12 MART “İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜNÜN 100. YILDÖNÜMÜ KUTLANDI...

12 MART “İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜNÜN 100. YILDÖNÜMÜ KUTLANDI...

Türk Milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi İstiklal Marşı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilişinin 100. yıl dönümü Türkiye genelinde olduğu gibi ilçemizde de çeşitli etkinliklerle kutlandı.

Şuayip YAMAN

İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. Yıldönümü kapsamında Türkiye ve yurtdışında düzenlenen çok sayıda etkinlik, “7’den 77’ye tüm vatandaşları milli birlik ve beraberlik ruhunda buluşturdu.

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yayımladığı genelge ile 2021'in Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı olarak ilan edilmesi, yıl boyunca İstiklal Marşı'nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u anma etkinliklerinin düzenlenmesi kararı alındı.

Bu kapsamda İstiklal Marşı'nın 12 Mart 1921'de kabulünün 100. Yıl dönümü, hem yurt içi hem de yurt dışında hafta boyunca etkinliklerle kutlanacak...

İLÇEMİZDEKİ ETKİNLİKLER...

12 Mart “İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. Yıl dönümü nedeniyle İlçemizdeki ilk tören Atatürk Parkı’ndaki Atatürk Büstü’ne çelenk sunumu ile başladı. Ardından Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sona erdi.

İkinci tören ise Çubuk Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda yapıldı.

Tören öncesinde İstiklal Savaşı kahramanlarını canlandıran 5 atlı, ilçenin caddelerinden geçerek törenin yapıldığı İlçe Halk Eğitim Merkezi önüne geldi.

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBÜ) Hipoterapi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Bilal Gökdere'nin de bulunduğu 5 atlı İlçe Kaymakamı Adem Keleş, İlçe Belediye Başkanı Av. Baki Demirbaş, İlçe Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Kantar ve beraberlerindeki heyet tarafından karşılandı.

İlçemiz Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi tarafından hazırlanan “İstiklal Marşı’nın Kabul Edilişinin 100. Yıldönümü ve Mehmet Akif ERSOY ‘u Anma Günü programı, İlçemiz Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü Konferans Salonu’nda 12 Mart 2021 tarihinde Cuma günü gerçekleştirildi.

Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin milli marşı olan İstiklal Marşı'nın kabulünün üzerinden tam 100 yıl geçti.

1921 yılında yapılan yarışmaya 724 eser katılmış ama Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı eser, 12 Mart 1921'de TBMM'de İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir.

 İlçe Kaymakamı Âdem Keleş, Belediye Başkanı Av. Baki Demirbaş, İlçe Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Kantar,  AYBÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Müdürü Hüseyin Ayhan, İlçe Emniyet Müdürü Vekili Baş komiser Mehmet Çağrı Karaahmetoğlu, İlçe Jandarma Komutanı Ütğm. Baki Üstüner, Nüfüs Müdürü Hüseyin Ayvacı, İlçe Malmüdürü Zeki Çoban, İlçe Milli Eğitim Müdürü Alican Kılıç ve Şube Müdürleri Ercan Doğan, Ömer İpek, İbrahim Yahşi, Okul Müdürleri, Kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, bazı STK temsilcileri ve sınırlı sayıda öğrencinin katıldığı törene ayrıca AK Parti İlçe Başkanı Erhan Kuşçu, MHP İlçe Başkanı İhsan Mutlu, İYİ Parti İlçe Başkanı Halil İbrahim Özdemir gibi siyasiler de katıldı...

Sunuculuğunu Çubuk Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü Öğretmeni Merve Çelik ’in yaptığı program;

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Çubuk Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi Matematik Öğretmeni Pınar Yamaner günün anlam ve önemini belirten konuşmasında, Bugün İstiklal Marşımızın kabulünün 100. Yılını kutluyoruz. Vatan ve millet sevgisinin, bağımsızlık ve hürriyet aşkının en güzel ifadesi olan İstiklal Marşımızı bize armağan eden Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u saygıyla anıyoruz. Bayrağımız ve onun hürriyetini ebedileştiren İstiklal Marşımız milletimizin ruhunu, tarihini ve ideallerini aksettiren ölmez bir şaheserdir.

