Japon Balıkları

Hülya Uğur

   Japon Balıkları

   

   Çeşitli sıkıntılarınız olabilir, etrafınızdaki kime sorarsanız türlü türlü dert dinlersiniz. Bazen artık sorunlarla başedemeyeceğimizi düşünmeye başlarız ama biliyoruz ki sorunlardan kaçmak, onları ortadan kaldırmaya yetmiyor, hatta devleşerek üzerimize geliyor. İlk insan Hz. Adem\'den, bu zamana kadar bütün insanlar bir şekilde sıkıntı çekmişlerdir. Peki bu sorunlarla nasıl mı baş ederiz? Buyrun, anlatıla gelmiş bir hikayeyle bu soruya yanıt bulalım: 

   Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdir. Fakat Japonya sahillerinde bol balık bulmak mümkün değildir. Balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılabilmişlerdir. Balık için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha çok vakit alır olmuştur. Dönüş bir iki günden daha uzarsa, tutulan balıkların da tazeliği kaybolmaktadır.

   Japonlar tazeliği kaybolmuş balığı sevmemişler. Bu problemi çözebilmek için balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurdurmuşlar. Böylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabileceklerdi.

   Ancak Japon halkı taze ile donmuş balık lezzet farkını hissedebiliyor ve donmuş olanlara fazla para ödemek istemiyorlardı.

   Balıkçılar bu defa teknelerine balık akvaryumları yaptırdılar. Balıklar içeride biraz sıkışacaklardı, hatta birbirlerine çarpa çarpa biraz da aptallaşacaklardı, ama yinede canlı kalabileceklerdi. Japon halkı canlı olmasına rağmen bu balıklarında  lezzet farkını anlayabiliyorlardı. Hareketsiz, uyuşmuş vaziyette günlerce yol gelen balığın, canlı, diri, hareketli balığa göre lezzeti yinede etkilenmişti.

   Balıkçılar nasıl olacakta Japonya\'ya taze lezzetli balığı getirebileceklerdi?

 

  Siz olsaydınız ne yapardınız?

 

   Hedeflerinize ulaşır ulaşmaz, mesela mükemmel bir eş buldunuz veya çok başarılı bir işe girdiniz, borçlarınızın tamamını ödediniz v.s.

   Heyecanınız kaybolmaya başlamaz mı? Aşırı çalışmanız gerekmiyorsa rahatlamaz mısınız?

  

   Japonların taze balık probleminde olduğu gibi çözüm aslında basittir. 1950\'lerde L.Ron Hubbart, ın gözlemlediği üzere “İnsanoğlu ancak hırs iddiası içinde bulunursa anormal çabalar sarfeder.” Ne kadar akıllı, uzman, inatçı iseniz iyi bir problemle uğraşmaktan o kadar zevk alırsınız. Problem sizi ne kadar zorluyorsa ve siz onu adım adım çözebiliyorsanız bundan da o derce mutluluk duyarsınız, ve enerji dolu, canlı, ayakta kalırsınız.

 

   Japonlar balıkları yine teknelerdeki akvaryumlarda tuttular, ancak içine küçük birde köpekbalığı attılar. Bir miktar balık köpekbalığı tarafından yutulmuştu, ama geride kalanlar son derece hareketli ve taze kalabilmişlerdi. Görüldüğü üzere problemlerden uzaklaşmaktansa içine atlamak, boğuşmak ve onları yenmek gerekir.

 

   Problemimiz çok ve çeşitli olabilir. Ümitsiz olmayın. Onları tanıyın organize edin, kararlı olun, daha çok bilgi ve yardım desteğiyle onlarla savaşın. Beyninize bir köpekbalığı atın ve nelere ulaşabileceğinizi o zaman görün!