ŞEVKET TANDOĞAN

ŞEVKET TANDOĞAN

FEDAKÂRLIK

Kişinin ilke ve idealleri gereği sevdiği uğruna özveride bulunarak, zahmete katlanması, maldan, yardan, hatta serden vazgeçebilmesine fedakârlık denir. Diğergâmlığın tezahürü olan bu yüce haslet ne kadar övülse azdır ve sınırı yoktur. Ancak namus ve şereften fedakârlık yapmak alçaklıktır.

          Arapça (FEDA), farsça (KÂR), Türkçe ek (LIK) kelimelerinin birleştirilmesi ile Osmanlıca Türkçe lisanımızda çok kullanılan, ancak günümüzde az bulunan FEDAKÂRLIK konusunu masaya yatırmak icap etmiştir. Zira lafla peynir gemisi yürüten ve mangalda kül bırakmayan insanlar; sıra icraata ve fedakârlığa gelince bin bir bahane uydurmakta, hatta fare deliğine sığınmaktadırlar.

          Demokrasi yanlısı Mısırlı Müslüman kardeşlerimizden ibret almalıyız. Onların kadını, erkeği, genci, yaşlısı hatta çocukları ile meydanlarda günlerce direnerek, tankların kurşunların karşısında kahramanca imanlı göğüslerini siper etmeleri ve binlercesinin şehadete koşmaları fedakârlığın en güzel örneğidir. Onlar tarih yazarak dünyaya ders verdiler. Her ne kadar mağlûp görünseler de gâlipdirler.

          Din, vatan, mukaddesat ve tüm sevdiklerimiz; uğrunda fedakârlık isterler. Bunlar gerekirse uğrunda ölümü göze alarak fedakârlık yapmak suretiyle korunabilir. Yürekli, vatansever ve mukaddesatına bağlı bir dâvâ adamı gözünü kırpmadan gereken her fedakârlığı seve seve yapar. Aksi halde bunları kaybeder.

          Fedakârlık yapmayım, etliye sütlüye karışmadan hayatımı kafama göre yaşayım derseniz, bir gün gelir hayat size zindan olur ve yapmadığınız fedakârlıktan daha büyük bedel ödersiniz, belki de ödeyemez perişan olursunuz. Yani hiçbir zaman “neme lâzım” deme lüksüne sahip değiliz. Endülüs İslam Devletinin kısa zamanda yıkılıp yok olması bu yüzdendir. Topyekün helak olan ve tarih sahnesinden silinen kavimlerden ibret almalıyız.

          İnsanlığa ışık tutan, yöneten ve yön veren başta Peygamberler olmak üzere bütün Üstadlar, Mürşitler, Liderler, Hükümdarlar, büyük komutanlar; her zorluğu göğüsleyerek, hayatlarını riske atarak kahramanca fedakârlık yapmışlardır. Onların yolunda giden nice fedaîler, isimsiz kahramanlar gelip geçmiştir. Hepsinin aziz hatıraları kıyamete kadar gönüllerde yaşamaktadır. Tembeller ve korkaklar ise unutulmuştur.

          İnanıyor ve seviyorsanız elinizi değil gerekirse gövdenizi, hatta başınızı taşın altına koyacaksınız ki, adam gibi adam olmak üzere fedakârlığa katlanarak olgunlaşır ve meyve verirseniz, göz bebeği İsmail’ini kurban edebilen Hz.İbrahim’e armağan edilen cennet koçu gibi mükâfat size de verilir.

          Fedakârlık örnekleri çoktur. Pakistanlı yoksul bir kadının fedakârlığı dillere destandır. 1.cihan harbinde Osmanlı Devleti pek çok cepheden sıkıştırılmış, halk yoksul, askerimiz yorgundu. Halîfe-i ruyi zeminin daveti üzerine dünyadaki bütün Müslümanlar yardıma koşmuştu. Pakistan’ın Peşaver eyaletindeki yardım kampanyasına verecek hiçbir şeyi olmayan bu kadın; çaresizlik içinde kundaktaki çocuğunu satışa çıkarmış ve karşılığında alacağı parayı Osmanlıya bağışlayacağını açıklamıştı.

          Her kesi çok duygulandıran ve gözyaşlarına boğan bu hadiseyi duyan bir zenginin kadının istediği parayı verip yardım sandığına teslim etmesiyle sonuçlanmıştı. Hülâsa: Himmete talip olan hizmete ragıp olur.

Bu yazı toplam 1165 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.