HOŞGELDİN ŞEHR-Ü RAMAZAN

ŞEVKET TANDOĞAN

 

            İslâm âlemini tatlı bir sevinç ve heyecana boğan, 11 ayın sultanı mübarek ramazan-ı şerif ayına erişmiş bulunuyoruz. Böyle müstesna bereket, rahmet ve mağfiret mevsimini idrak etmeyi nasip eden yüce rabbimize nâ-mütenâhî şükürler olsun. Bu vesileyle bütün okuyucularımın Ramazan aylarını tebrik ediyorum.

            Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden âzat olarak tarif edilen bu kutlu ayda; cennet kapıları ardına kadar açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır. Dolayısıyla bu durum şuurlu Müslümanlar için her zaman ele geçmez bir fırsattır. Eğer müminler bu ayda elde edebilecekleri imkanları ve füyûzatın bolluğunu tam olarak anlamış olsalar senenin bütün günlerinin ramazan olmasını temenni ederler.

            Nitekim Hz.Peygamberimiz: (s.a.v.) “Recep Allah’ın ayı, Şâban benim ayım, Ramazan ise ümmetimin ayıdır.” Buyururken bu gerçeği beyan etmiş, ramazan ayında yapılan bütün ibadetlerin diğer aylara nazaran çok daha makbul ve kat kat sevap olduğunu bildirmiştir.

            Ramazan ayının fazileti ve İslam âleminde büyük bir heyecan ve hareketlilik meydana getirmesi; İslam’ın beş temel esasından birisi olan oruç’un bu ayda tutulması yanında, aynı zamanda Kur’an-ı Kerimin nazil olduğu ay olmasındandır.

            Bu yüzdendir ki, hatimler, mukabeleler, teravihler ve irşat faaliyetleri bu ayda yoğunlaşır. Camiler, mescitler ve diğer sohbet yerleri dolup taşar. En önemlisi de cömertlik duyguları coşan Müslümanlar zengin iftar sofraları düzenleyerek, eş dost ve arkadaşlarıyla birlikte, fakir kardeşlerine de ikramda bulunurlar.

            Güzel sesli, düzgün kıratlı imamlarımızın vakarlı olarak aşırı acele etmeden, usulünce kıldırdıkları kalabalık teravih namazları ise, Ramazan ayına has ayrı bir zenginlik ve heyecan unsurudur.

            Oruç tutan müminlerin sahur vaktinde geceleyin kalkıp, bereketli sahur yemekleri de ayrı bir lezzet ve güzellik vesilesidir. Yani sırf Allah rızası için oruca niyet ederek ve kulluk vazifesinin idraki içinde sahur, iftar, teravih, mukabele, vaaz ve Kur’an hatimleri çok harikul-âde bir büyük İslam kültürüdür.

            Asırlardır dünyanın her tarafındaki İslam âleminde devam ede gelen bu güzel ramazan geleneğine, son yıllarda pek çok belediyemizin de çeşitli etkinliklerle, özellikle iftar çadırlarıyla daha bir hareket ve canlılık kazandırmaları hepimizi sevindirmektedir.

            Sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, Belediyeler, basın ve medya kuruluşları ile toplumun tüm birimlerine varıncaya kadar, inanan, inanmayan herkesi kucaklayıp saran bu mübarek Ramazan atmosferi içimizi ısıtmakta, hatta aydınlatmaktadır.

            Dolayısıyla bu kutlu mevsimde, fert ve toplum olarak bedenî, mâlî ve diğer sosyal görevlerimizi hakkıyla yerine getirmeye çalışırsak yüz akıyla bayrama çıkabiliriz ve bayramı hak ederiz.

            Oruç, zekât, fitre, teravih ve diğer ibadetlerin kabulü duasıyla, her kese hayırlı ve sağlıklı Ramazanlar dilerim.

            HÜDAYA EMANET OLUNUZ.