Abdurrahim Somuncu   (Emekli Müftü)

Abdurrahim Somuncu (Emekli Müftü)

İNSAN KALBİNİN BİYOLOJİK VE MANEVİ YAPISI

 

               Kalp nedir? Vücut fabrikasının çalışma merkezidir. Kalbin diğer adı, yürektir. Kalp; insan vücudunda çok hassas bir organdır. Kalbin Tıbbi yönden korunması, gerektiği gibi, manevi yönden de korunması icap eder. Kalp Arapça bir kelimedir. Kalbin çoğulu“kulüp” dür. Kalbe niçin kalp denmiştir. Hiçbir şey kendisinde sabit durmaz, değişir veya değiştirir. Yürek hayvanlar dada vardır, fakat gönül, sadece insanlarda vardır. Gönülde sevgi ve aşk bulunur. Gönülde, kırılmada olur. En güzel aşkta, Allah aşkıdır. Ansiklopedilerden, edindiğimiz bilgilere göre; “ Kalbimiz günde, yüz bin defa çarpar, Kalbimiz, her çarpışında 100 cm3 kan çekerek, günde damarlara 10 bin litre kan gönderir. Buna göre kalb her darbesinde bir kilo ağırlığı, yarım metreye kaldıracak kadar iş yapmaktadır. Gönül, yürek denilen bir parça ette, nurdan bir kuvvettir. Yürekte bulunan nurdan kuvvete kalbi hakiki denilmektedir. Hakiki kalp, Rabbani ve ruhani bir latife olup, cisim olan yürek ile bağlılığı vardır”. İnsanda, idrak duygusunu meydana getiren, düşünen, bilen, tanıyan ve iman edende kalptir. Bu kalpte, bilici ve idrak edici olan ruh tur.”Kalp Allah  (C.C ) (nazar ettiği ),baktığı bir yerdir.                                                                                                                                  

            Peygamber efendimiz (s.a.v) bir hadislerinde “ Allah (C.C) sizin suretlerinize ve cesetlerinize bakmaz, lakin sizin kalplerinize bakar” buyurmuştur. Biz insanlar kalbi (gönülü) yıkan değil yapan ve gönül alan olmalıyız. Farsçede şöyle bir beyt vardır  “dilbedest averki haccı ekberest. Ezhezaran Kâbe dil bihterest. Kâbe bünyadı Hali azerest. Dil nazargahı celili ekberest” Bir gönül almak, bin kabe yapmaktan efdaldır. Bir gönül yıkmak bin kabe yıkmaktır. Kâbe azer oğlu İbrahim’in yapmış olduğu binadır. Gönül ise Allahın yapmış olduğu evdir(binadır).

       İman, kalbde bulunur ve yaşar. İmanın tercümanı da dildir. Kalbin manevi hastalıkları çeşitlidir. Bu hastalıkların başı da Allah’a şirk koşmak ve inkârda bulunmaktır. Bu ikisinin hiçbir suretle af yönleri yoktur. Peygamber efendimiz (S.A.V) bir duasında  “Ey! Allahım, sana küfürden, şirkten, nifaktan ve kötü ahlaktan, sığınırım” buyurmuşlardır. Kalbin hastalıklarından olanlardan bir kaç tanesi de şunlardır. Haset, kibir, ucub,(Kendini beğenmek),Bugz etmek, Kötü zanda bulunmak gibi şeylerdir. İnsana yararı ve faydası olan kalp nasıl bir kalptir? Bu sorunun cevabını kuranı kerimden öğrenelim. “ kalbi selim” olduğu kuran-ı kerim şura suresi ayet 89 “ Ancak Allah’a kalbi selim(temiz bir kalp) ile gelenler( O, günde fayda bulurlar)” buyrulmaktadır. Kalbi selim, şüphelerden, şirkten temizlenmiş, ihlâsla, iman etmiş, kalp demektir. Said ibni Müseyyeb demiştir ki: “kalbi selim, manen sıhhatte olan kalp dirki, buda müminin kalbidir. Kâfir ve münafık-in, kalbi hastadır.” Demiştir.                                                                       

           Kalbin huzura ve sükûnete, kavuşması ne ile olur? Bunun anlamını kur’an-ı kerim Ra’d süresi,  ayet 28 den, öğrenelim “…iman edenler ve gönülleri Allahın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesinizki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”buyrulmaktadır. Zikirden maksat nedir? Herhangi bir şeyden ibret alıp yaratanı hatırlamaktır, Namaz da bir yönüyle zikirdir Taha süresi ayet 14 “…Benden başka ilah yoktur. Bana kulluk et, beni anmak için namaz kıl” buyrulmaktadır. Cenabı hak bakara süresi 152. ayetinde “siz beni anınki bende sizi anayım” Buyurmaktadır. Allah-ı anmak, yarattıklarına bakıp, düşünüp, ibret almak ve çok ibadet yapmakla olur. Kalbin huzura kavuşması kulluk ve ubudiyet, görevlerinin ifası ve yerine getirilmesiyle olduğunu Peygamber efendimizden öğrenmekteyiz. Hz.Aişe (R.A) “Yarasulallah ne kadar çok ibadet yapıyorsunuz, sizin geçmiş ve gelecek günahlarınız afv olunmuştur,” sözü üzerine “Ya Aişe ben Allah’a çok ibadet eden bir kul olmayayım mı?”Buyurmuşlardır. Allah’ı anıp, dünyadan ahıret âlemine dolu, dolu gidenlerin mükâfatını, fecir süresi 28.29.30 ayetlerinden öğrenelim“EY huzura kavuşmuş insan! Sen ondan hoşnut, oda senden hoşnut,(yani sen Rabbinden hoşnut, O,da senden hoşnut) olarak, rabbine dön (seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!” buyrulmaktadır. Peygamber efendimiz (s.a.v) kalbinin, Allahın, kendi rızası yönüne meyl etmesi için şu düayı yaparlardı “Allahümme yamukallibel kulübi vel ebsar, sebbit kalbi aladinike (anlamı) Ey ! Kalpleri ve gözleri değişik yönlere çeviren Rabbim, kalbimi senin göndermiş olduğun dinin, üzerine sabit kıl ve böylece beni rızanı kazananlardan eyle, diye dua yapmışlardır. Allah’a emanet olunuz.

Bu yazı toplam 3204 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.