MUHABBET Mİ GAFLET Mİ

Kendisine yakınlık ve dostluk duyulan kimse….

Bir işte, bir ortamda beraber olma….

Huyları ve düşünceleri birbirlerine yakın olan kimselerin kurduğu birliktelik….

Dert ortağı, duygudaş, gönüldeş,hemdert……

Arkadaşı böyle açıklıyor sözlükler, peki bizim için ne demek arkadaş, arkadaş bildiklerimiz gerçekten dostumuz mu?

      Rebâh b. Rebî şöyle anlatıyor: "Peygamber (s.a.s.) ile birlikte bir savaşa çıkmıştık. Resulullah her üç kişiye bir deve vermişti. İki kişi deveye biniyor, üçüncüsü de deveyi çöllerde sürüyordu. Dağları inmekte iken Resulullah yanıma geldi. Ben o sırada yürüyordum. Bana: "Rebâh, yürüyorsun ha" dedi. "Ben deveden henüz indim. Şimdi sıra arkadaşlarımda", diye karşılık verdim. Daha sonra Hz. Peygamber (s.a.s.) arkadaşlarımın yanına geldi. Onlar hemen deveyi çöktürerek indiler. Yanlarına varınca bana: "Şu deveye bin ve geri dönünceye kadar da inme, biz seni takip ederiz," dediler." "Niçin", diye sordum. "Çünkü Resulullah senin için; "Doğrusu salih bir arkadaşınız var. ona iyi davranın," buyurdu" diye cevap verdiler."

        Anne ve babalar, arkadaş seçiminde çocuklarına yardımcı olmalı, onlara yol göstermelidirler. Çocukların kimlerle dost ve arkadaş oldukları devamlı kontrol edilmeli, kötü arkadaşın insanı sürükleyeceği kötülükler hakkında uyarılmalıdır. Gerekirse iyi kişilerle arkadaş olmaları sağlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki iyi arkadaş; bizi insanlara sevdiren, ihtiyaç duyduğumuzda ve yalnız kaldığımızda yanımızda olan, düştüğümüzde elimizden tutan kişidir. Allah Resulünün Hadis-i Şerifiyle “Gül satanın yanında durursan gül kokarsın, körükçü dükkanı da durursan kül kokarsın”. Hani diyorya bir düşünür “bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” diye. Kiminle berabersen ona benzersin taki beraber olduğuna rengini vermeye başladığın ana kadar.

        Ashab-ı Kiramın güzide fertlerinden, O öylesine benzi sararacak, öylesine zayıflayacak ki… Peygamberimizin huzuruna çok zayıflamış, benzi çok sararmış bir vaziyette çıktığında, Kainatın Efendisi hasta olup olmadığını soracak…. Ashab-ı Kiramın bu güzide ferdi diyor ki:

“-Ya Resulallah hasta falan değilim. Ama gönlümde öyle bir duygu varki beni sarartır, beni soldurur, beni zayıflatır. Ya Resulallah yeryüzünde seni birkaç gün görmemeye dayanamıyoruz. Göremediğimiz gün hastayız, benzimiz sararmış düşündüm de cennete girmek bile bizim için kesin değil, velev ki girsek bile Sen Makam-ı Mahmutta, Sen cennette en yüksek makamdasın, biz ise aşağıda. Seni yine tam manasıyla göremeyeceğiz. Ya Resulallah bunu düşündüm, bunun için ağladım, bunun için zayıfladım, bunun için benzim sarardı soldu.”

          Şimdi kendi nefsime baktığım zaman, bazı dünyevi hallerimizi düşündüğüm zaman, Ashab-ı Kiramın o yüce sözü geliyor aklıma “Seni düşündüm de Ya Resulallah” sözü. Seni görememek, yani bırakın sohbet etmeyi, konuşmayı, O güzel cemalini görememek endişesi, korkusu o ayrılık ateşi öylesine düştüki yüreğime.

Ve Ayetin gelişi  “-Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse işte onlar, Allah'ın nimet verdiği, resuller, sıddîklar, şehitler ve salihlerle beraberdir. Onlar ne güzel arkadaştır.(Nisa süresi 69. Ayet) Allah bu Ayeti Kerimeyi gönderdiği zaman, ve Hadis-i Şerifte Efendiler Efendisinin “-Kişi sevdiğiyle beraberdir” sözünü duyduktan sonra Ashab-ı kiramı öylesine bir sevinç kaplamışki diyorlar ki “Resulullah\'ın dilinden dökülen ve duyduğumuz en güzel ifade bu. Çünkü ölüm herkes için hak.”

          İsabetle seçilemeyen arkadaş ve dostlar insanı hem dünyada hem ahirette felâkete sürükler. Felâket gelip çatınca da hemen uzaklaşır giderler. Onları çevrelerindeki insanlara bağlayan şey menfaatleridir. Menfaatlerinin bittiği yerde dostlukları yok olur gider. Halbuki hakiki arkadaş kişinin, "kara gününde", felâket anında yanında bulduğu arkadaş ve dostudur. Şu halde, bizi hak yoldan ayırarak ahirette pişmanlığa sürükleyecek kötü arkadaşlardan özellikle uzak durmalıyız… "Nihayet bize gelince der ki: "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı. Ne kötü arkadaşmışsın sen" (ez-Zuhruf, 43/38) hükmü gereğince, kötü arkadaş seçen gerçeği anlayacaktır. Ama şeytan ve kötü arkadaş görevlerini yapmışlar, Hak\'dan onu uzaklaştırmış ve Allah'ın azabına hazırlamışlardır. Ashab-ı Kefh\'in köpeği Kıtmir, çok verilen bir misaldir üzerinde fazlaca durmaya gerek yok. Allah dostlarıyla beraber oldu, gönlünde onlara karşı bir muhabbet vardıya hayvan hayvanken Allah onu cennetine koymuş. Bu sadece bir misal, neye talipseniz ne kadar çok çalışmanız gerekirse güzellerle beraber olun…  

      Yukarda anlattıklarıma ek olarak insan kendisine nasıl davranılmasını istiyor ise karşısındakine de öyle davranmalı arkadaşlığın değeri bilinse arkadaşlık gibi güzel dostluk bulunmaz.Şimdi günümüzde insanlarda güven duygusu kalmadığı için sanal aleme yöneliyorlar. Peki karşılarındaki insanı ne kadar tanıyorlar. Arkadaşlık sadece zamanını geçirmek  mi  olmalı ?

Hayır arkadaşlık her dem iyi günde kötü günde birlik ve beraberlik olmalı.

Kişiden kişiye iki şey bulaşırmış ya muhabbet, ya gaflet umarım etrafımızda gaflet bulaşacak insanlar yoktur. Beraber olduğumuz insanlara bu manada dikkat edelim…

 

 

 

   Dost mu? Hani vardır ya her yerde hissetmek istersiniz onun varlığını...
   Hani hep yanıbaşınızdaymış sanırsınız, ismini söylersiniz dalgınlıkla, her an berabersinizdir...

   Yanında olduğunu unutuverirsin bir andan sonra, sonra üzüldüğünde o sımsıcacık kollarını açar sana, sarılır ağlarsın omzunda doya doya...

   Senin sorununu kendi sorunu gibi benimser, bir kolun bir bacağın olur adeta...

   Ayrılmak istesen de koparıp atamazsın...

   Bir türlü sevindiğinde ise senden fazla mutluluk duyar...

   O senin için farklıdır bütün insanlardan, tabii sen de onun için...

   Aranızdaki sevginin bitmesine izin vermezsiniz, kimse bozamaz aranızı, kimse araya girmeye dahi cesaret edemez...

   Ne zaman yardıma ne zaman insana ne zaman dosta ihtiyacınız olsa hep yanınızda bulursunuz, kendini adeta sizin için ayarlamıştır...

   Beraber gülüp beraber ağlarsınız, daima olumlu özellikler verirsiniz birbirinize...

   O sana gülmeyi öğretir sen ona kahkaha atmayı...

   O sana emeklemeyi öğretir, sen ona yürümeyi...

   O sana okumayı öğretir, sen ona yazmayı ve bu böyle sürüp gider...

   İşte bunun adına DOST derler... 

 

 

    

Bu yazı toplam 1983 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum