TARİHİ KONAKLARA SADECE İSİMLERİNİ YAZMAKLA OLMUYOR...

Şuayip Yaman Görünen Köy

İlçemizdeki tarihi konaklara sadece sahiplerinin isimlerini yazmakla olmuyor. Onların soy ağaçları ile birlikte yaşam tarzları, örf, adet, gelenek-görenek ve kültürlerinin de o mekânda canlandırılması gerekir...

İlçemizde iki kat olan tarihi konaklar yapılırken işlevsel ve kültürel detaylarla bezenmişlerdir. Bu evler zemin katları taş, üst katları ahşap iskelet içine ahşap veya kerpiç dolgu sistemi kullanılarak inşa edilmiştir...    

İlçemizde 12 konak ve 1 camii (Tahtalı Camii); Kültür Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 14.11.1981 tarih ve A-3165 sayılı kararı ile tescil edilerek koruma altına alınmıştı.

Bu karar metninde; Ankara, Çubuk, Eski Eserler tescilleri hakkında Kültür Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğünün 2.9.1981 gün ve 5465 sayılı yazısı okundu ekleri incelendi yapılan müzakere sonunda : “Ankara; Çubuk İlçesinde ekli listede adı ve adresleri belirtilen eski eserlerin 1710 ve 5805 sayılı yasalar uyarınca, korunması, gerekli eski eser olarak tescil edilmelerine ve bu yapılara ilişkin onarım, değişiklik gibi her türlü yapılanma ve yıkım istemleri ile bitişiği ve yakın çevresinde yer alan parsellerdeki yeni yapılanma istemlerinde, gerekli belgelerle kurumumuza başvurulması ve alınacak karar doğrultusunda uygulamaya geçilmesi gereğine denilmekte idi.

İlçemizde sayıları 12'yi bulan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescillenmiş “ Ankara Evleri” yapısı özelliklerini taşıyan tarihi evlerin restore edilmesi için Çubuk Kaymakamlığı ve Belediyesi tarafından Nisan 2010 yılında çalışmalar başlatılmıştı.
 

Süreç içinde 12 konaktan 6’sı restore edilmemiş yıkılıp yeniden yapılmıştır. Bunlar sırasıyla;

  1. Bekir Ağalar Konağı
  2. İzzet Korman Konağı 2016,
  3. Ali Şükrü Yıldırım Konağı 2017,
  4. Konyalı Terzi Musa Ünsal Konağı.
  5. Hamdi Ağalar Konağı,
  6. Mazhar Balcı Konağı, (Kaymakamlık Konağı)

Yukarıdaki adı geçen tarihi konaklar İlçe Belediyesi, tarafından kamulaştırılmış, bunlardan (Ali Şükrü Yıldırım Konağı ile Mazhar Balcı Konağı-Kaymakamlık Konağı restore edilirken çökmüş, Konyalı Terzi Musa Ünsal Konağı ise kendiliğinden yıkılmıştır.

Bu konaklar yıkılarak yeniden yapılmış, konakların dış cepheleri aslına uygun olarak yapılmış olup, içlerinde ise bazılarında oynamalar mevcuttur.

Tarihi konaklardan sadece Paşa Ağalar Konağı ile Hüseyin Çavuş Konağı mirasçıları tarafından (iç ve dış cepheleri) aslına uygun olarak restore edilmiştir.

 “Restore: (eski ve değerli bir yapıyı) bozulmuş, yıkılmış yerlerini, bölümlerini aslına uygun bir biçimde, aslını bozmadan onarmak. Demektir.

Tarihi konaklardan;

  • Bekir Ağalar Konağı “Şehir Müzesi” oldu.
  • İzzet Korman Konağı 2016 , “ Çubuk Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Aile Destek Merkezi”   olmuş.
  • Ali Şükrü Yıldırım Konağı 2017.  Bir müstecire kiraya verilmiş.  İşletmeye “Pasha Lounge” adı verilmiş. İngilizce bir terim. Türkçesi yok muydu? Tarihi bir konağa yabancı bir isim vermek nerede görülmüş? Tarihi konaklara böyle mi sahip çıkacağız?

Pasha Lounge:  Türkçesi Paşa Konağı demek...

Paşa Lounge yerine Paşa Konağı yazılabilirdi...

  • Hamdi Ağalar Konağı, “Kütüphane” oldu.

 Kültür ve Turizm Bakanlığı-Çubuk İlçe Halk Kütüphanesi bu konağa taşınacakmış.

  • Paşa Ağalar Konağı, mirasçıları tarafından restore edildi. Şu anda mirasçılardan bir aile oturuyor.
  • Hüseyin Çavuş Konağı, mirasçıları tarafından restore edildi. Şimdilerde  “Nihal Hanım Konağı adıyla Köy Kahvaltısı ve Yöresel Yemeklerin yapıldığı bir işletme olarak ilçe halkının hizmetine açıldı.   “Nihal Hanımın Konağı” yerine, “Nihal Hanımın Mutfağı”  adı konsaydı daha güzel olurdu.

‘Nihal Hanımın Mutfağı’nda kaybolmaya yüz tutan yemeklerimiz sergileniyor. Burada emeği geçenlere (Konağın mirasçıları ile işletmecilerine) ilçe kültürüne katkı ve desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Darısı diğer konakların başına...

  • Mazhar Balcı Konağı-Kaymakamlık Konağı, henüz inşaat aşamasında.

“HAMDİ AĞALAR KONAĞI” KÜTÜPHANE OLDU...

Yukarıda bahsi geçen konaklardan biri de “Hamdi Ağalar Konağı” dır.

Hamdi Ağalar Konağı eski Belediye başkanlarımızdan rahmetli Hamdi Gedikoğlu’na aittir.

Hamdi Ağa eşi Hatice ve 7 çocuğu (Saffet, Kerim, Hanim, Firdevs, Mustafa, Rıfat ve Zeynel) ile bu konakta yaşamıştır.

Hamdi Gedikoğlu 3 dönem, oğulları Mustafa Gedikoğlu ve Rıfat Gedikoğlu ise birer dönem Belediye Başkanlığı yapmış;

Hamdi Gedikoğlu:  (1926-1930)

         (1933-1930)

                                 (1939-1944)

Mustafa Gedikoğlu: (1956-1960)

Rıfat Gedikoğlu      :(1973-1977)

Dönemlerinde ilçeye önemli hizmetler vermişlerdir. Hamdi Ağa ve çocuklarının tamamı vefat etmiştir. Allah rahmet eylesin, mekânları cennet olsun...

Kütüphane olan ‘Hamdi Ağalar Konağı’nın yerini kim biliyor?

                                                                      

Ankara Valiliği’nin katkılarıyla Çubuk Belediyesi’nce restore edilmesi mümkün olmayan ve bu yüzden yıkılıp yeniden yapılan “Hamdi Ağalar Konağı”na, Cumhuriyet Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Caddesi üzerinde faaliyet gösteren Çubuk İlçe Halk Kütüphanesi taşınacakmış.

Tarihi Konağı’nın yerini Hamdi Ağa’nın akrabaları, komşuları ve halktan birkaç eşraf bilir.

Çünkü Kütüphane yapılan binaya “Hamdi Ağalar Konağı” adı henüz yazılmamış...

Tarihi Konağın üzerine “kütüphane” diye yazdıranlar, Konağın bir kenarına da “Hamdi Ağalar Konağı” yazdırmayı ya unuttular, ya da gerek duymadılar, ya da hala yazdırmakla meşguller...

Yapımı tamamlanan tarihi konaklara Bekir Ağalar Konağı, Ali Şükrü Yıldırım Konağı 2017, İzzet Korman Konağı 2016, Konyalı Terzi Musa Ünsal Konağı gibi konaklara yapımları tamamlanır tamamlanmaz anında maliklerinin isimleri yazılırken, yapımı yeni tamamlanan “Hamdi Ağalar Konağı”nın isminin yazılmamasına bir anlam verebilmiş değilim. Çevre sakinleri de benimle aynı görüşte...

