ÇUBUK OY DEPOSU OLMAYA MAHKUM !..

Şuayip Yaman Görünen Köy

Yine milletvekili adayımız olmadı. Bu zihniyetle gidersek yine olmayacak. Düne kadar “Sünlü’ye Kadar Siyaset” yapıyorduk. Bugün de bu zihniyet değişmedi. Çünkü Sünlü’den sonrası Çubuklulara gurbet…

Çubuk; Ankara’nın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Türklerin Anadolu’ya hakim oldukları dönemde kurulan ilçemiz, Ankara’nın kuzey doğusunda Karadeniz Bölgesi’nin geçiş kuşağında yer alır. Adını kurulduğu yerin yeşil olmasından almıştır. Çubuk, Ankara savaşı ile birlikte tarihi önem kazanmış bir ilçedir. Kuzey’de bir kör noktadır. Ankara’nın üvey evladıdır.

1902 yılında kaza olmuş, 1907 yılında Ankara’ya bağlı nahiyeye dönüştürülmüştür. 21 Ekim 1920’de TBMM başkanı Mustafa Kemal Paşa ve Bakanlar Kurulu imzasıyla tekrar kazaya dönüştürülen Çubuk’ta bulunan Ravlı (Akyurt) ve Sirkeli köyleri nahiye yapılmıştır. 1990 Mayıs’ında Akyurt Çubuk’tan ayrılarak ilçeye dönüştürülmüş şimdilerde de her yönüyle ilçemizi fersah fersah geçmiştir.

Pursaklar önceleri Çubuk kazasına bağlı bir köy idi.1987 yılında Belediye teşkilatına kavuşarak Belde sıfatını almıştır. 2008 yılında çıkarılan belediyeler kanunu ile de ilçe statüsüne kavuşmuştur. Şimdilerde hızla gelişiyor. Gelişme, ekonomik ve altyapı yönünden Çankaya ilçesi ile at başı gidiyor. İleride milletvekili ve milletvekilleri çıkarabilir.

Yine Çubuk’a bağlı Sirkeli Beldesi Pursaklar’a bağlanmıştır. Çubuk’a üniversite gelmezse Yenice, Esenboğa ve Güldarpı Mahalleleri de zamanla Pursaklar’a bağlanabilir. Bekleyip göreceğiz.

Çubuk İlçesi, Ankara’nın 25 ilçesinden biridir. Ankara ilçelerinden milletvekili çıkartamayan tek ilçesi unvanını hala korumaktadır. Bu gidişle korumaya da devam edecek gibi görünüyor.

22 Temmuz 2007 yılı Genel Seçimleri öncesi Çubuk Platformu’nun, “Çubuk Milletvekilini İstiyor” konulu istişare toplantıları ve gayretleri de o dönemde bir sonuç vermemişti. Çünkü siyasi partiler Çubuk halkının haklı isteklerini ellerinin tersiyle iterek, kendi bildiklerini okumuşlardı.

İlçemizde daha önceleri de yerel milletvekili adaylarımız oldu. Bunların çoğu da adet yerini bulsun cinsinden seçilemeyecek sıralarda idi.

1991 genel seçimlerinde; Eczacı Gürbüz Baki Ateş İttifak’tan (RP, MHP,IDP) 3. Sıra ve Büğdüz’lü Salih Er’de SHP’den 4. Sıradan milletvekili adayı oldu. Seçimin tercihli olması sonucu İttifak partilerine verilen 4 bin oy tercihsiz kullanıldığı için Gürbüz Baki Ateş milletvekilliğini Çubuklu seçmenin hatası ve basiretsizliği yüzünden birinci sıradaki Melih Gökçek’e kaptırmıştı. O tarihten sonra da Gökçek’in siyasi yıldızı parlamış bugünkü konumuna gelmiştir.

Büğdüz’lü Salih Er ise, İl Daimi Üyesi olduğu dönemlerde Çubuk ve Çubukluya büyük hizmetler verdiği halde Çubuklu seçmenlerden yeterli oyları alamamıştır. O dönemde Malatyalı Seyfi Oktay, bölgemizde Salih Er’den daha fazla oy almıştır ve milletvekili seçilmiştir.