İstiklal Marşı’nı sevmek ülkemizi sevmektir.

İstiklal Marşı’nı coşkuyla söylemek, ülkemize sahip çıkmaktır.

İstiklal Marşı’nı vakur bir şekilde okumak, bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır.

Bağımsızlığımıza sahip çıkmak ise, onurumuza sahip çıkmaktır.

İstiklal Marşı ve bayrak törenlerinde bizlerin göstereceği ciddiyet ve coşkunun derecesi bize bırakılan yüce mirasa ne denli sahip çıktığımızın göstergesi olduğundan bayrak törenlerine karşı her zamankinden daha duyarlı olmak, bağımsızlık sevdası ile bu toprağa düşmüş şehitlerimize boynumuzun borcu olmalıdır.

İstiklal Marşı’nı anlayabilmek için, Mehmet Akif’i iyi bilmek, onun bütün yönleriyle şahsında topladığı “milli mücadele ruhunu” yakından tanımak, bu ruhu, hakkı ile hissetmek gerekir.

Mehmet Akif milli bir şair, ideal bir öğretmen, branşına hakim bir veteriner, cesur bir gazeteci, Kurtuluş Savaşı’nda iyi bir asker, Türk gencine ufuk çizen fikir adamı bir politikacı, bir gönül insanı, hayatı vatan hasreti ile biten ve vefa beklediği gözlerden cefa çeken bir garipti.

Hayata veda edeceği anda “Hocam kalk, bir İstiklal Marşı daha yaz kıymetini anlasınlar” diye haykıran talebesine “Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın” diyen kutlu bir vatanperverdi o. 

 12 Mart 1921... Kurtuluş Savaşı’nın en çetin günleri...

1. İnönü Savaşı’nı kazanmış, ayaklanmaların bir bölümünü bastırmış, bir bölümü ile uğraşan Türkiye Büyük Millet Meclisi binasında büyük bir coşkuyla alkış tufanı kopmaktaydı. Bunun nedeni de Kurtuluş Savaşı’nın ruhunun, bağımsızlık aşkının, Mehmet Akif’in dizeleri ile meclis kürsüsünden okunmasıydı. 

Korkma! İle başlayan İstiklal Marşı’nın ilk kıtasında, bu ülkede nefes alan tek kişi kalsa dahi, ülke için umut ışığının sönmeyeceğine, bu ülke alçakların hayâsızca istilasından, her ferdinin göğsünü siper etmesi nasıl kurtulmuşsa, bundan sonra da aynı anlayışla hareket etmeye devam edeceğine olan inancını belirtmiştir Mehmet Akif.   

Bir başka dizesinde ise Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın diye gençlere seslenir. Mehmet Akif, vatanın geleceği olan gençlere olan inancıyla bundan sonra sonsuza kadar Türk bayrağına ve Türk milletine yok olma, yere düşme, yeryüzünden silinme şeklinde bir tehlike yoktur.  Milletimizin hür yaşama ve aşkı Mustafa kemal gibi eşsiz bir liderin başkanlığında bize yeni ufuklar açmıştır. Türk bayrağı ezelden ber hür yaşamıştır. Bundan sonra da hür yaşamak hakkıdır.

 Mustafa Kemal “Bu Marş bizim inkılâbımızı anlatır. İstiklal Marşı’nda, istiklal davamızı anlatması bakımından büyük manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim bölümü de;

“Hakkıdır hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl”

Benim bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar işte bunlardır.”

Konuşmamın sonunda hem bu yüce destanı yazan ustayı, hem de bu destanı yazdıran sayısız kahramanı rahmetle anıyor ve şanlı bayrağımızın göklerde, İstiklal Marşımızın dillerde, vatan sevgisinin iman dolu göğsümüzde ebediyen var olmasını diliyorum.  

