Emrullah KILIÇ

Emrullah KILIÇ

İslamofobia medyanın bir ürünü mü?

 

11 Eylül saldırılarından sonra Batı'da tırmanışa geçen İslamofobi (İslam karşıtlığı) oldukça tehlikeli boyutlara ulaşmış durumda.

Bu nedenle, İnsan hakları, demokrasi ve Avrupa, Kuzey Amerika ve Orta Asya'daki çatışmaları önlemek amacıyla faaliyet gösteren Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü (OSCE) tarafından İspanya’da iki günlük konferans organize edildi. Konferansta Avrupa'daki Müslüman azınlığa yönelik olumsuz uygulamalar üzerinde duruldu. İslamofobia ile alakalı İspanya’da düzenlenen Avrupa’nın ilk büyük konferansında, Müslümanlara yönelik hoşgörüsüzlük ve ayrımcılığın temel nedeni olarak eğitim yetersizliği ve medya gösterildi.

            Endülüslü Müslümanlara reva görülen baskı, yıldırma asimile politikalarının hala hafızalarımızda olduğu düşünüldüğünde İspanya’nın bu konuda bir günah çıkarmaya yöneldiği düşünülebilir. Şunu da ifade edelim ki Batı, topyekûn İslam'a karşıdır deyip, bütün dünyayı aynı kefeye koymak yanıltıcı olur.

Toplantıdan çıkan sonuca bakıldığında acaba İslamofobia konusunda sorun gerçekten eğitim ve medyanın çarpık bakış açısı mı? Yoksa başka saiklerle açıklamak mı daha doğru olur?

Amerika'da formüle edilip dünyaya servis edilen "İslam korkusu"nun dinî, siyasî ve ekonomik birçok nedeni vardır. Amerika açısından düşünüldüğünde saydığımız bu şartlardan daha çok ekonomik ve siyasi sebeplerin ön plana çıktığını görmekteyiz. Hungtinton'ın formülüyle, Soğuk Savaş'tan sonra Amerika, ulusal kimliğini güçlendirip yeniden inşa etmek üzere kendine bir “öteki" aradı. Bu öteki batılı değerlere karşı direnen tek güç olarak İslam ve İslam dünyası oldu. İslamı terörle özdeşleştirmek işlerini daha çok kolaylaştıracaktı. Bu aynı zamanda Ortadoğu da hem İsrail’in hem de Amerika’nın yapacağı hukuksuzlukları meşrulaştırmanın aracı olacaktı.

İslamofobia konusuna Avrupa açısından bakıldığında durum biraz daha değişiktir.

Genel olarak kendi dinleriyle yaşadıkları sorunlu ilişki, Avrupalı insanın din gerçeğine ve diğer dinlere bakışını derinden etkilemiştir. Nasıl ki kendi yaşadıkları tarihi tüm insanlığa mal etmek gibi bir anlayışları varsa din konusunda da aynı tutumu sergilemektedirler. Bu nedenle kendi diniyle ve ilahi olanla barışık olmayan Avrupa’nın İslam’la da barışık olması beklenemez. Avrupa’nın tarihte yaşadığı siyasi tecrübe de buna pek müsaade etmemektedir. Haçlı seferleriyle başlayan bakış açısı ve şuuraltında bıraktığı izler kolay silinmese gerektir. Dünyayı tanımlarken merkeze kendisini koyan haritaları bile isimlendirirken bu anlayışı yansıtan Avrupa’nın ben-merkezci bakış açısını da İslamofobia’ya eklemek gerekir. Kendini merkeze alması dünyayı doğu, uzak doğu, yakın doğu gibi tanımlamalara yol açmasına sebebiyet vermiştir. Bu anlayış beraberinde dini ve siyasi bakış açısını getirerek kendisini her türlü unsurun merkezinde görmesine yol açmıştır.

Amerika ve Avrupa’dan sonra bu bakış açısı bazı müslüman ülkelerde görülmektedir.

Müslüman olmayan ülkelerde dini, siyasi ve ekonomik sebeplerden dolayı ortaya çıkan İslamofobia sorununun müslüman ülkelerde de ortaya çıkması garip ama gerçek bir durumdur. Yaşadığı ülkenin dinine, değerlerine rağmen söylem geliştiren gruplar neyin mücadelesini verdiklerini ya bilmiyorlar, ya da art niyetli olmalılar. Halkın büyük çoğunluğunun müslüman olduğu ve aynı zamanda bin yıllık bir İslam geleneğinin oluştuğu topraklarda islamofobistlerle aynı dili konuşmak hiçbir zaman memleketin hayrına olmayacaktır. Bu söylemlerinin tutması da oldukça güçtür.

Bir tespitle bitirelim;

Bir arada yaşamak ve çok kültürlülük gibi değerlerin siyaseten doğruluk adına desteklenmesinin uzun vade de Müslümanların işine yarayacağı tespiti Bernard Lewis gibi düşünürler tarafından dile getiriliyor. Bunun zamanla Avrupalıların kendilerine olan güvenlerini sarsacağı ve İslami değerlere teslimiyet anlamına geleceği yüksek sesle ifade edilerek adeta çifte standarda gönderme yapılıyor. Cilalanıp, parlatılan söylemlerin iş Müslümanlara gelince farklı şekilde uygulanmak istenmesinin adı tam da İslamofobia olsa gerek.

Bu yazı toplam 1904 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum