MEDYANIN GÜCÜ -10

Medyanın gücü, bu duvarı delmeye ve sorunları çözmeye yetti.

En güçlü silah kitabım

Medyanın gücünü anlatmaya çalıştığım yazıların sonunda bizzat yaşadığım bir olayı da nakletmem gerekir. Anlatacağım bu olayda, medyanın gücünün büyüklüğünü, medya sahibi, yazı işleri müdürü veya diğer yöneticilerinin hemen hepsinin fark ettiklerini biliyorum.

1998 – 99 yılları arasında Anakara’da bir kamu kurumu ihalesine girdim. Kamu kurumları ihale şartnamesi içinde ihaleye talip olan müteahhit veya taşeronlardan önce geçici, eğer ihaleyi kazanmışsa kat’i teminat mektubu alırlar. Ben de aynı prosedüre uyarak, kazandığım ihale için kesin teminat mektubu aldım. Ancak bu teminat mektubunu banka yerine bir finans kurumundan aldım. Dediklerimi aynen yaptıkları için de bu finans kurumunun ismini açıklamıyorum.

Finans kurumunun Ankara şube müdürü arkadaşımızdı ve finans kurumları teminat mektupları kendilerinden alınsın diye teminat mektubu masrafı almıyorlardı. Süresiz aldığım teminat mektubu için bir miktar paramı da bloke etmemi istediler. Ben de kabul ederek blokeye para yatırdım.

İş, 13 aylıktı. İşi tamamladım, SSK’dan iş bitirme belgelerini aldım ve ihale aldığımı kuruma teslim ederek teminat mektubumun iadesini istedim. Fakat yazdığım yazılara ve açtığım davaya rağmen teminat mektubumu bana iade etmedi.

Bu arada finans kurumunda müdürlük yapan arkadaşım şubeden ayrılmış, yerine de bir başka müdür atanmış. Gelen yeni müdür; “Olur mu böyle şey?” demiş ve benim bloke paramdan başlamış teminat mektubu masraflarını kesmeye. Tabii benim bu değişiklikten hiç haberim olmadı.

SONRADAN DEĞİŞEN ANLAŞMA

Bloke param, teminat mektubumun masraflarına ödene ödene hesapta kalmamış. Finans kurumu yetkileri beni telefonla arayarak; “Nevzat Bey… Teminat mektubu masrafı olarak “şu kadar lira borcun var. Bunu kapatınız” dediler. Ben de;

“Nasıl olur bu? Teminat mektubu verirken bana, sizden masraf almayacağız dediniz, ben de bunun üzerine teminat mektubunu aldım. Yarı yolda şartları değiştiremezsiniz” dedim.

Bana eski müdürün gittiğini, yeni müdür tayin olduğunu, bu müdürün teminat mektuplarından masraf alacağını ve zaten teminat mektupları mevzuatının da değişmiş olduğunu söylediler.

Ben kendilerine; Benim muhatabım finans kurumudur. Müdürün veya mevzuatın değişmesi beni ilgilendirmez dedim. Sizden ikinci bir teminat mektubu almaya gelirsem bana yeni şartları söylersiniz. Ben de işime gelirse alırım, gelmezse almam” dedim.

Kendilerini ziyarete gittim, yeni müdürle görüştüm. Adamlar, tabiri caizse; “Nuh, diyorlar, Peygamber, demiyorlar” dı.

Ankara şube ile anlaşamayınca bu sefer telefonla İstanbul’da ki Genel müdürlüklerini aradım. Bir iki aramadan sonra Kurumun Genel Müdür yardımcısı ve Halkla ilişkiler müdürüne ulaştım. Kısaca konuyu kendisine anlattım ve mümkünse e-mail adresini vermesini, konuyu kendisine yazılı olarak aktarmak istediğimi söyledim.

Ben uzun zamandır gazetelere ve internet sitelerine yazılar yazıyorum. Basın yayın ve enformasyon Genel Müdürlüğünün “Sarı Basın kartına” da sahibim.

Yukarıda belirttiğim ihtilafı açıkça yazarak; “Benden teminat mektubu masrafı alınmaması gerektiğini ve blokede ki paramın da bana iade edilmesini bildirdim. Bu arada yazarlığımdan da bahsettim.

AKAN SULAR DURULDU

Bir – iki gün sonra bu Genel Müdür yardımcısını tekrar telefonla arayarak, yazımı inceleyip incelemediğini, incelediyse kararlarının ne olduğunu sordum. Genel müdür yardımcısı; “Nevzat Bey… Maalesef mevzuat değişti. Sizde masraf almaya mecburuz” dedi.

İşte o zaman ben de benim bu medya yönümden bahsettim ve “ Beyefendi. Ben yazarım. Şu anda 12 yerel gazete de köşe yazısı yazıyorum. 22 Web sitesine yazı koyuyorum. Ülke genelinde konferanslar veriyorum. Eğer siz, bu tutumunuzla güvenilmez bir kurum yapısını önüme koyarsanız, ben de sizin ülke çapında imajınızı bozarım” dedim.

Aman Ya Rabbi… Bu son sözüm, ortada ne mevzuat bıraktı, ne değişen müdürün tasarruflarını… Teminat mektubunu ben finans kurumuna iade edince, benden masraf almadılar ve masraf kesile kesile bitmiş olan Bloke paramı da kuruşu kuruşuna bana iade ettiler. Bu olay karşısında medyanın gücünün ne kadar büyük olduğunu bir kere daha tespit etmiş oldum.

 

 

Bu yazı toplam 1080 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar