ŞEVKET TANDOĞAN

ŞEVKET TANDOĞAN

ARKADAN VURMAK

             Her hangi birisini, özellikle dostunu arkadan vurmak çok tehlikeli bir ihanettir. Her ne sebeple olursa olsun kardeşini sinsice hançerlemek, çirkin bir kalleşliktir. Böylesi acımasız bir fitne ve ihanetin cezası elbette ki, büyük ve affedilemezdir.

          İdare mevkiindekiler sütten çıkma ak kaşık değildirler. Esasen hiç kimse pîr-ü pâk değildir. Tasvip etmesek de bal tutan parmağını yalamış olabilir. Hatta sü-i istimal mümkündür. Ancak bütün bunlar düşmanlarla işbirliği yaparak, çeşitli tuzak ve kumpaslarla hükümet darbesine ve memlekette fitne çıkarmaya gerekçe olamaz.

          Yapılan işin niteliğinden çok, sonucuna ve nasıl algılandığına bakmalıdır. Buna göre Gülen cemaati ve diğer cemaatlerden bazılarının son davranışlarının dostça ve Müslümanca olmadığı ortaya çıkmıştır. Zira dost kişi, kardeşini hatası ve savabıyla bağrına basar, hatası varsa usulünce ikaz eder, kol kırılır yen içinde kalır, asla arkadan vurmaz.

          İyi niyetli samimi bir dost insan, istikrarı bozacak fitne fesada yol açmaz. Ülkeyi karıştırıp kargaşa ve kaos meydana getirmez, millet ve din düşmanlarının ekmeğine yağ sürmez, düşmanları sevindirmek yerine kendisi üzülmeyi yeğler.

          Osmanlı Şehzadesi Cem Sultan, yurt dışında sürgündeyken Papa’nın huzuruna çıkarılmıştı. Bahtsız şehzade bu durumda dahî, protokol görevlilerinin; huzura baş açık diz çökerek girmesi ve mağfiret dilemesi yolundaki telkinlerini şiddetle reddetmiş “Ben mağfireti Allah Teâladan umarım. Papaya ihtiyaç yoktur. Ölümüme razı olurum, dînime zarar gelecek işi işlemem” demiş, baş eğmeksizin ve kavuğunu çıkarmadan Papayla konuşmuştur.

          Şehzade Cem Sultan’a dinini değiştirirse, büyük bir ordu toplayarak İstanbul’da kendisini tahta geçireceklerini söylediklerinde; “Ben dînimi Osmanlı sultanlığı değil, dünya padişahlığına değişmem” demiş, şahsının din ve devlet aleyhinde kullanılabileceği korkusuyla; “Ya Râbb! Kâfirler eğer din-ü devlete zarar vermek için beni âlet etmek istiyorlarsa, bu kulunu daha fazla yaşatma, ruhunu bir an önce dergâh-ı izzetine al” diye dua etmiş ve 36 yaşında vefat eden bu şehzade; yanındakilere “Ölüm haberimi hemen duyurun ki,kâfirlerin oyunları dursun” diye vasiyet etmişti.

          Yılar önce Dinler-arası diyalog ve hoşgörü sloganıyla F.Gülen’in Papa’ya yazdığı “Papa Hazretleri” diye başlayan sitayişkâr mektup çok dikkatimi çekmiş, özellikle Papanın huzurunda eğilmiş bükülmüş ziyaret görüntülerini beğenmemiştim. Protokol icabı bir nezaket olarak hüsnü-zan etmiştik. Zaman bazı şeylerin ilacı ve aynasıdır. Şimdi hakikat ortaya çıktı.

          Abdullah İbn-i Abbas’ın rivayetine göre Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Âhir zamanda yüzleri insana benzeyen, fakat kalpleri şeytan kalbi olan bir cemaat gelir. Bunlar kurtlara benzerler. Kalplerinde acıma kırıntısı yoktur. Kötülükten kan dökmekten sakınmazlar. Sözleşmeye uymaz aldatırlar. Arkandan çekiştirir yalan söylerler. Kendilerine güvendiğinde İHANET EDERLER…”  (Taberânî, Mu’cemü’s-Sağir:2/597)

          Sürgündeki genç Osmanlı Şehzadesi Cem Sultan’ın Papa’ya tavrı ile, ileri yaşlara gelmiş ve ABD de ikamet eden F.Gülen Hocanın tavrının kıyaslamasını irfan sahibi okuyucularımın takdirine bırakıyorum. Ayrıca yukarıdaki Hadis-i Şerif’i ârif olanlar anlarlar.

          Tarihî bir dönemeçteyiz. Açıkça söylüyorum: Herkes safını bilsin, yerini alsın. Ülkede istikrarın güvencesi, mazlumların umudu imanlı, cesur adam! Sayın Başbakan! Sen çok yoruldun ve yıprandın. Yine de dik dur eğilme, milletin duası seninle. Bil’hassa her Cuma gittiğin Karaca Ahmet ziyaretine devam et ki, Mevlâ’nın inâyeti ve pîranın himmeti üzerinden eksik olmasın.

          

Bu yazı toplam 1236 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum