Caminin hemen bahçesinde yer alan bu tarihî yapı, hem mimarisiyle hem de taşıdığı kitabelerle dikkat çekiyor.
Taş duvarına işlenmiş kitabede, hayratın banisi şöyle yazıyor:
???? "Maşallah"
???? Sahibü’l-Hayrat ve’l-Hasenat Fatıma Kadın Binti Mustafa Ağa
Sene 1212 (1797–1798)
Taş Kitabe Tarihi: 1694
Kitabenin hemen yanında ise "1694" tarihi görülüyor. Bu durum, çeşmenin ilk inşasının 17. yüzyıla uzandığını, sonrasında ise bir Osmanlı hanımefendisi tarafından 1797 yılında onarıldığını veya yeniden yaptırıldığını düşündürüyor.
Çeşme; sadeliği, kemerli nişi, oyma yazıları ve hala akmaya devam eden berrak suyuyla köy halkının hafızasında yer ediniyor. Üzerindeki "Maşallah" ifadesi ise Osmanlı geleneğinde olduğu gibi suyun ve hayrın nazardan korunması temennisi taşıyor.
Tarihi Yaşatan Bir Miras
Köy halkı çeşmenin tarihini bildiklerini, ama zamanla unutulmaya yüz tuttuğunu belirtiyor. Özellikle yaşlılar, bu tür hayratların köy yaşamındaki önemine dikkat çekiyor. Caminin hemen yanında yer alması, onun sadece bir su kaynağı değil, aynı zamanda bir ibadet, toplanma ve dua mekânı olduğunu da ortaya koyuyor.
Temizlik Çağrısı
Çeşmenin hemen yanında yer alan “Çeşmeyi temiz tutalım” tabelası da dikkat çekiyor. Bu, geçmişin mirasına sahip çıkmanın sadece kültürel değil, ahlaki bir sorumluluk olduğunu hatırlatıyor.
Yukarı Kışlacık Çeşmesi, bir tarih sayfası gibi sessizce akıyor. Kadın bir hayır sahibinin ismini taşıması ise, Osmanlı'da kadınların hayır işleri ve sosyal hizmetlerde ne denli aktif rol aldığının bir diğer kanıtı...