İyilik

                                                                     

 

İyilik, iyi olanı bilme, tanıma, anlama ; iyiyi sevme, övme ve yaymadır. İyilik şekil değil öz, madde değil ruhtur. Niyet ve düşünce iyiliğin mekan tuttuğu, geliştiği ve şekillendiği yerdir. İyi bir düşünce ve halis bir niyet olmadan iyilik yapmanın imkanı yoktur. Yapılmış olsa da böyle bir iyiliğe iyilik denilemez. İyi niyetin değerini ve iyi amelden daha kapsamlı olduğunu ifade etmek üzere Peygamberimiz: “Müminin niyeti amelinden hayırlıdır.” buyurmuştur.

 

İyilik yapabilmek için yüce bir ruh, manevi bir donanım ve asil bir öz gereklidir.

İyilik ruhumuzu ve düşüncemizi süsleyen bir inci, onun yatağı olan kalbimiz de bir sedef gibi olmalıdır. Çünkü iyi ve değerli olan şeyleri koruyan kap ta değerli olur.

 

İyilik, ancak iyi olandan doğar. “Mayası bozuk” olandan iyilik çıkmaz.

 İyi olan, Hakka yakın olan, Hakkı kabul edendir. Kainatta, Allah"ın güzel isimlerinden olan Hak tan daha üstün bir değer yoktur. Bundan dolayı  “Hak yücedir, ondan yüce bir şey yoktur.” denilmiştir. Doğru sözü, nefsini yenen kimseden başkası kabul edemez.Yani iyi  olan kimseden başkası Hakka teslim olmaz. Müslümanlık hakka teslim olmanın adıdır. İşte bu Müslümanlık  Yüce Kitabımızda şöyle tarif edilmektedir:

 

“Gerçek iyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin iyiliğidir ki, Allah"a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. Allah rızası için yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilencilere ve boyunduruk altında bulunan köle ve esirlere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Andlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Muttakiler ancak onlardır.” (Bakara 177)

 

 Nur zulmeti giderdiği, güneş doğunca karanlık dağıldığı gibi“İyilikler de  kötülükleri giderir”(Hud 114) İyilik nurdur, iyilik güneştir. Asıl olan iyiliktir, nurdur ve Haktır. Hak ve batılın çarpışmasında Hakkın gücünü, ona karşı olanlar da, zaman zaman teslim etmişlerdir. Nitekim Emin olan Elçi  nin emin=güvenilir olma özelliği Ebu Cehil tarafından da kabul edilmişti.

 

İyilikle kötülük eşit olamaz. Hak ve hukuk ile zulüm ve baskı eşit olabilir mi? İslam baskıyı, zorlamayı reddeder. “Dinde zorlama yoktur.” (Bakara 256) Çünkü İslam Hak Dindir, İlahi son mesajdır. Baskıcı, zorba uydurma beşeri dinler gibi değildir. Allah kulları arasında ayırım yapmaz. İnsanı şerefli kabul eder. İradesine, seçimine değer verir. Yalnız onların faydasına en iyisini ve doğrusunu gösterir:

 

“İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel bir tavırla önle. O zaman (görürsün ki) seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki yakın bir dost olur.” (Fussılet 34)

 

Allah"ın kulları arasında, dış görünüşlerine bakarak, ayırım yapmayınız. İyi olunuz. İyilik bulunuz. İnsan iradesine seçim ve tercihine saygılı olunuz. “İnsanlık” bunu gerektirir. Zulümle âbâd olan görülmemiştir. Zulümle âbâd olanın âhiri berbad olur .