Hamdi Ağalar Konağı eski Belediye başkanlardan Dr. Tuncay Acehan döneminde İlçe Belediyesi tarafından kamulaştırılmış, restore edilmeden yıkılıp yeniden yapılmış, şimdilerde sadece konağın ön ve Mesut Sokağa bakan tarafında büyük harflerle  “KÜTÜPHANE” diye yazılmış...

Yapımı tamamlanan 2 katlı Kerpiç Ev’in dış cephesi aslına uygun olarak yapılmış. Alt kat tamamen salondan ibaret olup, salonun bir kenarına mutfak ve tuvalet yapılmış...

Oysa konağın orijinalinde alt katta; Süt Evi, Aş Evi, Ambar Evi, Hayat ve Samanlık vardı. Bunlardan eser yok.

KONAKLARIN ÜZERİNDEKİ TARİHLER İLK YAPILDIKLARI TARİH OLMALIYDI...

İzzet Korman Konağı yazısının yanına 2016, Ali Şükrü Yıldırım Konağı yazısının yanına  ise 2017 yazılmış. Bunlar konakların yeniden yapıldığı tarihler.

 Oysa bu tarihi konakların üzerine ilk yapıldıkları tarihler yazılmalı idi. Vatandaş bunu ilk yapıldığı tarih olarak algılar. Yani yeni yapılmış bina olarak algılar. Binanın üzerinde tarihçesi ile ilgili bilgiler de olmadığı için tarihi konaktan bahsedemezsiniz...

Örneğin Hamdi Ağalar Konağı 1930 yılında, Ali Şükrü Yıldırım Konağı ise 1936 yılında yapılmış...

Ali Şükrü Yıldırım Konağı’nın arkası bahçe idi ve bahçede meyve ağaçları vardı. O güzelim meyve ağaçlar kesildi. Yerine tek katlı ek inşaat yapıldı. Bu ek yapının Tarihi Konak ile ne alakası var? Bu ek inşaata kim veya kimler nasıl izin verdi?

İzzet Korman Konağı’nın bahçesi ise aynen korunmuş. Fakat onun da bahçesindeki ağaçlar yok...

KONAKLARIN TARİHİ VASIFLARINI İFADE EDEN BİR EMARA YOK...

Bu konakların tarihi konak olduğuna dair bir emare yok...

İlçeye dışından gelen birisi buraların tarihi konak olduğunu nereden bilecek?

Vatandaşların doğru bilgilendirilmesi gerekmez mi?

Ayrıca; Bu tarihi konakların gerek inşaat aşamasında, gerekse tamamlandıklarında Kültür Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından kontrol ve denetimlerinin yapılması gerekmez miydi?

SADECE KONAĞIN İSMİNİ YAZMAKLA DA OLMUYOR...

Tarihi ev ve konaklara sadece sahiplerinin ismini yazmakla da olmuyor. Konakların ön cephelerine ve de görünecek bir şekilde o konağın tarihçesinin de yazılması gerekirdi.

Tarihi konağın üzerindeki bir yere ufacık bir yazıyla; Bekir Ağalar Konağı, Ali Şükrü Yıldırım Konağı 2017, İzzet Korman Konağı 2016, Konyalı Terzi Musa Ünsal Konağı diye yazmakla tarihi eser oluyor mu?

Şimdi dışarıdan birileri gelse ve bu tarihi konaklardan birini gezmek istese, bu tarihi konağı nasıl bulacak, konuyla ilgili yön levhaları var mı, Tarihi konak olduğunu hangi tabeladan veya broşürden öğrenecek?

Diyelim ki konağa girdi. O konakta kimler yaşamış, Salı yaşamış, herhangi bir doküman veya bir bilgi var mı?

O konaktaki kurum yetkilisi vatandaşın o tarihi konağı rahatça gezmesine veya fotoğraf çekmesine izin verebilecek mi?

TARİHİ KONAKLARA TARİHÇELERİNİ GÖSTEREN LEVHALAR MONTE EDİLMELİ...

Tarihi konakların ön cephelerinin bir köşesine dikkat çekecek bir şekilde bir levhaya tarihçesi yazılarak monte edilmelidir.

Ayrıca tarihi ev ve konaklarda oturan malikleri adına bir oda tahsis edilmeli. Ayrıca konak  içinde o aile ile ilgili geçmişe dönük kullandıkları eşyalar, aile fotoğrafları, biyografilerini gösterir dokümanlar sergilense kötü mü olur?

Bırakın malikleri adına bir odayı tahsis etmeyi Şehir Müzesi yapılan Bekir Ağalar Konağı’na, konağın sahibi Bekir Ağa’nın iki fotoğrafını bile yakınları uzun uğraştan sonra astırdılar. Çünkü mirasçılarının bu konudaki haklı mücadelelerine şahit olmuş biriyim.

   

Ankara’nın Beypazarı, Güdül ve Ayaş gibi, özellikle de Beypazarı İlçesi, tarihi evleri ile her yıl düzenledikleri festivallerle on binlerce turist çekip milyonlarca lira kazanırken,

İlçedeki tarihi konaklar ilçe turizmine kazandırılamamış; tarihi 12 konaktan sadece ikisi restore edilmiş; Paşa Ağalar Konağı, Hüseyin Çavuş Konağı gibi.

Diğerleri restore edilmeyip, yıkılıp yeniden yapılmış, normal bir bina vasfına dönüştürülerek bazı kurumlara tahsis edilmiş; İzzet Korman Konağı ile Hamdi Ağalar Konağı gibi.

Konyalı Terzi Musa Ünsal Konağı ile Mazhar Balcı Konağı’nın akıbeti ise ne olacağı henüz belli değil...

İlçedeki tarihi ev ve konaklara ve onların sahiplerinin hatıralarına böyle mi sahip çıkacağız?

Tarihi Konaklardan; Bekir Ağalar Konağı, Hamdi Ağalar Konağı, İzzet Korman Konağı ve Ali Şükrü Yıldırım Konaklarını kamulaştırırken mirasçılarının maddi yönden mağdur edildiği yetmiyormuş gibi, şimdilerde de konakların tarihi vasıflarına yeteri kadar sahip çıkılmayarak manevi yönden mağdur ediliyorlar...

Üstelik o tarihi konaklar çok ucuza kamulaştırılmıştı. O zamanki kamulaştırma meblağları ile şimdi o konakların bir odasını bile satın alamazsınız...

Zaman zaman görüştüğüm tarihi konak sahiplerinin yaşayan mirasçıları, “Tarihi konakların parasında pulunda gözümüz yok. Yeter ki konaklara layıkıyla sahip çıkılsın, değer verilsin. Atalarımızın yaşadığı o mekânları gördükçe içimiz sızlıyor. Bizim de çocukluğumuz o konaklarda geçti. O konaklarda güzel hatıralarımız var. Şimdilerde doğup büyüdüğümüz o yerlere uzaktan bakıyoruz. En büyük isteğimiz o konaklarda yaşayan atalarımızın hatıralarının canlandırılması ve yaşatılması. Atalarımızın kemiklerini sızlatmasınlar... ” şeklinde dilek, istek ve şikâyetlerini dile getiriyorlar.

Buradan etkililere ve yetkililere sesleniyorum; Lütfen bu tarihi konak sahiplerinin kemiklerini sızlatmayın...

İlçedeki tarihi ev ve konaklara gerçekten sahip çıkılacaksa; “İLÇE MERKEZİNDE GEZİLECEK TARİHİ EV VE KONAKLAR” adlı tanıtım broşürleri hazırlanmalı ve festivallerde ziyaretçilere dağıtılmalı...