ÇANAKKALE RUHU

ŞEVKET TANDOĞAN

 

 

 

 

18 Mart 1915 Çanakkale zaferinin 98. yıldönümü, bu sene her zamankinden daha görkemli ve daha derin anlamlarla kutlandı. Aziz şehitlerimizi ve gâzilerimizi minnetle, rahmetle yad ediyoruz.

            Tarihin en büyük savaşlarından birisi Çanakkale’de cereyan etmiş, farklı ülkelerden gelen ve İstanbul’u işgal etmek isteyen dünyanın en güçlü donanmasına karşı, kahraman ecdadımız imanlı göğsünü siper ederek adeta destan yazmış,253.000 şehit vermiştir. Tabi ki, düşman güçleri de daha büyük zayiat vererek Çanakkale’nin geçilmez olduğunu görmüşlerdir.

            Bu sene Çanakkale ruhuna uygun olarak iki husus öne çıkmıştır: Birincisi her yıl yapılandan farklı olarak; Diyanet İşleri Başkanlığımızca 250.000 Hatim indirilerek şehitlerimizin her birerinin ruhuna hediye edilmek üzere bizzat sayın Başkan Prof.Dr.Mehmet görmez kutlamalara katılmıştır.

            Bu yılkı kutlamaların bir başka farkı ve anlamı da; Hayata geçirilmeye çalışılan milli birlik ve kardeşlik projesinin, Çanakkale ruhuyla desteklenmesi ve farklı ırklardan şehitlerimizin ilham kaynağı olmasıdır. Konjonktüre uygun olarak Sayın Başbakan usta ve akıcı üslubuyla Çanakkale’de bunu çok güzel ifade etmiştir.

            Milletimizin kahramanlığı, cesareti, azmi, merhameti ve düşmanlarına dahî âli-cenaplık örnekleriyle dolu Çanakkale destanı bugün de canımızı çok yakan terörün sona ermesine vesile olabilir. Bunun içindir ki; herkesin mutlaka Çanakkale’ye gidip oradaki şehitlikleri, bataryaları, müze ve anıtları görmesi ve muharebelerin nasıl cereyan ettiğini rehberlerden güzelce öğrenerek Çanakkale ruhunu yaşaması gerekir.

            Üzerinde yaşadığımız Anadolu coğrafyası, doğu ile batı arasında bir köprü gibi, dünyanın en stratejik nirengi noktasında bulunduğundan dolayı; dost-düşman bütün dünyanın gözü bizim üzerimizdedir. Bu topraklar yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle, havasıyla, iklimiyle, hülasa tüm güzellikleriyle iştahları kabartan cennet misali bir vatandır.

            Bu sebepledir ki; Şüheda diyarı aziz vatanımızın her karış toprağı şehit kanıyla sulanmıştır. Ecdadımız; vatanları, din ve mukaddesatı uğrunda hiçbir fedakârlıktan kaçınmamışlardır. Malazgirt’te, Çanakkale’de, Filistin’de, Dumlupınar’da Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Boşnak, Laz vs. tüm etnik guruplar kardeşçe, omuz omuza savaşmışlardır.

            Merhum Mehmet Akif’in Çanakkale savaşlarıyla ilgili:

            Şühedâ gövdesi bir baksana dağlar, taşlar

            O rukû olmasa dünyada eğilmez başlar

            Yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor

            Bir hilâl uğruna ya Rab! Ne güneşler batıyor.

Dediği nice Mehmetçikler seve seve şehâdet şerbetini içmişlerdir.

            Sahih hadis’i-şeriflerle sabittir ki; Şehitlik rütbesine erişenler; ruhunu teslim ederken, Cenneti-âlâdaki makamını gördükleri için, büyük bir zevkle tekrar, tekrar şehit olmayı dileyerek Mevlâsına kavuşurlar.

            Bir şehit, hane halkından 70 kişiye şefaat edecektir. Kıyamet günü cennet ehli cennete gireceği zaman; Peygamberlerden sonra ilk girecek 3 guruptan birisi şehitlerdir.

            Kur’an ifadesiyle, şehitlere ölü denmez. Onlar diridirler. Allah katında sayısız nimet ve ikramlar içindedirler. Şehitler hallerinden memnundurlar. Ancak geride bıraktıkları aileleri, sevenleri bir ömür boyu onların acısını unutamaz ve yüreğinde hep hissederler. Allah hiç kimseye böyle bir acı yaşatmasın. Analar, babalar, evlatlar ağlamasın. Artık milletimizin yüreğini dağlayan, canımızı çok ama çok acıtan bu terör belâsı dursun.

            Hükümetimizin iyi niyetle başlattığı Millî birlik ve kardeşlik projesinin başarıya ulaşarak kanın durması ve acıların dinmesini, Çanakkale şehitlerimizin hatırına öncelikle yüce Rabbimizden diliyor, Milletimizin dua ve desteğini umuyorum.

            Aziz şehitlerimizin ruhları şad olsun.