Ankara'nın birçok ilçesinde olduğu gibi Çubuk’ta da hobi bahçeleri son yıllarda büyük ilgi görüyor. Şehirde yaşayan insanlar küçük parsellerde toprağa dokunmak, doğal ürünler yetiştirmek ve nefes almak için bu alanlara yöneliyor. Ancak bu bahçelerin bir kısmı tarım arazisine izinsiz kurulduğu gerekçesiyle yıkımla karşı karşıya.
Elbette tarım arazilerinin korunması önemli. Ancak bu bahçelerde yıllardır emek veren, kendi sebzesini yetiştiren vatandaşların çabası da göz ardı edilmemeli. Peki, bu alanlar yıkılmadan da değerlendirilemez mi?
Ruhsatlı ve Kontrollü Kullanım
Kaçak yapılar yerine, tarımsal üretimi destekleyen kontrollü yapılar önerilebilir. Belediyelerin ve ziraat odalarının gözetiminde ruhsatlandırılmış bahçeler, hem toprağı korur hem de insanların doğayla bağ kurmasına olanak tanır.
Üretime Dönük Dönüşüm
Çubuk gibi tarım geleneği olan ilçelerde bu bahçeler, küçük üretim alanlarına dönüştürülebilir. Organik tarım, fide yetiştiriciliği, arıcılık gibi alanlarda eğitim verilerek üreticiler desteklenebilir. Belediyeler, bu üretimleri pazar alanlarına taşıyacak modeller geliştirebilir.
Tarım Turizmi ve Eğitim Alanı
Bu bahçeler aynı zamanda çocukların doğayı tanıdığı, gençlerin tarımı öğrendiği eğitim alanlarına da dönüşebilir. Doğa yürüyüşleri, tarım atölyeleri, yerel ürün tanıtımları gibi etkinliklerle kırsal turizm canlandırılabilir.
Topluluk Bahçesi Modeli
Kişisel kullanım yerine ortak kullanım alanları oluşturulabilir. Kooperatifler eliyle yönetilen topluluk bahçeleri, hem sosyal dayanışmayı artırır hem de üretimi destekler.
Son Söz
Yıkmak kolaydır. Ama asıl mesele yapıcı olmaktır. Hobi bahçeleri konusunda da çözüm, diyalog ve akılcı dönüşümde yatıyor. Çubuk gibi üretken ilçelerde, bu alanlar tarımın ve doğanın geleceği için bir fırsata dönüştürülebilir.