. Zira Kafile 150 kişiden oluşuyordu. Alt grupla planlama yapmak ve karar vermek daha hızlı oluyor aldığınız kararı hemen uygulama imkânınız olabiliyordu.
Cidde de görev yapan yeni tanıştığımız mühendis arkadaşın da ecdadımız Osmanlı yadigarı, Balat-Kapalı Çarşı Hz . Havva Annemizin Kabri, Kızıl Denizi görmek için ziyaret edilmesi gerektiği yönünde tavsiyelerde bulunmuştu.
14 Temmuz 2023 akşamı konaklama yaptığımız otelde planlama yaptık. Mekke’de dört hafta konakladığımız İhda Vessam oteli; Şişe 4 bölgesi olarak bilinen Cenneti Muallanın hemen çaprazında idi. Kâbe’ye 1200 metre mesafesi vardı.
Diyeceksiniz ki, bütün hacılar hava yolu ile Mekke gitmek için Cidde Havaalanına gidiyor, zaten görmüş oluyorsunuz.
Biz de Cidde, yalnızca havaalanından ibaret olmadığını söylüyorduk. Cidde’de ziyaret edilmesi gereken yerleri ifade ettiğimiz de ikna oluyorlardı.
Kafile başkanından, 15 Temmuz 2023 Cumartesi günü için izin aldık. 15 kişilik bir alt grup ile sabah Cidde’ye gitmek için yola revan olduk.
Otelden, Haremeyn hızlı tren istasyonuna taksi ve minibüs ile ulaşım ücretine, Mekke ve Cidde arası hızlı tren biletlerini ilave edince maliyet artıyordu. Bu arada Mekke-Cidde arası hızlı trenin 45 riyal olduğunu öğrenmiştik.
Otelin önünden geçen taksi ve minibüsleri durdurup fiyat aldığımızda Otelden Cidde’ye doğrudan gitmek daha ekonomik oluyordu. 5 kişilik beyler için bir taksi, 10 kişilik de bayanlara ait olmak üzere bir transporter kiralamıştık.
Zira taksi ve minibüs şoförleri ile iletişim kurarken, ulaşım bedeli hep kişi üzerinden alınıyordu. Bunun için; “kem riyal vahit nefer” ifadesi en kolay anlaşılan, bir iletişim kurma cümlesi oluyordu. Cidde’ye giderken ayrılmış yolun üst kısmından iki ayaklı büyük KURAN Rahlesi takdire şayandı. Yolun kenarlarında trafik levhası şeklinde zikrullah ibarelerinin yapılması ve Kuran rahlesi ile bizleri Kuran okumaya teşvik ediyordu.
Osmanlı İstanbul’a yaptığı camii, mescit ve kapalı çarşının aynı bir benzerini o mukaddes topraklara da yapmıştı. Cidde ekonomik anlamda kara hava deniz ulaşımlarının yapıldığı tarihi, kültürel görülmeye değer.
Cidde şehrinin tarihi merkezi "Al-Balad" olarak adlandırılan deniz kıyısındaki bölgesi İstanbul da Fatih Camiinin kuzeyinde Balat caddesinden almıştı.
İstanbul’un Anadolu yakasında bulunan Harem Garı, Mescidi Harama yani Kâbe’ye giden istasyonun ismiyle anılıyordu. Nitekim; Osmanlı Ecdadımızın Cidde’ye yaptığı mimari üslup ile yapılmış tarihi evleri ve sur kalıntılarıyla UNESCO dünya miras listesi 2014 yılında girmeye hak kazandığını öğreniyoruz.
Kapalı çarşısı tarihi surlar ve evleri gördükten sonra istikametimiz Hz. Havva annemizin kabristanı oldu.
Hz. Havva Validemizin meftun olduğu söylenen Kabristana 1. Derece hayatta kalan akrabaları geldiğinde Kabristanın açıldığını diğer zamanlarda ziyarete kapalı olduğunu görevliler bizlere ifade ediyordu.
Foto : 19 – Cidde’de Hz. Havva Validemizin Kabri Olduğu Söylenen yer
Alt Grup hacılarımızla birlikte bir sonra ki ziyaret yerimiz Mescidi Kısas. Osmanlının son dönemlerine kadar Kura’an da suçlu cezasının Kısas’a Kısas hükmünün uygulandığı mekan. Lakin ziyarete kapalı olması nedeniyle içeri giremedik.
Foto : 20 – Cidde’de Alt Grup ile Mescid-i Kısas
Gündüz öğle sıcağı o kadar yürümemizi olumsuz etkiliyordu ki bir arkadaşımız sıcaktan bayılma vakası bile yaşadı.
Öğle namazı için bir camiye girdiğimizde serinlemiştik. Ani sıcak ve soğuk ortama, vücut alışmaya çalışıyordu. Sıcaktan asfalt erimişti, yürümekte zorlanıyorduk. Bizde en serin yer olarak bir restoran bulalım hem yemek yeriz hem de güneşin harareti geçinceye kadar orada bir müddet bekleriz dedik ve öyle de yaptık.
Alt grubun sayısına göre restoran araştırdık. Netice de, 15 kişilik tek büyük bir masa şeklinde geniş bir restoran bulduk. İçeriye girince klimalar hemen sizleri rahatlatıyordu. Oh be şükür diyorsunuz. Sıcak memleketler de klimalarda olmasa bu insanlar ne yapardı diye kendinizi düşünmekten alamıyorsunuz.
Foto : 21 – Cidde’de Alt Grup ile Restoranda İaşe ve Serinleme
Ayrıca, alt grup da İngilizceyi konuşan arkadaşların olması da ayrı bir avantajdı. Bu bizler için değerliydi. Artık ikindi namazına kadar restoranda yemek yiyerek oyalanmıştık. İkindi namazlarını ki bir camii de eda edince, ikindi sonrası güneşin etkisi azalmıştı.
Cidde’de görülmesi gereken bir yerde Kızıl denizdi. Yaklaşık 2.000 km uzunluğu olan, hac yolları ve Avrupa-Hindistan-Uzakdoğu ticaret yolu üzerinde olmasından kaynaklanıyor.
Süveyş kanalı yapılmadan önce hacca gelmek için deniz ulaşımı olarak kullanılan Kızıldeniz asırlarca çok önemli bir bölge olmuş. Hint Okyanusu'nu Süveyş Kanalı üzerinden Akdeniz'e bağlayan Kızıldeniz, Ortadoğu ile Doğu Afrika arasında bulunan Kızıldeniz'in en önemli özelliği, Asya'yı Avrupa'ya ve Atlantik Dünyası'na bağlayan en kısa ve maliyetsiz su yolu olmasıdır.
Corniche/Korniş bölgesinin ziyaret edilmesi tavsiyesi üzerine kiraladığımız iki araç ile kornej bölgesine gidip kızıl denizden güneşin batışını izleyerek, akşam namazını orada eda etmek üzere anlaştık.
Uluslararası kongrelerin yapıldığı, bir çok otellerin, lunaparkların, dalış okullarının dinlenme alanlarının, taş yürüyüş yollarının bulunduğu, denizden 312 metre havaya su fışkırtılarak dünyanın en büyük fıskiyesinin olma özelliği ile cazibesini sürdürmeye devam ediyordu.
Yine Kızıldeniz’den gün batımını izleyip akşam olduğunda, fıskıyenin beş yüz kadar spot ile görüntüsü de bir başka güzellikti. Hatıra fotoğraf ve videolarımızı çekerek akşam namazlarını kıldıktan sonra Mekke deki otelimize döndük.