SAĞDUYUNUN DEMOKRATİK ZAFERİ

 

 

2007 yılı Türk Demokrasi tarihi açısından çok önemli bir yıl, halk için ilk viraj 22 Temmuz tarihinde başarıyla, demokratik bir ortamda ve şölen havasında geçildi. Örneğin Çubuk’ta aynı aileden üç kişinin Ak Partiye oy verirken kalan ikisinin MHP’ye oy verdiğine, iki kişinin MHP’ye oy verirken diğer ikisinin CHP ve DYP’ye oy verdiğine, birinin MHP’ye oy verirken diğerinin CHP’ye oy verdiğine şahit olduk. Seçmendeki kavga ve huzursuzluk istemeyen sağduyulu davranışın siyasi yönetimlerde de olmasını bekliyoruz.

 

Sağduyulu halkımız içerdeki ve dışarıdakilere dört temel ders verdi bu şölen havasında geçen seçimde. Birinci dersi bütün ülkeden oy verdiği AK Parti ile; elit burjuvazi kesimin (gün geçtikçe pastadan aldıkları payı azalan, çoğunluğunu gerekenden daha az vergi ödeyen zengin serbest meslek sahipleriyle üst düzey memur ve beyaz yakalıların oluşturduğu, Cumhuriyetimizin kurulduğu günden bugüne Atatürk’ün ve Cumhuriyetin isim ve manevi değerlerini kullanarak ekonominin pastasının kaymağını yiyen kesimin) vekilliğine soyunan “halkçı” ve “sosyal demokrat” sıfatıyla ilgili davranış sergileyememiş CHP’yi başarıdan başarıya taşıyan! Sayın Baykal, Cumhuriyet Gazetesi ve Kanal Türk TV gibi anti-halkçı örgütlenmelere halka rağmen demokrasi dışı dayatma propagandalarının, milletin göz bebeği orduyu menfaatine alet etmeye çalışmanın sağduyulu halk üzerinde etkili olamayacağının dersini verdi.

 

İkinci dersi doğu ve güney doğudan sağduyulu halkımız; 50 civarı millet vekili çıkaracakları iddiasıyla yola çıkıp ayrılıkçı hain terör örgütünün yaygarasını yapan demokratik ve toplumcu olduğunu iddia eden tahrikçi davranış sergileyen siyasi parti ve yayın kuruluşlarına umduklarının yarısını bile fazla görerek, çoğunlukla içerdekiler ve dışarıdakilere sandıktan haykırarak teröre hayır! tek devlet tek bayrak istediklerinin dersini verdi.

 

Üçüncü olarak; Özellikle dış politikada ve asayişte zafiyeti bulunan AK Partiye demokratik yolla muhalefet yapmayı beceremeyen CHP’ye rağmen sağda ikinci partiyi yüceltilmiştir. Sağduyulu halkımız MHP’yi TBMM çatısı altında görmek isteyerek iktidarın alternatifi ve siyasi denetçisi olmakla görevlendirmiştir. Yani diğer hiçbir sağ partiye layıkıyla muhalefet olabileceklerine inanmadığı için milli değerlere sahip ve ülkeyi hiçbir menfaat gözetmeden yıllardır kollayan Milliyetçi Hareketi ödüllendirmiştir. Mesajı alabilecekler için bundan sonraki belediye seçimleri dahil olmak üzere tüm seçimlerde sağda Ak Partinin alternatifini MHP olarak ilan etmiştir.

 

Dördüncü olarak; Yıllardır milleti din istismarıyla oyunu almaya çalışıp, TBMM çatısı altına her geldiğinde başörtüsü ve benzer suni gündemleri sorun yaratarak ülkeyi geren ve yıllarca sorun olmasına yol açarak meşgul eden, orta çağ zihniyetiyle HAŞA kendilerine oy vermeyenleri Kafir ilan edip Cehenneme bilet kesen zihniyeti sandığın dibine gömerek, sağduyulu bir milletin içinde bilgi çağında din istismarının ilkel bir yaklaşım olduğunun dersini verdi. SP ile birlikte aynı siyasi dersi BTP ve HYP’de verirken ve CHP’ye temel mesajı halkın inançları aleyhine siyasi propagandanın yapılmaması gereğini, temelde Türk Milletinin dini inanç ve devletiyle ilgili sorunu olmadığını hatırlattı.

 

Bundan sonra ne olacak derseniz, halkımız topu meclise attı. TBBM üyeleri başta iktidar olmak üzere ya sağduyulu politika ve davranışlarla halkın benimsediği bir Cumhurbaşkanını TBMM içinden veya dışından seçecek, ya da yine yakın zamanda halk sağduyusu ile bu defa alternatifi iktidara getirecektir. İktidarın yapması gereken ilk sağduyulu adım uygun bir adayı MHP başta olmak üzere TBMM çatısı altında dayanışmayla sorunsuzca birlikte seçmektir. İkinci olarak atması gereken sağduyulu adımı 59.Hükümet zamanında kabinede en büyük tepkiyi çeken ve gençlerin eğitiminin bu ülkede temel sorun hale gelmesine yol açan Milli Eğitim Bakanlığı gibi, Milli Savunma ve Dış İşleri ile Sanayi Bakanlığı gibi kritik bakanlıklara liyakatle kifayetli bakanların getirilmesidir. Sayın GÜL seçim sürecinde fazlasıyla yıpratılmıştır. Cumhurbaşkanlığı olmasa da “Gönüllerin Cumhurbaşkanı” olarak Meclis Başkanlığı için en uygun adaylardan biri olarak düşünülebilir.

 

Ülkemiz için en temel sorunlar; küresel ısınmaya dayalı iklim değişiklikleri ve kuraklık sorunu başta olmak üzere, gençliğimizin eğitim ve istihdama yönelik mesleki eğitimi ve işsizlerimizin istihdamı, iç ve dış terör ile ekonomide kayıt dışılıktır.  İktidar ile muhalifi MHP, en kısa zamanda bu sorunlara yönelik kalıcı projeksiyonlar üretmeli ve milli çıkarlarımız doğrultusunda TBMM içinde beraber etkin politikalar yürütmelidir.

 

Bundan sonra gerek siyasi partilerimizin yöneticileri gerekse TBMM üyeleri halkımızın sağduyulu kararına saygı duyarak, basiretli davranarak yeni siyasi oluşum ve faaliyetlere tevessül etmemelidir. Siyaseti bırakması gerekenlerin emeklilik ve kapanması gereken siyasi partilerin tarihteki yerlerini almalarının zamanı çoktan gelmiştir. Halkımız demokratik hakkını kullanarak, Ak Partiyi, CHP’yi, MHP’yi, DSP’yi, DTP’yi ve BBP ile siyasetten yılmayan şaibeleri henüz akıllardan çıkmayan YILMAZ ile diğer bağımsızları TBMM de görmek istemiştir. Bundan sonra halkın oy vermediklerine; partiler arası geçişlerle, menfaat sağlama girişimlerine, görmek istemediği siyasi düşünce ve partileri yaşatma gayretlerine en büyük cevabı ve cezayı en yakın ilk seçimde fazlasıyla vereceklerini bilmeli ve onurlu olmalıdırlar.

 

Oy verme hak ve yükümlülüğü bulunan halk olarak TBMM çatısı altına giren tüm siyasilere sesleniyoruz, sağ duyulu olun, onurla halkın verdiği sorumlulukla görev yapın Millet olarak bu inançla yeni yasama döneminde başarılar diliyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyoruz.

 

Bu yazı toplam 835 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar