Kendisini yiyen piranalar (AK PARTİ’NİN UYANIKLARI)

Safa Asya

KENDİSİNİ YİYEN PİRANALAR

(AK PARTİ"NİN UYANIKLARI)

Başarılı bir başbakanı muhalefet partileri engelleyemez. Ak Parti"nin son seçimde almış olduğu oyların düşme sebebi kesinlikle Başbakanın Ak Parti"deki hasımlarıdır. Ak Parti genel başkanının kendi partisinde kendi partisine zarar veren kişiler olabilir mi? Öyleyse okumaya devam edelim. Türkiye de Ak Partiye oy kaybettirecek bir muhalefet var mı? Yapılacak ilk seçimde iktidara göz kırpan bir parti var mı? Diyelim ki var o zaman hangi partidir ve oylarını ne kadar artırmıştır? İktidar olması için yeterli midir? Böyle bir parti yoktur. Gönül isterdi ki her seçim döneminde ayrı bir heyecan yaşansın ve halka her parti inandırıcı pek çok ümitler vaad edebilsin. Tüm siyasi partiler kardeşçe bir yarış sürdürsünler, sonuçlar kabullenilsin ve ülkenin milli çıkarlarında hep mutabık kalınsın. Galiba daha zaman var. Gelelim Ak Parti"ye.. Ak Parti"nin yerel seçimlerde oy kaybetmesinin iki sebebi olabilir: Ya Ak Parti bir takım yanlış icraatları için halktan uyarı almıştır. Ya da aday belirlemede yanlış kriterlerin kurbanı olmuştur. 2003 yılından bu yana gerek Türkiye ekonomisinde ve gerekse iç ve dış siyasette bir iktidar partisini iktidardan edebilecek hatalar yapılmamıştır. Oy kaybının nedeni bu olamaz. O halde asıl neden Ak Parti"nin yerel seçimlere iyi hazırlanamamasıdır. İyi bir seçim stratejisi geliştirilememiş,”seçimlerde oy oranları nasıl artırılabilir” felsefesi yerini; “zaten çok olan oy oranlarından artık nasıl yararlanılabilir” düşüncesine terk etmiştir. Bu düşünce tarzı sadece yerel bazda değil maalesef genel siyasetçilerde de kendini göstermiştir. “Belediye başkanı kim olmalıdır” sorusuna verilen cevaplar: Bölge milletvekili: İleride miletvekili adayı olup da benim ayağımı kaydıracak biri olmasın da kim olursa olsun. Urfalı Fakıbaba"nın sayın başbakanla ya da sayın başbakanın Fakıbaba ile ne sorunu varmış merak ettim doğrusu. İl başkanları: Kendisinden bir şey istediğim zaman emir telakki edecek biri olmalı. İleride beni tanımayacak ya da ağırdan alacak biri olmamalı. Gelecekte il başkanlığına da aday olma ihtimali olmamalı. Yani ilçe sınırlarını kendi sınırı kabul etmiş biri olmalı. İl belediye başkanının kim olacağını zaten bana sormazlar. Kim olursa iyi geçinmek lazım. İlçe başkanları: İlçe başkanı olarak belediye başkanından üstünüm. Üstün olduğumu kabul edecek bana tafra yapmayacak, istediğim meclis üyelerini istediğim sıraya yazacak, seçildikten sonra da beni ekarte etmeye uğraşmayacak biri olmalı. Gerekirse belediyeyi dışarıdan yönetebilmeliyim. Ortak düşünce, yöneten değil yönetilen belediye başkanı. Peki sayın başbakan imzaladığı parti tüzüğünde, parti teşkilatlarına belediye başkan adaylarını belirlemede hangi kriterleri esas almalarını söylemiş? Anket yapılacak, teşkilat temayülleri yapılacak, genel merkez araştırmaları ve ilave soruşturmalar yapılacak demiş. Sonuçta tüm adaylar arasından halka en iyi hizmeti verecek adayın bulunması amaçlanmış. Yani yönetilen değil yöneten başkan istenmiş. Parti kriterlerinde bir takım milletvekillerini, bazı il başkanlarını yada ilçe başkanlarını mutlu etmek gibi bir amaç yok. Sadece halka en iyi hizmeti üretecek adayın belirlenmesi ve Ak Parti"nin daha çok oy alması için bu kriterler geliştirilmiş. Ak Parti"den bir şeyler götürecek adaylar değil Ak Parti"ye bir şeyler getirecek adaylar kazanılmak istenmiş. Kanımca da doğru yapılmış. Tabi Ak Parti"nin milletvekillerinin, il başkanlarının ve ilçe başkanlarının çoğunluğunu bu işgüzarlığın dışında tutuyorum. Ama kendi bireysel menfaati için birinci sınıf belediye başkanları yerine ikinci sınıf adayları dayatıp pek çok yerde Ak Parti"ye seçim, ülke genelinde de oy kaybettiren bu milletvekilleri ile il başkanlarını ve ilçe başkanlarını kınıyorum. Bu parti bu ülkeyi yeni ufuklara götürürken ve halk da muhalefete itibar etmezken, muhalefetin yapamadığını yapıp sayın başbakana ve onun nezdinde Ak Parti"ye oy kaybettirmek ne büyük aymazlıktır. Teşkilatçıya düşen parti tüzüğüne uygun hareket etmektir. O tüzüğü yazanlar kendilerini düşünerek yazmamışlar, halkı düşünerek yazmışlardır. Tüzüğü okuyan kişi bunu kolayca anlar. Ama menfaati olan anlamaz. On yıl sonrası için özlenen Türkiye"nin hayalini kuramayan da anlamaz. Onlar “bu tüzük de neymiş ki, kim uyuyormuş tüzüğe” derler? Genel seçimlerde samimi olarak Ak Parti için çalışırlar, yerel seçimlerde de kendilerine.. Onlar böyle dedikleri müddetçe Ak Parti erimeye devam eder. Ey parti tüzüğünü hiçe sayıp pirana balıkları gibi sayın başbakanın karizmasını yiyen teşkilatçılar! Kendinize gelin ve onurlu bir davranış gösterin. Siz olmazsanız bu parti daha da ileriye gidecek. Siz milletvekili olmasanız da olur, sizin adamınız belediye başkanı olmasa da olur, meclis üyelerini siz yazmasanız da olur. Ama bu menfaatçiliğiniz neticesinde bu parti giderse şu an alternatifi yoktur.Sayın başbakana da yazıktır, daha fazla hakkını yemeyin.