İsviçre'de Dört Minare

Emrullah KILIÇ

 

İsviçre"de yeni minare yapımına yasak getirilip getirilmemesi konusunda yapılan referandumda seçmenin yüzde 57,5′i yasağa destek verdi.

Batı"da İslamofobianın geldiği son nokta şimdilik burası.

Bakalım Batı dünyası bunda sonra karşımıza neyle çıkacak.

Amerika'da formüle edilip dünyaya servis edilen "İslam korkusu"nun dinî, siyasî ve ekonomik birçok nedeni vardır.

Hungtinton'ın formülüyle, Soğuk Savaş'tan sonra Amerika, ulusal kimliğini güçlendirip yeniden inşa etmek üzere kendine bir “öteki" aradı. Bu öteki batılı değerlere karşı direnen tek güç olarak İslam ve İslam dünyası oldu.

Yapacakları tüm hukuksuzlukları meşrulaştırmanın aracı hazırdı artık.

Bu son minare yasağına ve gerekçelerine baktığımızda da aynı şeyi görüyoruz.

Biz aslında köktendinciliğe karşı olduğumuz için bu yasağı koyduk diyorlar.

Aslında ofsayta düştüklerinin kendileri de farkında.

Artık minarelerde kökten dinci oldu!

Minareyi çaldılar (yasakladılar) kılıflarını da hemen hazırladılar!

Kaygıları da yok değil elbet.

Öyle din ve vicdan özgürlüğü ile ilgili kaygılar falan değil ama.

Ülkede şimdi özellikle Müslüman Arap zenginlerin İsviçre bankalarındaki milyar dolarları bulan hesaplarını boşaltmaları korkusu yaşanıyor.

Yani her şeyi yine pozitivist ve kapitalist mantıkla kar -zarar hesabı olarak görüyorlar.

Oysa Minare dini bir semboldür ve din ve vicdan özgürlüğünden ayrı düşünülemez.

Dini sembollerin kullanılması İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 18. maddesine göre, inançların açığa vurulması ve yayılması için vazgeçilmez bir yöntemdir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9. maddesi de din ve vicdan özgürlüğünden aynı ifadelerle bahseder ve din veya inancı açıklama özgürlüğünün hangi hallerde ve nasıl sınırlanabilirliği  konusunu açıklar. Sözleşmeye göre, kamu güvenliği, kamu düzeni, genel sağlığın veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler ve yasayla sınırlama mümkün. Bunun dışında din veya inancı açıklama özgürlüğü sınırlanamaz.

İsviçre"nin ve genelde Batı"nın durduk yerde Müslümanlara yönelik ırkçı bir anlayışa neden büründüğünü tahmin etmek aslında zor değil.

Müslüman nüfusun çoğalıp belli bir güç olarak artık varlığını hissettirmesi bazı Avrupa ülkelerini olduğu gibi İsviçre"yi de oldukça rahatsız ediyor.

 Müslümanların dinlerini sosyalleştirip, toplumsal hayatta da görünür kılmak istemeleri istenmiyor.

Batı"nın buna tahammülü yok.

Din ve vicdan özgürlüğünü ise ancak kendileri için geçerli.