CEMALETTİN SÖĞÜT
BALKANLARDA OSMANLI ŞEHİRLERİ SEYEHATİ ( GEZİ N O T L A R I ) - 2
- İPSALA – DEDEAĞAÇ – GÜMÜLCİNE ( 1 GÜN )
20 Temmuz 2024 Cumartesi günü 11.00 de Gelibolu’dan ayrılarak 95 km mesafesi olan İPSALA sınır kapısına doğru yola çıktık. Sınır kapısına gelmeden önce Yunanistan’da akaryakıt, su bize göre pahalı olduğunu sosyal medyada yorumlardan okumuştuk. İpsala’ya yaklaştığımız da benzinlikte araçlarımızın depolarını doldurduk, lastik basınçlarını ayarladık. Uygun olan marketten aracımıza 5 litrelik 4 adet, 12 adet 1,5 litrelik, 12 adet 0,5 ml’lik bolca su, yanında aparat atıştırmalık yiyeceklerden aldık. İpsala sınır kapısına geldiğimizde saatlerimiz 13.32’yi gösteriyordu. İlk güvenlik kapısından geçtik. Gümrük kapısına geldiğimizde 3 ayrı gişede 4-5 ‘er araç vardı. Araç az olan gişeye girdik. Fazla beklemedik 8-10 dakika da geçtik. Çok yoğun olduğu saate gelmediğimiz için sevindik. İkinci gümrük kontrol kapısında araç sayısı ve gişe sayısı daha azdı. Birini otobüslere ayırmışlardı. 15-20 dakika civarı bekledik. Aracın arka camlarını açık tutmanız gerekiyor, yolcu sayısı ve yolcuya bakıyorlar. Yolculuk yapanların pasaportu, araç ruhsatını verdik. Kaşe, mühür en sonra bize verip geçebilirsin dediler. Burada vergi muafiyeti olan mağazadan alışveriş yaptık. Mescit levhasını görünce öğle namazlarını burada kılalım dedik. Namazları eda kıldık. 14.58 gibi Meriç nehrinin üzerinden geçerek Yunanistan sınır kapısına geldik. Burada ki görevliler Türkçe hitap ederek hoş geldiniz demesi güzeldi. Pasaport, Ruhsat’ı verdik. Baktılar sisteme işleyip, kaşe mühür tamam deyip geçtik. Araca ait yeşil sigortayı sormadılar bile.
FOTO 12: Edirne İpsala Sınır Kapısı
Yol levhalarında Dedeağaç yazmıyor. Çünkü Osmanlı da ki ismi bu. Onlar değiştirip “Alexandroupoli” yapmışlar. Önce karayoluna girmişiz. Sonra Navigasyona ücretli otobanı işaretleyince tekrar geri ücretli otobana döndük. Otoban’dan çıkışta paramızı (1,5 Euro) ödedik. Dedeağaç’a geldiğimizde saatimiz 16.00 yı gösteriyordu. Şehir turu ve sahil kenarında bir gezinti yaptıktan sonra Dedeağaç’ta 1921 yılında yapılmış tarihi camiye geldik. Caminin yanında ki evde dünyaya gelmiş, şimdi ise Almanya da çalışan bir beyefendinin 9. yaşında ki kızı için mevlit okutacakmış. Bize de ikramda bulundular. Orada Mevlüt okutma çok yaygınmış. O orta yaşta ki genç, kendi yaş grubundakilerin hep Almanya, Fransa gibi batı ülkesine göç verdiğini, birçok akranlarının orada çalıştığını, yalnızca anne ve babasını ziyaret için geldiklerini söyledi.