“Anma Günü” diğer etkinlikleri;

  • Mehmet Akif ERSOY’ un “Bülbül” adlı şiiri Okul öğrencilerinden Ömer Küçükşentürk ve Osman Kağan Kavas tarafından birlikte okunması,
  • Mehmet Akif ERSOY’ un hayatı ile ilgili filmin izlenmesi,
  • İstiklal Marşı’nın yazılışının Okul öğrencileri Kayra Akkaş, Mücahit Buğra Asma, Hünkar Eren Ünal ve Batuhan Açıkyıldız tarafından canlandırılması,
  • İstiklal Marşı’nın halkımız tarafından okunduğu videonun gösterimi,
  • İstiklal Marşı’mı eserinin Okul öğrencilerinden Emirhan Ünal tarafından seslendirilmesi ile devam etti.

ÖDÜL TÖRENİ:

Çubuk İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından “12 Mart İstiklal Marşı’ nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy ’u Anma Günü” münasebetiyle,  İlçemiz okullarında düzenlenen ‘ “On Kıta  Bir Vatan  İlelebet  İstiklal” temalı  Kompozisyon, Resim  ve  İstiklal Marşı’nı Güzel Okuma”  yarışmalarında dereceye giren öğrencilerin takdim edilmesi ve ödüllerinin takdimi ile sona erdi.

Liseler arasında yapılan kompozisyon yarışmasında;

 

  1. Meliha –Hasan Ali Bostan Fen Lisesi’nden Nursena Ergül,
  2. Çubuk Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi’nden Merve Özkan,
  3. Fatih Sultan Mehmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden Hayati Demirel.

 

Ortaokullar arası İstiklal Marşı’nı Güzel Okuma yarışmasında;

 

       1. Yavuz Selim Ortaokulu’ndan Nehir Akpınar,

       2. Şehit Selahattin Şaşmaz Ortaokulundan Zeynep Taş,

       3. Çubuk Ortaokulu’ndan Nur Cennet Uyanık.

 

İlkokullar Arası Resim Dalında;

 

  1. Özel Sebat Koleji’nden Agah Çoban,
  2. Özel Sebat Koleji’nden Işıl Küçüktat,
  3. Cumhuriyet İlkokulu’ndan İnci Ceylan.

 

Dereceye giren öğrencilere ödülleri sırasıyla İlçe Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Kantar,  İlçe Belediye Başkanı Av. Baki Demirbaş ve  İlçe Kaymakamı Adem Keleş tarafından takdim edildi..

 

MİLLİ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY’UN HAYATI... (20 Aralık 1873- 27 Aralık 1936)

Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık 1873'te İstanbul'da Fatih’in Sarıgüzel semtinin Nasuh Mahallesi’nde doğdu.

 Çocukluğu Osmanlı Devleti'nin "hasta adam" olarak nitelendirildiği döneme denk geldi. 1878 yılında, Akif 4 yaşındayken Fatih'de Emir Buhari Mahalle Mektebi'ne başladı. Burada iki yıl eğitim gördükten sonra Fatih İptidaisi'ne geçti. Aynı yıl babası ona Arapça dersleri vermeye başladı.

Babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, Osmanlı Devleti'ne bağlı Arnavutluk'un İpek kazasına bağlı Şuşise Köyü'nden İstanbul'a gelmiş, annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı Mehmet Efendi'nin kızı olarak Samsun'da doğmuştu.

Ailenin Akif dışında bir de Nuriye adında bir kızları bulunuyordu. 

 

Mehmet Tahir Efendi, Mehmet Akif’i  ona ebced hesabıyla doğduğu yıl olan 1290'a karşılık gelen Rağıf ismini vermişse de çevresi tarafından Akif olarak çağırıldı.

İstiklal Marşı yazarı ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk milletvekilleri arasında yer alan Mehmet Akif Ersoy, Kurtuluş Savaşı sonrasında TBMM tarafından talep edilen İstiklal Marşı'nı hiçbir menfaat kabul etmeden yazmış ve Yüce Türk Milletine bağışlamıştır. 1921 yılında kabul edilerek İstiklal Marşı olarak ilan edilen marş, milli marş olarak yer almıştır.

İstiklal Marşı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 12 Mart 1921'de yapılan oturumda Türkiye'nin milli marşı olarak kabul edildi.

Kurtuluş Savaşı yıllarında ordudan bir istiklal marşı yazılması isteği gelmesi üzerine Maarif Vekâleti (Milli Eğitim Bakanlığı) 500 lira ödüllü bir yarışma açar. Bakanlık, yarışmaya gönderilen 724 şiirden 6'sını seçip bastırdıktan sonra milletvekillerine dağıtır.

Ancak bu şiirleri yeterli bulmayan dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi (Tanrıöver), yarışmaya para ödülü olduğu için katılmadığını öğrendiği Burdur Milletvekili Mehmet Akif'e (Ersoy) bir mektup yazarak kendisinden yarışmaya katılmasını ister.

Meclis’in 12 Mart 1921'de Başkanvekili İstanbul Milletvekili Dr. Adnan (Adıvar) Bey başkanlığında yaptığı toplantıda, Mehmet Akif'in şiiriyle birlikte 7 şiir ele alınır. Tartışmalardan sonra İstiklal Marşı olarak kabul edilen Mehmet Akif'in şiiri, Meclis kürsüsünden Bakan Hamdullah Suphi (Tanrıöver) tarafından okunur.

Mehmet Akif ise para ödülünü almak istemez. Yarışmanın şartnamesi uyarınca almak zorunda olduğu belirtilince, Mehmet Akif, parayı “Darül Mesai” adlı bir yardım kurumuna bağışlar.

Marşın kabulünden sonra Maarif Vekâleti bu kez beste yarışması açar. 24 müzisyenin katıldığı yarışmanın sonuçlanması savaş yüzünden gecikir ve Bakanlık, 1924 yılında oluşturulan özel bir komisyonun, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini “İstiklal Marşı” olarak belirlediğini duyurur. Ancak Çağatay'ın bestesinin Türk müziğinin etkisi altında olduğu gerekçesiyle 1930 yılında alınan karar uyarınca Osman Zeki Üngör'ün bestesi, “İstiklal Marşı” olarak benimsenir.

Şiirlerinde milli ve manevi duyguları ön plana çıkaran usta kalem Mehmet Akif Ersoy, Buhara'dan Anadolu'ya gelen bir ailenin kızı olan Emine Şerif Hanım ile Fatih Camisi medrese hocalarından Kosova doğumlu Mehmet Tahir Efendi'nin çocuğu olarak 20 Aralık 1873'te İstanbul Fatih'te dünyaya geldi.

Babasının ebcet hesabıyla doğum tarihine karşılık gelen “Ragif” adını verdiği Ersoy, arkadaşlarının ve annesinin daha kolay telaffuz edildiği için kendisine seslendiği “Akif” ismini benimsedi.

Mehmet Akif Ersoy, ilköğrenimine Fatih'te Emir Buhari Mahalle Mektebi'nde başladı, 1882'de Fatih Merkez Rüştiyesi'nde orta öğrenimine devam etti. Babasından Arapça dersi alan, aynı zamanda Fatih Camisi'nde Farsça derslerini de takip eden Ersoy, rüştiyedeki eğitimi boyunca Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca dillerinde sürekli birinci oldu.

Rüştiye yıllarında şiire merak duymaya başlayan ve şiir kitaplarına yönelen Ersoy'un okuduğu ilk manzum eser ise Fuzuli'nin “Leyla ve Mecnun”u oldu.

Ersoy, rüştiyeyi bitirdikten sonra 1885'te dönemin gözde okullarından Mülkiye İdadisi'ne kaydoldu. Babasını 1888'de kaybeden Ersoy'un ailesi, ertesi yıl büyük Fatih yangınında evlerinin yanmasıyla yoksulluğa düştü.

Usta şair, öncelikle meslek sahibi olmak ve yatılı okulda okumak istediği için Mülkiye İdadisi'ni bıraktı. Yeni açılan veteriner yüksekokulunda “Ziraat ve Baytar Mektebi”ne başlayan Ersoy, 1893'te mektebin baytarlık bölümünü birincilikle bitirdi.

Okul yıllarında spora da ilgi gösteren Ersoy, başta güreş ve yüzücülük olmak üzere uzun yürüyüş, koşma ve gülle atma yarışlarına katıldı...

MEHMET AKİF ERSOY’UN MİLLETVEKİLLİĞİ...

Birinci Dünya Savaşı sonrası başlayan işgaller Mehmet Akif’i Anadolu’ya geçme yönünde teşvik etmiştir. Mehmet Akif’in Anadolu’ya geçişinde Mustafa Kemal Paşa’nın daveti de etkili olmuştur.

Mehmet Akif, oğlu Emin ve Ali Şükrü Bey 24 Nisan 1920 tarihinde Ankara’ya ulaşmıştır. Mehmet Akif, Ankara’ya gelişinin ardından, halkı milli mücadeleye çağırmak, bilinçlendirmek ve olumsuz propagandaların etkisini zayıflatmak amaçlarıyla, Eskişehir, Burdur, Sandıklı, Dinar, Antalya gibi yerleşim yerlerini ziyaret etmiştir.

Burdur’dan seçilen milletvekillerinden vefat ve istifa edenlerin yerine yapılan seçimde Mehmet Akif, Burdur’dan milletvekili seçilmiştir.

Aynı zamanda Biga’dan da milletvekili seçilmesi nedeniyle Biga milletvekilliğinden istifa etmiş, Burdur milletvekilliğini tercih etmiştir.

 Meclis’te oluşturulan “İrşat Encümeni”nde görev almış, Konya’da çıkan karışıklıklar üzerine, Konya’ya gönderilmiştir. Konya’dan Afyon ve Eskişehir’e geçmiştir. Çankırı ve Kastamonu’ya ziyaretlerde bulunmuştur.

İrşat Encümeni dışında Maarif Encümeni’nde de görev almıştır.

Mehmet Akif Ankara’da bulunduğu zamanlarda Meclis’te çeşitli takrir ve teklifler yoluyla veya birtakım oylamalarda düşüncesini/tepkisini göstererek Meclis çalışmalarına katılmıştır.

2018 Büyük Taarruz’un hemen sonrasında Ankara’dan Eskişehir’e oradan Afyon’a gitmiş, muharebe meydanlarını dolaşmıştır. Ankara’ya dönüşü sonrası Edirne’ye gitmiştir.

Edirne’den İstanbul’a geçmiş ve İstanbul’da görüştüğü Prens Abbas Halim Paşa kendisini Mısır’a davet etmiştir. Ankara’ya döndükten sonra Maarif Encümeni üyeliğinden istifa etmiştir.

Meclis’in seçim kararı almasıyla birlikte sonraki dönem için milletvekilliğine aday olmamış, Birinci TBMM ile birlikte Mehmet Akif’in milletvekilliği de son bulmuştur.

Mehmet Akif, ailesiyle Ankara’dan ayrılmış ve İstanbul’a taşınmıştır.

Sakarya Zaferi'nden sonra İstanbul'a geldi ancak İslami uyanışçı düşünürlerden olan Mehmet Akif Ersoy, Cumhuriyet'in laik düzeninin oturması sebebiyle 1923 senesi Eylül sonlarında Mısır’a gitmiştir...

1936 yılına kadar Mısır'da Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi. Siroz'a yakalanması üzerine 1935'te Lübnan'a, 1936'da Antakya'ya gitti.

Hastalığının ilerlemesi üzerine ülkesine döndü ve 27 Aralık 1936'da İstanbul'da vefat etti. Mezarı Edirnekapı Şehitliği'nde bulunmaktadır...

img-4968-tile.jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.