Başaklar ve Ayrık Otları

Emrullah KILIÇ

 

Ne devirler geçirdi insanoğlu.

Taş devri, maden devri, tunç devri….lale devri!

Hikâye gibi geliyor belki, okuyup geçiyoruz.

Bazen tebessümle, bazen yüz buruşturarak ve bazen de iç çekerek okuyoruz her devrin hikâyesini.

Gelip geçtiler, yerlerini yenilerine bırakarak…

Ya şimdi,

Şimdi ise devir tam anlamıyla imaj devri.

Hakikat üzerine olmayan bir kurgu imaj. Gerçeğinin önünde olan, vitrine yönelik bir tutum. İnsanın kendisinden çok kurgusu çıkıyor ön plana. Özden çok kabuğa yönelik bir vurgu imaj.  Niteliğin ve kalitenin konuşulmadığı, görsellik ve şovun adresi imaj.

İmaj! Boyanmış kişilik!

Modern insan birçok iddiasını kaybetti imaj uğruna. Oysa önce aklın ve şahsiyetin, sonra toplumun daha sonra da medeniyetin inşası gerçekleşecekti.

Dinin ve kültürün köklü anlamlar yüklediği kavramlar imaja kurban edildi. Büyük-küçük, iyi-kötü, kazanç-kayıp, bilgi-cehalet artık farklı anlamlara büründü.

İmaj her şey olunca örneklerimiz, modellerimiz değişti. Artık hayatımızda ne peygamberlere, ne de bu toprağa can veren bilginlere yer vardı. Onlar yerlerini çoktan kişisel gelişim kitaplarına ve buna uygun insan modellerine bırakmışlardı.

Çok geçmeden sanal hayatlar var edildi adeta. Yeni tipler türedi samimi ve içten olmayan. Maskelerini yanından ayırmayan, hakikate teğet geçen ilişkiler ağı ile birbirine bağlı şahsiyetler oluştu.

Gölgeleri kendilerinden daima büyük olan, benmerkezci tipler.

Ben yaptım, ben dedim, ben bildim, ben başardım en çok kullandıkları literatürdür. Çoklukla övünmeyi meziyet sanırlar.

 Tevazu sahibi olmayı düşünmezler. Tıpkı apartmanının girişine “Mülk Allah"ındır” yazıp ta dünyaya kazık çakmayı yaşam felsefesi edinenlerin durumu gibi.

Hz Lokman"ın öğütlerinden de haberdardırlar aslında ama “Allah hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez” sesine kulak kabartmazlar pek.

İlim, marifet gibi meziyetler geçmişte kalmıştır onlar için, “imaj” fazlasıyla yeter.

Akıllı olmanın zahmetli süreçleri yerine kurnazlığı seçmeyi tercih ederler.  Bilgi eksikliğini ukalâlıkla örterler.

Dilleri de kolları da uzundur.

Son sürüm versiyonlarla çıkarlar karşımıza. Virüs gibi sürekli taktik değiştirirler.

Ancak gerçeğin karşısında tutunamayacakları gün gibi aşikârdır.

İncil"in ifadesiyle Başaklar ve Ayrık Otları"nı yani hakikati ve yalanı, doğruyu ve yanlışı ayırt etmek bazen zor olsa da, ilim ve irfanla kendini güncelleyenler hemen tanır onları.

Kamil insan olmanın vakarıyla köpüğün kabarmasına aldırmadan sessiz ve derinden akar giderler, bu topraklara bereket katmak için.

Onlara selam olsun