Bu yüzden 1991 genel seçimlerinde Çubuklu seçmenlerin hatası ve inadı yüzünden ilçemizden iki milletvekilinin çıkması engellenmiştir. O yıldan bu tarafa da böyle bir fırsat bir daha ele geçmemiştir.

Daha sonraki yıllarda da yerel adaylarımız oldu. 24 Aralık 1995 yılında yapılan genel seçimlerde Av. Ömer Nihat Özgün DYP’den 6. sıradan, Dr. Tuncay Acehan RP’den 10. sıradan, Ecz. Gürbüz Baki Ateş de ANAP’tan 14. sıradan milletvekili adayı oldular. Hepsi de seçilemeyecek sırada idiler. Neticede hiçbiri de seçilemedi.

Yine 18 Nisan 1999 erken genel seçimlerinde Ali Zor ANAP’tan 5. sıradan, Büğdüzlü Salih Er ise CHP’den 7. Sıradan milletvekili adayı oldu. Adaylarımız yine seçilemedi.

3 Kasım 2002 Genel Seçimlerinde Ali Zor AKP’den 12. sıradan, Adem Erkoçoğlu BBP’den 10. sıradan, Öğretmen Veli Metin MHP’den 12. sıradan milletvekili adayı oldu. Sonuçta bölgemizde AKP 9, CHP’ de 5 milletvekili çıkardı. Adaylarımız yine seçilemedi.

AKP ilçemizde 3 Kasım 2002 Genel Seçimlerinde, Ali Zor sayesinde oyunu yüzde 64,85’e çıkartmıştı. Bu İlçe ve Çubuk için büyük bir başarı idi. Bu başarı ilçede takip eden yıllarda yapılan seçimler için bir ölçü olmalı idi. Ama olmadı. AKP İlçe Teşkilatı yüzde 64,85 gibi yüksek oy oranını kullanamadı. Çubuk ülke çapında oy oranına göre, Konya Karatay’dan sonra AKP’ye oy veren ikinci büyük ilçe olmuştu.

Bu yüzden ilçede 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde milletvekili adayı gösterecek tek parti AKP olarak görünüyordu. Ama ilçe Teşkilatı milletvekili adayı göstermedi. Çünkü AKP ilçe Teşkilatı Çubuklu milletvekiline ihtiyaç duymamıştı. AKP İlçe Teşkilatı yöneticileri, “Nasıl olsa bölge milletvekillerimiz ne istersek yapıyorlar, sorunlarımızı hallediyorlar” diyerek böyle bir düşünceyi akıllarına bile getirmemişlerdir. Bir milletvekilinin bir ilçe için ne tür bir kazanç olduğunu herhalde bilmiyorlardı.

Ankara’daki siyasiler dün olduğu gibi bugünlerde de ilçemiz siyasetçilerini ve halkını “horoz şekeri “ ve “elma şekeri” taktiği ile ufak-tefek vaatlerle kandırmaya devam ediyorlar.

İlçe siyasetçilerinin ve halkın artık uyanması gerekir. İlçeye gelen hizmetler günü, ayı ve yılı kurtarma hizmetleridir. Yıllarca yapılmayan, bekletilen hizmetlerdir.

Belirli bir plan ve proje kapsamında olmasa da, denetimsiz yapılsa da yıllar sonra ilçeye hizmetler gelmeye başladı. Yapanlardan, emeği geçenlerden Allah razı olsun.. Tabii ki bu hizmetler bedava yapılmıyor. Bunlar Çubuk halkının İller Bankası’ndaki hesabından her ay 450-500 bin liranın Büyükşehir’e aktarılması ile yapılan hizmetlerdir. Yine de Allah razı olsun!.. Dün bunlar da yapılmıyordu.

 

ÇUBUK İKTİDARLARIN HEP OY DEPOSU OLDU

Çubuk 14 Mayıs 1950 seçimlerinden bu yana iktidarların hep oy deposu, siyasi neferi oldu. Bu zihniyetle olmaya da devam edecek gibi görünüyor.

Bölge milletvekilleri özellikle de iktidar milletvekilleri aldıkları cesaretle ilçenin oylarını garanti bir başka ifade ile “çantada keklik” gördükleri için zaman zaman , “Çubuk’ta değneği koysak seçilir” şeklinde beyanlarda bulunmuşlar. İnşallah gerçek değildir. Ama ateş olmayan yerden duman tütmez. Çubuklu seçmende maalesef bunlara siyasi bir ders veremedi.

 

HEP TANIMADIĞIMIZ ADAYLARI SEÇTİK

Şimdiye kadar bizi tanımayan, bizim de tanımadığımız adayları; Doğulu, Batılı, Güneyli, Kuzeyli ayrımı yapmadan seçtik. Kısacası ülkenin her yerinden gelen adayları hiç itiraz etmeden milletvekili seçtik. Onlarda hizmetleri doğdukları yörelere (hemşerilerine) götürdüler. Bir başka ifade ile adı bizim tadı da onların oldu. Hiç bu illerde Ankaralı bir aday milletvekili adayı var mı? Gören, duyan, bilen varsa beri gelsin!. Bırakın bir milletvekilini o yörelerden seçtirmeyi, biz Ankaralılara oralarda bir limon bile sattırmazlar. Burada kesinlikle ayırım yaptığımı sanmayın, ama ne yazıktır ki gerçek bu.. Biz Ankaralılar, özellikle Çubuklular olarak kendi hemşerilerimizi pek tutmayız. Ama ülkenin her yerinden gelen insanlarımıza evimizi, soframızı ve kucağımızı açarız. Yediririz, içiririz, evimizde yatırırız. Saygıda ve sevgide kusur etmeyiz. Böylesine insana ve insanlığa değer veren bir yöreyiz. Bir Ankaralı olarak askeri neferliği kabul ediyorum. Ama siyasi neferliği asla kabul etmiyorum. Ankaralılar neden horlanıyor, eziliyor? Ankaralılar da artık kendi milletvekillerini seçmeli… Çubuk’ta yaşayan insanların Meclis’e giden vekillerden ne eksiği var?

İlçede kısır döngüler hâkim, hala Sünlü’ye kadar siyaset yapılıyor. İlçede sorunlar dağ gibi. Bunlardan en önemlisi de işsizlik, işsizlik ve işsizlik. İlçede işsizliğe çözüm getirecek üniversitenin ilçeye gelmesi ise hala bir muamma… Üniversite olayının seçimlerden önce çözülmesi gerekir.

 

SEÇMEN SAYIMIZ HEP SORUN OLDU

Seçmen sayımız hep sorun oldu. 2. Bölge’de 15 ilçe yer alıyor. Bu ilçelerden, Altındağ, Keçiören ve Yenimahalle hariç diğer (Akyurt, Ayaş, Beypazarı, Çamlıdere, Elmadağ, Güdül, Kalecik, Kazan, Kızılcahamam, Nallıhan, Pursaklar) ilçelerinden daha fazla nüfusa sahibiz. Dolaysıyla seçmen sayımız da onlardan daha fazla. Seçmen sayısı olarak çoğu ilçeyi 3’e, 5’e ve hatta 10’a katlarız.

Çubuklu milletvekili adayı istediğimizde, siyasi partilerin genel merkezleri sürekli olarak “kaç oyunuz var” diye hep sorun çıkarttılar. Bilindiği gibi güzel ilçemiz Ankara’nın en eski yerleşim yerlerinden birisidir. Şu anda Keçiören’de, Yenimahalle’de, Altındağ’da yıllar önce göç etmiş Çubuklular var. 2. Bölge de Çubukluların en az 300.000 oyu var. Çubuklu bir aday seçilecek bir sıradan milletvekili adayı olduğunda bu ortaya çıkacaktır. Çubukluları siyasi gücünü ortaya koymak için de Ankara’da özellikle de Keçiören Stadı’nda bir “Çubuklular Gecesi” düzenlemeliyız. Siyasiler o zaman Çubuk ve Çubuklunun gücünü anlarlar.

Peki her dönem milletvekili çıkartan ilçelerin kaç oyları var. Neden hiç sorulmuyor? Bizden daha az seçmeni olan ilçelerin adayları seçilecek sıralara hangi ölçü ve kıstasla konuyorlar?

2. Bölge’de yer alan 15 İlçenin son seçmen sayıları şöyle sıralanıyor; Keçiören’in 582.453, Yenimahalle’nin 479.787’in, Altındağ’ın 251.146, Pursaklar’ın 60.284, Çubuk’un 53.902, Beypazarı’ın 34.323, Elmadağ ‘ın 29.989, Kazan’ın 25.902, Nallıhan’ın 23.831, Kızılcahamam’ın 19.373, Akyurt’ın 17.078, Kalecik’in 10.487’in, Ayaş’ın 9.963, Güdül’ün 7.263 ve Çamlıdere’nin ise 5.733 seçmeni vardı.

 

ÇUBUK HALKI, “ARTIK YETER ! YEREL ADAY İSTİYORUZ” DİYEMEDİ

Şimdiye kadar ülkenin her yerinden gelen adaylara oy verdik. Kendi adaylarımıza gereken önemi vermedik. Hep; Köylü Ahmet Ağa’nın, Topal Osman’ın, Kör Hasan’ın, Manav Ahmet’in, Terzi İbrahim’in, Bakkal İsmail’in oğlu dedik. Daha doğrusu küçümsedik, horladık.

12 Eylül’den sonra sağcı-solcu-dinci gibi fikir ayrılıkları ülkede kalktığı halde, hala ilçede insanlara sağcı, solcu, dinci demeye devam ettik. Siyasi ayırım yaptık, oy vermedik.

Ülke insanlara gittikleri yerlerde hemşericilik yaparken biz hemşerilerimize sahip çıkmadık, çıkamadık. İlçeye gelen Batılısı, Doğulusu, Güneylisi, Kuzeylisi bir araya gelip birbirlerinin sorunları ile ilgilenirken, bizler birbirimizin ayağına çelme atıp tökezlettik. Bu da yetmiyormuş gibi onları horladık, kötüledik, arkalarından attık. Hemşerilerimiz için kin, nefret, iftira, fitne, fesat, kıskançlık, çekememezlik, dedikodu, riya tohumları ektik. Sonuçta bu hale geldik.

İlçenin ahlaki, manevi, sosyal ve kültürel değerleri bu yüzden dumura uğradı. İşi düşmediği müddetçe kimse kimseye selam vermiyor. Mal, para, şan ve şöhrete tapar hale geldik.

Bırakın hemşericiliği, ilçe o hale geldi ki; babası oğlunun, kardeş kardeşin iyi olmasını istemez oldu. Birbirlerini gördükçe yol değiştirir hale geldi. Eşraftan biri bir eşek alsa “nereden buldun” deniyor. Çubuklular uyanın artık. Bu zihniyetle bir yere varamazsınız. Bu kötü alışkanlıklarından en kısa zamanda kurtulmalıyız. İlçenin yüksek menfaatleri için dargınlıkları, küskünlükleri bırakmalıyız. Kenetlenip tek vücut olmalıyız.

 

YEREL ADAYLARIMIZI DESTEKLEYEMEDİK

Siyasi partilerin genel başkanları “12 Haziran Milletvekili Genel Seçimleri” için belirledikleri milletvekili aday listelerini belirleyerek YSK’ya verdiler. Maalesef Çubuklu adaylar sıralamada yok. Olanlarda seçilemeyecek sıralarda.

AKP’den; Eski Belediye Başkanımız Süleyman Haksever, Özkul Karo’nun sahiplerinden Yukarı Obruklu Ahmet Öztürk, Meşeli Köyü’nden İşadamı ve Sanayici Emin Kerimoğlu AKP’den aday adayı oldular. Ama elendiler. Ahmet Öztürk temayül yoklamasında 3. oldu. Sıralamada yer alamadı. Aday listesinin 8. Sırasında yer alan Emrullah İşler (Kızılcahamamlı) ise temayülde birinci sırada yer almasına rağmen ne hikmetse 8. sırada aday gösterilmiştir. Dördüncü sıradaki Nurdan Şanlı Nallıhanlı’dır. Nallıhan’ın seçmen sayısı 23.831’dir. 12. sırada yer alan Cihan Ankara, Kazanlı. Kazan’ın seçmen sayısı ise 25.902’dir.

Demek ki Nallıhanlılar genel merkeze bizden daha yakınlar ki hemşerilerini seçilecek sıradan aday gösterebilmişlerdir. Onlara bravo… Biz Çubuklular bu zihniyetle, ağzımızla kuş tutsak bir adayımızı seçilecek bir sıraya koyamayacağız. Oy Deposu olmak varken milletvekilliği bizim neyimize!..

