Belediye Başkanı Kim Olacak?

 

 

Sevgili dostlar dikkat ederseniz yazılarımızda günceli yakalamadan ama doğru bildiklerimizi veya bize göre doğru kabul ettiklerimizi sizlerle paylaşmaya gayret ediyorum.

 

Hayatımız elbette hep günlük gülistanlık değil. Karşılaşılan olumsuz şartlarda sebepleri anlamadan hemen şiddete başvurmak, ortamı gerici konuşmalar yapmak, olgun insanın yapacağı davranışlar değildir.

 

Bunları neden anlatıyorum geçtiğimiz hafta karşılaştığımız Çubuk"ta güzel çalışmalara imzasını atmış ama daha sonra az bir oy farkıyla belediye başkanlığını kaptırmış veya elinden kaçırmış olan sizin de yakından tanıdığınız dostumun sitemli sözleri üzerine bu yazı aklıma geldi. Dostumuz gelecek seçimlerde de belediye başkanlığına aday olduğunu açıkladığında biz de dilimiz döndüğünce çıkışın erken olduğuna dikkat çekmiş ve bir başka dostumuzun da aday olması halinde desteklerimizi vereceğimizi ifade etmiştik. Bu sözlerimiz dostumuzu üzmüş olmalı ki, bana sitem dolu sözlerle üzmeye gayret etti. Dostumuzun karakter yapısında hiç değişiklik olmadığını da test etmiş olduk. Nasıl mı? Eskiden olduğu gibi hayali düşmanlar oluşturarak kendisine destek vermediğimi ifade etti. Ve “ Sen her zaman böylesin bana destek vermiyorsun” gibi incitici sözler sarf ederek sinir kat sayımı artıran dostumuza cevabım kısa ve netti. Lafın tamamının deliye söyleneceğini bir kez daha hatırlatarak “Kardeşim şu anda koyun can derdinde kasap et derdinde” benzeri bir ifade ile cevap vermeye gayret ederken anaların ne başkan adayları doğuracağını acele etmemek gerektiğini , Çubuk"ta gençlerin önünün açılması gerektiğini dilimin döndüğünce söylemeye çalıştım ama dostumuzun belediye başkanlığı aday adaylığı konusunda kesin ve kararlı olması ve inatla başkan olacağım demesini ancak hırsının aklının önüne geçeceğinin belirtisi olarak yorumlayabildim. İnşallah yanılıyorumdur da dostumuzu üzmemiş oluruz. Kendisini seviyorum. Onun Çubuk"a hizmet edeceğine de gönülden inanıyorum. Ancak yukarıda da ifade etmeye çalıştığım gibi alınganlığı terk edip, dostlarına son söyleyeceğini önce söyleyip hatır gönül yıkmaması gerektiğini hatırlatmak gerekiyor.

 

Alınganlığı Terk Etmek

 

Sevgili dostlar, toplum hayatına karışıyorsanız alıngan olmamaya hazırlıklı olmalısınız. Ancak duyarsız olmadan alınganlığı terk etmek güzeldir. İnsana yakışan en güzel vasıflardan birisi de samimiyettir. Samimiyet, dozunun iyi ayarlanmaması halinde insanı çok kötü durumlara düşürebilir. Medeni bir insan karşısındaki insanla ilk tanışma anından itibaren arasındaki seviyeyi hiç düşürmeden en uygun ölçüde tutmayı bilmelidir.

 

Bir Yüze Sahip Olmak Güzeldir

 İçi dışı bir insan olabilmek ayrıcalıktır. İçi dışı bir olan insan, sahte ve yapmacık davranışlar içine girmez.  İki yüzlülükten nefret ettiği bilinen Mehmet Akif : "İkiyüzlüleri sever oldum, çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım” diyor. Bugün artık yirmi yüzlüler de tarihe karıştı ve etrafı yüzsüzler sardı. Böyle bir ortamda iki yüzlülük konusunu ele almak bir anlam ifade eder mi bilmiyorum. Umarım, havanda su dövmüş olmayız. Sözlükler ikiyüzlülüğü: "Özü, sözü bir olmayan, kendisini olduğundan başka türlü gösteren, mürai, riyakâr, münafık…" şeklinde karşılıyor. Esasen İlâhî kelamda da belirtildiği üzere insanoğlu zayıf yaratılmıştır. Herkesin muhakkak birtakım kusurları vardır. Yunus"un ifadesiyle, yaratandan ötürü bu kusurların birçoğu hoş görülebilir. Ancak, "Olduğu gibi görünmemek yahut göründüğü gibi olmamak" diye tanımlanan ve insan için zaafların en çirkini olan ikiyüzlülüğü hiçbir zaman hoş karşılayamayız. Söz gelişi, içki içmek kötü bir davranıştır. Ama içki içenleri hor görmek ve onları dışlamak yerine, bu illetten kurtulabilmeleri için onlara yardımcı olmaya çalışılmalıdır.

Bu yazı toplam 907 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar