Çubuk'a AK PAK Hizmetler

 

 

Yerel seçimlere nihayet bir seneden daha az vakit kaldı. Belediyelerimizden son beş yılın hesabını sorabilme fırsatını yakalayacağız. Ülkemiz belediyelerinin genel uygulamaları, son bir yılda verilen hizmetler önceki dört seneden her zaman daha fazla olmuştur. Göz boyamayı çok seviyoruz. Geçen dört yılda pek çok yardım ve hizmet! aldığımız için bu yılı merakla beklemiyoruz. Bekleyelim mi yoksa?

 

Son dört yılda aldığımız hizmetleri hatırlarımıza getirelim. 2004 yılında seçimlerden 3 ay sonra Büyük Şehir Belediyesine bağlandık. Anakente bağlı başkentimizin II.Sınıf ilçesi olma şerefine layık görüldük. En kısa zamanda yerel vergi ve harçlarımızla su gibi temel ihtiyaçlarımızın değeri başkentli olmanın bedeli olarak yükseltildi. ASKİ yer altı ve yer üstü suyumuza sahip çıktı. Almamız gereken park bahçe, yol, su, kaldırım gibi temel yerel hizmetlere Büyükşehir Belediyesinden yüksek bedellerle lütfen sahip olmaya başladık. 

 

Metropol olma zamanlarında imar planı ve mezbahane, eski otobüsler ve hurdalık gibi konularda acemi başkanımız Gökçek ağbeyisiyle ters düştü. Başkanımız ilçemiz halkının menfaatine büyüklerinin sözüyle birtakım icraatlar yapmaya çalıştı. Gökçek beyin egosu yeni yetme bir ilçenin kendine danışmadan ve izin almadan uygulama yapmasını hazmedemiyordu. Birinci Turşu Festivalimizde en gözde konu "Gökçek hazretleri davete katılacak mı?" sorusuydu. Minnettarız ki, Çubuk Aile Yaşam Merkezi"nin açılışında da olduğu gibi üç festivalde de bizleri onurlandırdılar.

 

Aradan yıllar geçti. Büyük başkanımız Gökçek Hazretleri birkaç tane park yaptı. Hükümetimizin depo yapamadığı için dağıtmak zorunda olduğu Doğalgaz da ilçemizle buluştu. Esenboğa yolu ile birlikte karayolumuz da dublö yol oldu. Yollarımız asfaltlandı. Binlerce vatandaşımız kayıt dışına itilerek oy alma sevdasına dilenci durumuna düşürüldü. Çalıştığı halde yardımı kesilmesin,  yeşilkartı iptal olmasın diye SSK istemeyen binlerce vatandaş aramızda yaşıyor. Sayın Gökçek yüzbinlerce kişiye yardım ediyor, bizim belediye boyuna göre binlerce kişiye. Yönetimler şeffaf değil ki, aslını esasını vatandaş bilsin. Vatandaşın parası yoksula yardım adı altında nerelere akıtılıyor, verilen sayılar doğru mu, hesabını, kaydını doğru dürüst tutan var mı?

 

Uzatmaya gerek yok aslında. Dört yılda gördüğümüz, Ak Partili ağbey başkan ne lütfederse hizmet olarak ancak o geliyor. Bedeli de bize hesaben mal ediliyor. Büyük Şehirden daha fazla hizmet alma ve kendi kaynaklarıyla reel daha fazla hizmet verme adına bizim ilçe yönetimi hiçbir şey yapamıyor. Geçen ki açılış resimlerinde de görüldüğü gibi bir ailenin en küçük üvey kardeşi gibi mahzun, ne verilirse ancak onla yetiniyor.

 

Mesele buymuş aslında. Sen %74 oy veriyorsan çantada kekliksin, "kimi aday gösterirsem o başkan olur, hoşuma da gitmezse demokrasi ve hukuk tanımam, gözünün yaşına da bakmaz ihraç ederim" mesajı veriliyor. Anlayış kısaca örtülü biat ve ul-ul emre itaat. Hukuk müsaade etse AK Parti yönetimi veya Gökçey Bey partisinden azledilen Başkanımızın yerine mahdumları Küçük Gökçek ya da başka bir emir erini atayacaklar. Yine az da olsa hukuk devletiyiz de müsaade edilmiyor. Bu arada yanındaki kifayetsizlerden başka kimseye de kulak asmaması sonunu çabuk getirdi. Bu partinin yerelde de genelde de en büyük çıkmazı demokrasiyi anlayamamış olmasıdır. Verdiğimiz oyu "aldığım oyla her şeyi yapabilirim, demokrasi var ben her şeye muktedirim" diyen bir çoğunluk iktidarıdır. Yahu seni başkan yaptık diye beş yıl belediyeyi yağma mı yapacaksın. Başbakan oldun diye satacak mısın, istemediğini asacak mısın? Sana istikrar için, hizmet için, mağduriyetin adına demokrasi için verilmiş oylara neden başka anlamlar yüklüyorsun? Sivil Anayasa yapıyorduk, neden iki turlu ve tercihli millet vekilliği seçim sistemini, sınırlı dokunulmazlık gibi demokratik uygulamaları içine alamıyoruz. Ucu önce yukarılara dokunuyor, gerçek demokrasi geliyor diye.  

 

Sayın İ.Melih GÖKÇEK Bey, Çubuk halkının III.Sınıf Ankaralı olduğunu toplu taşıma sistemiyle ispat etti. Dört yıldır bizim belediyemiz ve parti teşkilatı da büyüklere kafa tutulamaz, ne layık görülürse ona şükür anlayışında göz boyamaya devam. Yahu adam seni zaten aday yapmayacaklardı, birazcık dirayetli ol da bundan sonra halkın adına sesini çıkart.

 

Acilen kemer sıkmalıyız. Normalden zayıfa dönmeliyiz. Vatandaş ulaşımda 27 kişilik daracık koltuklu midibüslerde konserve balık misali bunalarak, kusarak, kriz geçirerek, kavga ederek yolculuğa mahkum edilmiştir. Ayakta yolcu almak yasak, ama vatandaş ne yapsın binmek zorunda, işine, okuluna, hastaneye, evine yetişecek. Neden 30 ayda kendini amorti ediyor diye iddia ettiği doğalgazlı son model havadar otobüsleri Çubuk Halkına fazla görüyor. EGO da vermesin ama halk otobüslerinin şekli Ankara içindeki gibi zorunlu tutulabilirdi. 59 adet büyük otobüs yetmiyorken, 80 adet midibüs yeter mi hiç? Sorunun özü belediyemizin de Ak Partili olmasıdır. Ul-ul emre itaatsizlik asla ve kat"a affedilemez. Birde dalgasındaymış, üç dakikada kalkan arabalarla nasıl para kazanıyorsunuz, doldurabiliyor musunuz bari diye.

 

Dirayetli bir başkanımız ya da başka partiden başkanımız olsaydı emin olun çift taraflı hizmete boğulurduk. Ulaşımda hem minibüs hem de modern otobüslerle taşıma yapılabilirdi, hukuk müsaade ediyor. Müsaade etmeyen Büyük Şehir Belediyesidir. Rekabet olmadan olmuyor. Çankaya gibi Diyarbakır gibi Büyükşehir ve Ak Parti Çubuk için seferber olur, aklımızın ucundan geçmeyen hizmetler alırdık. Bir Çubuklu ile Çankayalının farkı var mıdır? Yani hani dağdaki çobanın oyu ile şehirli okumuş güzel Aysun"un oyunun çarpan değeri eşit mi olmalıdır. Biz taşralı Çubuklular fazlasıyla hizmet almışız, şükredelim, minnet edelim, aldığımız ve alacağımız sadakalar kesilmesin mi deniliyor. Durmadık mı, hangi yola devam ediyoruz?

 

Hizmette sınır yoktur. Son turdayız, yapılacak hizmetleri hep beraber göreceğiz.