Çubuk Ağzı...

Güzel Çubuk"un güzel insanları

Yazılarımız bazıları tarafından beğenilirken, bazılarınca da beğenilmemektedir. Normal. Ancak anormal olanı bizim kulislerin altında birbirlerine aba altından çomak gösterenleredir. Kendi köşelerinde eleştirilere cevap verecekleri yerde bizim köşenin altında yazmaya devam eden Refik"imizin güzel Türkçesine de hayran olmamak elde değil. Refik kardeşim konuştuğun gibi yazabilirsin bunda bir sakınca yok. Hatta mahalli şive ile de yazabilirsin. Ancak bunlar zor işlerdir. Ben bir zamanlar Cıngar Mizah Dergisinde yazarken Karadeniz ağzı ile yazıyordum ama beceremedim. Nihat Genç o yıllarda Ofli Hoca tiplemesi ile yazıyordu kendisi Trabzonlu olduğundan iyi kıvırıyordu Karadeniz ağzını. Hakan Albayrak ise Werner Hugo müstearıyla yıllarca Zaman gazetesi başta olmak üzere muhtelif yayınlarda bozuk Türkçeli bir Alman ağzıyla yazdı. Kendisi Almanya doğumlu olduğundan o işin üstesinden geldi. Bazı yazarlarımız ise Doğu insanının ağzıyla yazarken o yörenin sorunlarını dile getirdi ve başarılı oldular. Sizde yıllardır sanırım Çubuk"ta ikâmet ediyorsunuz benden daha fazla Çubuklusunuz. Bence yazılarınızda Çubuk ağzını kullansanız daha iyi edersiniz. Yoksa şu anda kullandığınız Türkçe ile eski bir edebiyat öğretmeni olarak sizi sınıfta bırakırım.

Neyse..

Geçelim başka konulara. Ankara"da neler oluyor biliyor musunuz?

Şu anda TBMM de kabul edilen Anayasa maddesinin yansımaları olumlu veya olumsuz doruklara ulaştı. Olayı bu kadar germeye gerek olmamasına rağmen maalesef ülkenin gerginliğinden beslenenlerce tırmandırılmaktadır. Bu olay Çubuk"ta nasıl ses getirir bilmiyorum ama Gazi Üniversitesi Yerleşkesi"nde neler olacak meraklanmadım değil doğrusu. Tüm yurtta olduğu gibi güzel Çubuk"un güzel insanlarının demokratik yaklaşımla olayı sûkunet ve uhuvvet  içerisinde göreceğine inancım tamdır. Çünkü Çubuk insanı da diğer Anadolu insanı gibi tevekkül sahibi, olgun ve kanaat adamıdır. Atalarının çizdiği güzel çizgiden devam ederek kendisine yakışanı yapar. Olayları diğerlerinin veya öteki dediğimiz insanların gözüyle görürü ve kararlarını ona göre verir. Yani bir başka ifade ile dolduruşa gelmez. Türkiye"nin özgür düşüncelere ihtiyacı var. Bu özgürlükler sonrasında bireylerin de özgür ortamlarda, özgürce düşüncelerini söyleyebilmeleri gelecektir. Olayı sadece başörtüsüne indirgemek yanlışlıktır. Şekillerle uğraşmadan, insanımızın kendine güvenmesi önceliğimiz olmalı. Önce insan dersek kazanan biz oluruz. Bildiğim kadarıyla Yüce Yaratan da önceliği insana verdiğini Kitab-ı Kerim"de ifade etmektedir.

Hoşçakalın Güzel Çubuk"un güzel insanları..selamların en güzeli ile…

 

Bu yazı toplam 618 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar