Abdurrahim Somuncu   (Emekli Müftü)

Abdurrahim Somuncu (Emekli Müftü)

BAYRAMIN ANLAMI

                                                

             Bayramlar; bizlerin sevinç, neşe, sürür ve toplum olarak da, kaynaşma günlerimizdir. Bayramlarda, gözümüze ve gönlümüze cevap verebilen, sofralar kurulur. Bayramlar; Dargınların barıştığı, Büyüklerin ellerinin öpüldüğü, küçüklerin sevindirildiği, karşılıklı ziyaretlerin yapıldığı, değerli günlerimizdir. Bayramlar toplumsal kaynaşma günlerimizdir. Cuma günü camiye gelmeyenlerin dahi, bayram namazına camiye, geldikleri görülür ve bayram sevincini yaşarlar. Bayram, yıl içinde özlenen ve gelmesi beklenen bir gündür. Bayram bütünleşmeyi ve birliği temin eder. Bayramın uzun süre gönlümüzde yer alması için, çocuklarımıza isim olarak verdiğimiz görülür. Bayram günlerinde oruç tutulmaz, çünkü yemekte, içmekte birlikteligimiz sağlansın diye

   Bayramlar; akraba ve dostların bir araya gelerek, birbirlerine çeşitli ikramların yapıldığı, kaynaşmanın dorukta olduğu mevsimlerdir.

    Bayramlarda, ziyaretler yapılır, ziyafetler verilir, bununla birlikte,zerafetlerde ortaya çıkar. Bayramlarda,geleceğimizin teminatı olan, çocuklarımızı, çeşitli ödüller vererek, sevindirmeliyiz. Bizler, çocukken, arkadaşlarımızla, uzak ve yakın komşularımızı, ziyaret eder ve ellerini öperdik. Onlarda bizleri, hoş karşılarlar, bizlere şeker,bazanda yemek ikramında, bulunurlardı.                                             

     Bayramlar, bir işin yapılıp, başarılmasının da, övünç günleridirler. Bu bayramlardan biriside, ramazan bayramıdır. Ramazan bayramına nasıl gelindiğine, bakacak, olursak: Önce üç ayların geliş sevincini yaşadık. Peygamber efendimiz (sav) ”Allahım! Bizim için Recep ve şaban aylarını mübarek kıl ve bizi ramazan ayına ulaştır” buyurmuşlardır. Recep ve şaban aylarında, ramazan ayına hazırlık olmak üzere, ibadetlerimizde artışlar oldu, yapılan çeşitli ibadetler sayesinde, ruhlarımızda ve maneviyatımızda yükselmeler meydana geldi. Daha sonra, ramazan ayını coşkuyla, karşıladık. Ramazan ayı, bereket ayıdır. Bu ayda ibadet yapanı da, ticaret yapanı da, alanı da, satanı da, hep kazançlı çıkmıştır. Ramazan ayını, nasıl coşkuyla karşılayamazdık ki, yüce Peygamberimiz (sav) “Evveli rahmet, ortası mağfiret sonu cehennemden kurtuluştur” buyurmuşlardır. Müslümanlar, bu mübarek ayı, geceleri teravih namazları kılarak, gündüzleri de oruçlu olarak, geçirdiler. Zekâtları ve sadakalarıyla da, yoksulları sevindirdiler. Ramazan ayında, bir gece vardır ki: bin aydan daha hayırlı olduğu Kuran-ı kerimde kadir suresi ayet 3 de” Bin aydan daha hayırlıdır o, kadir gecesi” buyruluyor. Bu gecede Kur"an-ı kerim inmeye başlamıştır. O,kuran ki: bizim hayat planlarımızı çizen, istikametimizi tayin eden, hareket proğramımzı düzenleyen, varlık âlemine, nur saçan, insanları ebedi saadet evine, davet eden, ilahi mesajlar, dolusu kitabın inmeye başladığı, ayın sonu olan, bayramı kutluyoruz. Bu bayramın en başta gelen, özelliklerinden biriside, akraba ve dostların bir araya gelen bilmeleri ve karşılıklı ziyarette bulunup kaynaşmalarıdır. Bir milleti ayakta tutan, unsurlardan biriside, bayramlar ve ramazan ayı gibi mevsimlerdir. Bizler bayramlarda, neslimize güzel örnekler, sergilemeliyiz. Bizim büyüklerimizin “ Aaah, O,eski bayramlar ne güzeldi” dediklerini aratmamalıyız.  Bayramı, bayram gibi, ramazan-ı da ramazan gibi, yaşayanlara, ne mutlu. Değerli, okurlarımızın fıtır bayramını tebrik eder, bilvesile bu bayramın, dinimiz vatanımız, milletimiz, tüm insanlar için mutluluk ve esenliliklere, vesile olmasını, Cenap-ı Haktan niyaz ederim. Allah"a emanet olunuz.                                                                                      

Bu yazı toplam 3841 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.