Erdem Yazaroğlu
KÖY EVLERİ DEĞİL, GEÇMİŞİMİZ ÇÖKÜYOR!
Hissedar çok, sorumlu yok… Köyler sessizce yıkılıyor!
Çubuk ve çevresindeki köylerde sessiz bir çöküş yaşanıyor. Terk edilmiş kerpiç evler, bakımsız bağlar, kullanılmayan tarım arazileri… Ve bu manzaranın ardında çok tanıdık bir sorun yatıyor: hisseli tapular, miras kavgaları ve ilgisizlik.

Yıllar önce büyüklerden kalan evler, bahçeler ve tarlalar, artık ne yaşayan var ne bakan… Herkesin az bir hissesi var ama kimsenin sorumluluğu yok. Bir araya gelinemiyor, ortak karar alınamıyor. Ne satılabiliyor, ne onarılabiliyor. Sonuç: çatı çöker, duvar yıkılır, toprak boş kalır.
Toprağı Değil, Geleceği Kaybediyoruz
Bu mesele sadece emlak veya miras değil; kırsalın geleceğiyle ilgili bir beka meselesidir. Boş kalan her evle birlikte bir köy sessizleşiyor. Üretimden çekilen her tarla, kendi kendine yetebilen bir köy ekonomisinin çöküşünü simgeliyor. İnsanlar toprağı bırakıyor, geçmiş siliniyor.
Devletin Müdahalesi Şart
Bu sorun bireysel çabalarla çözülemez hale gelmiştir. Bu yüzden önerimiz nettir:
Devlet, çok hissedarli taşınmazları rayiç bedelle satın almalı
Bu taşınmazları tek tapu altında birleştirerek yeni yatırımcılara, üreticilere sunmalı
Kırsalda üretimi teşvik etmeli, miras sorunlarını çözümleyecek bir hukuki mekanizma kurmalı
Bu adım atılmazsa;
Köy evleri yıkılmaya devam edecek,
Tarım arazileri atıl kalacak,
Toplum bağları iyice kopacak.
Bugün görmezden gelinen kerpiç bir duvar, yarın yitip giden bir kültür olabilir.
Şimdi susarsak, yarın köylerimiz konuşamaz.
Bu mesele, sadece birkaç hissenin değil; ortak hafızamızın, ortak geleceğimizin meselesidir.




YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.