Türkiye’de çocuk olmak(!)

Tarık Sezai Karatepe

Türkiye’de çocuk olmak(!)

 

18’inden önce imza yetkisi yok. Kimlik çıkaramaz kendine. Adını değiştiremez. Evlenemez. Oy kullanamaz. Aday olamaz. Yönetici asla!

Ev araba alamaz. Ehliyeti yoktur. Trafiğe çıkamaz, bu yüzden. Cezasını velisi öder. İşe giremez. Kadro alamaz. Gol atar, parasını babası alır.

Siyaset yapamaz, slogan atar sadece. “Politikaya bulaşma!” denir, külfete razıdır. Her nasılsa nimeti ‘müteahhit başkan’ kazanır.

Edirne’nin ötesine gidemez. Vize bile yetmez, ‘kabul belgesi’ gerekir. Bir geziye katılacak olsa, ‘ana baba izin kağıdı’ çıkarır. Spor yapsa ‘sağlık raporu’

17 yaş 364 günlükse fiili duruma mahkumdur, babasına teslim edilir, ‘çocuk’tur adı.

…………………..

Ne var ki 18’inden önce yaptığı tercihin cezasını çeker, ömür boyu. 15’inde liseye başlar. 16’sında eşit ağırlıkçı, sözelci, sayısalcıdır. İzlediği bir filmden, tanıdığı birinden etkilenir, fena halde.

“Sınavda alan değiştireyim!” der, lakin pahalıya patlar. 12 net geriden gelecektir. 16’sında mutsuzdur, küsmüştür hayata. Boyun eğer. Kısık kısık ağlar, bir köşede.

Matematik bir hevestir, onunki. Cılız bir nefes.

Düz’ü böyle de, ya diğeri?

“Sen misin meslek lisesine kaydolan! Kurutmamış mıydık kökünüzü? 1.5 milyonsunuz, ama biz de 21 kişiyiz. Kim daha çok, tabi ki biz!

Eğer yine de İHL’den avukat, Kız Meslek’ten doktor, Sağlık Meslek’ten öğretmen, Ticaret’ten mühendis, Endüstri Meslek’ten kimyager çıkmak istiyorsan, sana tavsiyem:

Derin bir uykuya yat, yorganı başına çek, kirpi gibi tortop ol, sabah kalk, bir şeyciğin kalmaz!”

“Demek Mesut ‘yarasa’, siz ‘kirpi’ diyorsunuz bize. Alacağınız olsun, münker nekir sağolsun!

Ama kabahat bizde! Düz’ü, mesleklisi… bir yıl protesto etsek sınavı, dize gelirsiniz. Bu yazı bir kıvılcım olur belki!”

Bununla kalmaz, 18 yaş altının çektiği:

Nimette reşit olmayan külfette çeker cezayı. Kalabalıkta fark ederler seni. Sen misin ÖSS’yi anlamsız bulan, “Kaldırılsın!” diye bas bas bağıran?

Bak gördün mü, sabah sabah rahatsız ettin, Daruşşafakalıyı, Galatasaraylıyı…! Karga tulumba götürürler seni, gürültü kirliliğinden şu kadar, asayişi bozmaktan bu kadar kefalet yatır!

Yediğin dayak, işittiğin küfür de yanına kar kalsın! Ödesin asgari ücretli baban, alsın boyunun ölçüsünü!

Bir daha da boyundan büyük işlere kalkışmasın! Neyine gerek, başkası için fedakarlık! Yan gel yat, güneşe karşı!

“Taşralı, evine! Eylem senin neyine!”

…………………………..

14’ünde bir delikanlı. Bıyıkları yeni terlemiş. Ayva tüyleri, yüzündeki. Sıkı sıkı sarılmış anası. “Vermem oğlumu, mapus damlarında çürütmem!”

“Senin oğlun azılı bir suçlu. Memleketi o batırdı. Bankaları o boşalttı. Ege Akdeniz sahillerini o kapattı. Otel onun, sahil onun. Deniz onun, ada onun. Senin oğlundur, ağız tadıyla tatil yaptırmayan. ’Vize’yle bile giremiyoruz denize, senin oğlunun yüzünden!”

“Benim oğlum henüz 14’ünde, sabi daha. Şehirlerden Hakkari’yi, artislerden Gani Şavata’yı tanır. Bir de Polat’ı. Bırakın da okula gitsin, ailemizin umudu o!”

“Önce nöbetçi mahkemeye, sonra savcıya çıkacak. Orda anlatırsınız derdinizi. 8.5 yıla razı olsun. Berivan Kanunu bu. İyisi mi avukat tutun, yoksa…!”

………………………….

Istanbul’da Bilderberg otel tutar, kamp kurar, siyonizmin gelecek 100 yılını planlar. Habersizdir mülki amir, sokmazlar içeri. İzin mi? Masonlar izin almaz, izin verir.

Bakan kendini avutur: “Katılırsak konuşulanları biliriz, hiç olmazsa! Sırt çevirirsek bilemeyiz, tehlike nerden gelir?”

Katıldın da önledin sanki! Kabil’in işgalini, Filistin’e tecriti, Pakistan’a tehciri; para basıp para satan sermaye düzenini…

Hakkari’de arslan kesilen, Bilderberg’de kedidir. Taş atmazlar çünkü onlar, dökme kurşun atarlar Gazze’ye, Beytüllahim’e…

Hani yasaktı Mason dernekleri? 14’ündekine şahin, 54’ündekine güvercin! Budur adaleti, Yeni Dünya Düzeni’nin.

……………………………

18’in altında iki kat ceza çeker, suça itilen! Bir namerde kapılmışsa ‘hayat kadını’dır artık. Vesikası çıkar, vergisi alınır peşin peşin. ‘Vücut kirası’dır, ona söylenen. Ne kadar zina, o kadar gelir!

Bir savcı suç duyurusunda bulunmaz, bir hakim hayat kurtarmaz. Kurtarırsa geleceğini kurtarır, partide liste başı!

Bir avukat ücretsiz bakmaz, davasına. “Bu da kazancımın zekatı olsun!” demez. Kınar geçer, hemen hepsi. “Bizim günahımız!”mış, umursamaz.

18’ine gel bir an önce, ne olur ne olmaz! Evin, sokağın, parkın… bir daha senin olmaz!