CHP’den, eski Çubuk Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Erol Işıkoğlu, Ekonomist Selma Ergen, Av. Kamil

Karakülah ve Sanayici-İşadamı Emin Eminoğlu aday adayı olmalarına rağmen sıralamaya girememişlerdir.

MHP’den ise, Muharrem Beşir yedinci, Ali Zor ise onuncu sırada. Ama onlarda seçilemeyecek sıralarda yer alıyorlar.

 

BAĞIMSIZ ADAYLARIMIZ OLMALI İDİ

Bu dönemde hiçbir partiden seçilecek bir milletvekili adayımız olmadı. Oysa 2. Bölge’de 300 binden fazla Çubuklu seçmen var. Bu da en az iki ve hatta üç Çubuklu bağımsız adayın seçilmesini sağlayabilirdi. Hem de Çubukluların birbirine ne kadar tutkun olduklarını ortaya çıkarırdı. Çubuk’tan milletvekili adayı göstermeyen siyasi partiler de Çubuk’un siyasi gücünü görmüş olurlardı. Bunu da düşünemedik. Bunu da beceremedik. Kolayını seçtik. Oy deposu olmaya devam dedik.

12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimleri’nde eskiden olduğu gibi yine bizi tanımayan ve tanımadığımız adaylara oy vereceğiz. Parti genel başkanları tarafından bize dayatılan adaylara oy vereceğiz. En azından dayatılan bu adaylar içerisinden bize tercih yetkisi verilse idi. İçlerinden bizi temsil edebilecekleri hür irademizle seçebilirdik. Ama o da bizden esirgendi. Parti genel başkanları listeleri kendileri yaparak ülke için bir çeşit kumar oynamışlardır. Vatana, Millete hayırlı, uğurlu olsun!.. Demekten başka elimizden ne gelir.

Sadece sandığa gidip kuzu kuzu oy atarız. Ondan sonra da yan gelip yatarız ve gelsin, “kömür, makarna, ekmek, zeytin, peynir, nohut, bulgur, fasulye, temizlik maddeleri…” deriz. Fakir fukaranın, tüyü bitmedik yetimin hakkını oturup afiyetle bir güzel yeriz. Bu suretle hayatımızı idame ettiririz. Çalışıp, didinip bin bir güçlükle hayatını sürdürenleri kesinlikle tenzih ederim.

Unutmayın ki değirmenin suyu bir gün bitecek. O zaman ne olacak bu ilçenin hali?

İnşallah önümüzdeki genel seçim ülkemize ve ilçemize hayırlı olur. İlçemize hak ettiği hizmetleri alırız. En önemlisi de ilçemizin hakkı olan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi “İNŞALLAH” ilçemizde kurulur. Bizde milletvekilimiz yok ama bir üniversitemiz var diye kendimizi avuturuz. Bu da bize bir teselli olur.

ÇUBUK METROPOL MÜ, YOKSA TAŞRA MI?

Çubuk İlçesi 23 Temmuz 2004 tarihinde “Metropol İlçe” oldu. Ama hizmete gelince “taşra” , vergiye gelince “metropol İlçe” oldu. O kadar zaman geçmesine rağmen metropolün nimetlerinden yeni yeni faydalanmaya başladı. Yarın ne olacağı ise belli değil.. Oysa Çubuklular hizmetlerin en iyisine layıktır. Bu nedenle hakkını savunmalıdır. Sesini duyurmalıdır.

Çubuk’ta yaşayan, Ekmeğini yiyen, havasını teneffüs eden ve suyunu içen herkes Çubukludur. Bunun için ilçenin sorunları ile ilgili olarak herkes sorumluluk almalıdır. Bir başka ifade ile herkes elini taşın altına koymalıdır.

ÇUBUK KALKINMADA ÖNCELİKLİ YÖRE OLMALI…

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Çubuk’ta kurulmayacaksa Çubuk kalkınmada öncelikli yöre olmalı.. Hatta bu durum seçimden önce açıklanmalı..

