Sıcak para ihtiyacının zaruret halini aldığı şu günlerde ülke ekonomisine küresel krediler de çare olmadı.

Sıkı para politikası ile devletin kasasına giden tüm musluklar sonuna kadar açılırken,devletten millete akacak tüm musluklar da sonuna kadar kapandı.

Devletin ekonomisi düze çıkarken milletin ekonomisi çöktü.

Devletten payını alamayanlar nakit ihtiyacını bankalardan kredi kullanarak giderdi.

Vatandaş aldığı kredi ile para kazanacak ve vadesi gelince de ödeyip kurtulacaktı.

Krediyi aldı ama para kazanamadı kredilerin vadesi geldi.

Kazandıkları kadar kredi alanlar ise hala ayakta.Ama onlar da gelirlerini artıramadı ve sadece eski kazançlarıyla

idare ediyorlar.Oysa onların da gelirleri azaldı ve artık eskisi kadar kazanmıyorlar.Ayakta kalabilmeleri ise tamamen giderlerini azaltmalarına bağlı.

Devlet muslukları kapatmışken bankalar bu kadar parayı nereden buluyor?

Her isteyene kolayca para veriliyor.

Paranın tamamı yabancı finans kurumlarından geliyor ama yabancı sermaye

olarak değil.Çünkü yabancı sermaye yatırım amaçlı gelen sermayedir.

Bu paralar ise tamamen kredi amaçlı ve faiz geliri için geliyor.

Milli ekonomi için ise tabiiki faiz gideri.Yani eskiden devletimiz öderdi yabancılara faizi şimdi doğrudan millet ödüyor.Bu nedenle  Maliye Bakanımız uyarıyor "ödeyebileceğiniz kadar kredi alın" diye.

Kendi ülkesinde yüzde bir faiz kazanan dolar,ülkemizde yüzde onbeş kazanıyor.Çünkü kendi ülkesinde kar oranları da

yüzde birlerde seyrediyor.Yani ABD de bir dolar para kazanmak için yüz dolarlık yatırım yapmak gerekiyor.

İster faize yatırsın ister başka bir yatırım aracına ya da üretime.

Ama ülkemizde elli dolar kazanmayan işe kimse yüz dolar yatırmıyor.Yani ülkemiz bir yatırım cenneti.

Ama bunlar yatırımcı değil tefeci.Yatırımcı olsa yabancı sermaye

olacak,ekonomi canlanacak.Tefeci olunca faizi koyup cebine gidiyor.Ne üretim artıyor ne milli gelir.

Mademki bu kredilerle kalkınma planlanıyor o zaman halka iki yıl ödemesiz on yıl vadeli ve düşük faizli krediler ithal edilsin.

Bu yapılmayacaksa yapılacak tek şey mali disiplini bozmadan para musluklarının açılmasıdır.Ücretlilerden başlanmak üzere  

piyasaya para sunulmalı ve talep canlandırılmalıdır.İnşaat sektörü başta olmak üzere tüm sektörler sırayla faaliyete geçirilmelidir.

Piyasaya para verirken hammaddesini devletin ürettiği sektörlere öncelik vererek geri dönüşüm sağlanmalı ve kamu maliyesi

korunmalıdır.

Yabancı sermaye hususunda ortadoğu ülkelerine siyasi ilişkilerin geliştirilmesi kapsamında sıkı takip yapılmalı ve ortadoğu

sermayesi mutlak surette ülkemize çekilmelidir.Kredi amaçlı olarak gelen tefeci batı sermayesine karşı halkımız BDDK

tarafından koruyucu tedbirlerle korunmalıdır.Ticari olmayan taşıt ve konut kredileri gibi tüketim kredileri kısıtlanmalı ve

üretim kredileri daha düşük kredi maliyetleri ile desteklenmelidir.

Yabancı sermayeden daha yararlı olan gurbetçilerimizin paraları mutlak surette ülke ekonomisine kazandırılmalıdır.TOKİ tarafından

Marmara,Ege ve Akdeniz manzaralı bir kaç tip yazlık veya kışlık konutlar yapılıp sadece gurbetçilerimize satılabilir.Yada Arsa Ofisi

tarafından sadece gurbetçilerimize satılmak üzere arsalar üretilebilir.Gurbetçilerimiz sadece kendilerine özel bu yatırım araçlarını talep

edecekler ve kendilerine verilen bu değerden dolayı ülkelerine minnettar kalacaklardır.Üstelik onların parası sömürü amacıyla gelen

hain para da değildir.Çünkü bu sermaye yabancı değildir.