Tehlikenin Farkında mısınız?

Emrullah KILIÇ

Cehennem var mı yok mu?

Son günlerde İskandinav ülkelerinde bu tartışılıyor.

Tartışmanın çıkış noktasını, Norveç"teki yeni İncil çevirileri oluşturuyor. 2010 yılına kadar bitirilmesi planlanan bu çeviriler, özellikle Yeni Ahit"teki cehennem tarifiyle ilgili. İncil"de açık bir şekilde cehennem ile ilgili bir tanımın bulunmadığını belirten Protestan papazlar “Tanrı bize sonsuz sevgisini bağışladığı için cehenneme göndermez diyor”

Cehennem tanımının ilk kez Ortaçağ"da yapıldığını ifade eden papazlar, bunun kilise doktrini olarak sonradan Hıristiyanlığa sokulduğunu öne sürüyorlar.

Cehennem yok diyen diliniz yansın diyesi geliyor insanın!

Tartışmaların odağında yine Protestan bir tutum var.

Martin Luther tarafından temelleri atılan, Hıristiyanlığı derinden sarsan, çağdaş Batı kültürü ve toplumsal yapısının oluşumunda temel etken olan bir akımdır Protestanlık.

Bu akım Reform hareketleriyle başlamıştır. Katolik geleneğe, kiliseye karşı bir başkaldırıdır. Bireyselliğin önemine vurgu yaparak dogmatizmi sorgulamış ve bu günkü Batının temellerini oluşturan bir değer olmuştur.

Bu gelenekte din sadece imana indirgenmiş, onların söylemiyle Tanrı ile birey arasında ki aracılar(kilise-papaz) kaldırılmıştır.

Adeta herkes kendi vicdanını din haline getirmiş, herkes kendisinin peygamberi olmuştur.

Mutlak adaletin gerçekleşeceği yer ahirettir. Cennet ve cehennem de bunun için vardır. Bu inanış uzak doğu dinleri hariç diğer dinlerde mevcuttur.

O halde yapılmak istenen nedir?

 Amaç dinin temel metinlerine dokunmadan anlamını bozmak. Geleneksel anlayış ve algılayışları da yok sayarak modern insanın beklentilerine (heveslerine) uygun hümanist bir din ortaya koymak.

Cenneti ve cehennemi olmayan, sadece imana indirgenmiş, ibadeti önemsemeyen ve bireyin vicdanına hapsedilmiş bir din.

Allah"a çocuk isnat eden, tevhit"i teslis"e dönüştüren, dinlerini oyun ve eğlenceye dönüştüren insanlardan cehennemi de inkâr etmeleri elbette beklenir.

Bu, dejenere olmuş bir din için normal bir süreç.

Ancak asıl yapılmak istenen ve tehlikeli olan başka bir şey var.

Batılı, kendi tarihsel sürecini, karşısında direnen tek güç olan İslam"a uygulamak istiyor. Bunun için işbirlikçilerini harekete geçiriyor.

İslam"ın Protestanlaşmasını sağlamaya çalışıyorlar.

Hatırlarsanız Kur"an"dan ahkâm ayetlerini çıkarmayı önerenler bile olmuştu.

Ama bunun gerçekleşemeyeceğini gördükleri için başka metotlara başvuruyorlar.

Dinin, temel sabitelerini değiştiremedikleri için anlamında/anlaşılmasında değişikliğe giderek dini tahrif etme yoluna gidiyorlar.

Vicdanlara hapsedilen amelsiz bir dinin, bireyselleşen müslümanın direncinin olamayacağının ve yutulması daha kolay bir lokma olduğunun onlar farkındalar.

Ya siz tehlikenin farkında mısınız?