Çubuk, en önemlisi yanı başımızdaki Çankırı İli gibi “Kalkınmada Öncelikli Yöre Olmalı” … Çünkü Çubuk’ta sanayi yok. Tarihi ve kültürel değerlerimiz var. Ama henüz faydalanamıyoruz. Turizm açısından çok zenginiz. İlçemiz dünyaca ünlü doğal zenginliklerle dolu ama yasaklar hakim…

Turizm açısından büyük bir zenginliğe sahip olan ilçemizde Karagöl, Çubuk II Barajı, Ay Kayası, Yukarı Çavundur Göleti, Meşeli Yaylaları, Aydoğan Yaylaları, Yıldırım Evci ve Elören Yaylaları gibi birçok mesire alanı mevcuttur.

Kör bir nokta olan Kuzey’imiz turistik güzelliklerle dolu.. Ne yazıktır ki; yollar açarak, açılan yolları tamir ederek, yeni yeni tesisler kurarak bir türlü ekonomiye kazandıramıyoruz. Üstelik olanları da Karagöl örneğinde olduğu gibi harabeye çeviriyoruz. Turizm sezonunun açılmasına rağmen dünyaca ünlü bu mesire yerimiz atıl durumda bekliyor.

Yine yılların eskimeyen güzelliğine sahip Millet Parkı’nda doğayı katlettik. Doğanın düzenini bozduk. Asırlık ağaçları kestik. Orada yaşayan, kuşları, bülbülleri, sincapları kaçırdık. Adeta çölleştirdik. Göletler yaptık, kendi haline bıraktık. Emniyet ve koruma bandı olmadığı için geçtiğimiz yıllarda bir gencimiz orada boğuldu.

Doğa harikası yaylalarımızı turizme açamadık. Ama birkaç yıl içerisinde buraları da birilerine kaptıracağız.

Kısacası ilçenin “Yeşil Çubuk” vasfını kaybettik.

Şimdi elimizde sadece “Yıldırım Beyazıt Üniversitesi” umudu ve beklentisi var. Hem de ne beklenti. Geleceğimizin, çocuklarımızın ve de torunlarımızın beklentisi.

Her seçim öncesi ülkenin her yöresine birtakım hizmetler gider. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen “Türkiye 2023’e yürüyor. Ankara AK Parti’de Buluşuyor” programının Çubuk’la ilgili bölümünde yaptığı konuşmada, “Ankara artık malum üniversiteleri ile değil, Çubuk’ta da “Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile anılacaktır” diyerek Çubuklulara üniversite müjdesi vermiştir. İnşallah bu üniversitenin tüm bölümleri Çubuk Merkez’de veya Çubuk’un Kuzey’inde bir yerde kurulur. Bu müjde de seçimden önce açıklanır. Çubuklular da rahat bir nefes alır. Yoksa Esenboğa ve çevresine kurulacak bir Üniversite’nin Çubuk’a ve Çubuklulara kesinlikle hiçbir faydası olmaz. Çubuk İlçesi, Kuzey’de kör bir nokta olmaya devam eder. Çubuk “mezra” olur.

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin Çubuk’ta kurulmasını sadece Başbakan destekliyor. Üniversite’nin Çubuk’ta kurulmasını destekleyen bürokratlar, milletvekilleri, bakanların sesi soluğu çıkmaz oldu. Yeni adaylarımızdan üniversitenin “Ü” sünü bile ağzına alan bile yok. Bazıları da üniversite ile ilgili sorular sorulduğunda “beni bu işlere karıştırmayın” diyorlar. Herkes siyaset peşinde herkes menfaat peşinde…

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Çubuk’ta kurulmayacaksa, ya da bir iki fakülte ile geçiştirilip Çubuklular kandırılacaksa, üniversite hiç olmasın daha iyi… Çünkü Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Çubuk’un hakkıdır. Çubuk’un olmazsa olmazıdır. Başka ilçelerin ekonomik çeşitli alternatifleri varken, Çubuk’un hiç mi hiç yoktur. Şayet Üniversite Çubuk’ta kurulmayacaksa,

Çubuk İlçesi kalkınmada Öncelikli 14. Yöre olmalı !. Hiç değilse o zaman Çubuklular birtakım muafiyetlerden ve teşviklerden yararlanır. Biliyorsunuz Çankırı kalkınmada öncelikli yöreler arasında 13. sırada. Çubuk’un ekonomi ve sanayi yönünden Çankırı İlinden ne farkı var?